(Emre'den)
"Şirkete gitmem gerekiyor güzelim. Çok işim yok, gelirim hemen."
Uykulu bir şekilde kollarını açtı.
"Sarıl bana."
Kollarımı sıkıca bedenine sarıp boynuna minik bir öpücük bıraktım.
"Hadi uyu sen. Geldiğimde uyandırırım."
"Tamam bebeğim."
Yüzümde minik bir gülümseme oluştu.
"Görüşürüz."
Evden çıkıp arabaya doğru yürümeye başladım. İleriden sesler geliyordu. Arabaya doğru olan adımlarımı değiştirdim ve sesin geldiği yöne doğru ilerledim. Toprak ve Burak karşılıklı bir şekilde konuşuyorlardı. Etraflarındaysa bir sürü adam vardı.
Toprak adamlara başıyla işaret ettiğinde iki tane adam Burak'ı kolundan yakaladı. Burak ise gülüyordu. Bu çocuk bir şey kullanmasa bile deliydi.
"Toprak!" diye seslendim yanlarına giderken. "Hayırdır, n'oluyor?"
"Arkadaş benim mahallemde bana artislik taslıyor." dedi Burak hâlâ gülerken.
"Birazdan kendi mahallende çok güzel bir dayak yiyeceksin." dedi Toprak da gülümseyerek.
"Bırak saçmalamayı Toprak." dedim sert bakışlarımı gözlerine çevirerek. "Eğer bir şey yaparsan başın dertten kurtulmaz. Uyarıyorum."
"Niye? Sen de mi onun tarafındasın?"
"O kısım önemli değil. Sadece Burak'ı tanıyorum. Çok güzel bela oluyor. Sen uğraşamazsın."
Histerik bir şekilde gülüp Burak'a doğru bir adım attı ve yüzüne sert bir yumruk attı. Başı yana doğru düşen Burak yüzündeki gülümsemeyle tekrar başını kaldırdı.
"Senin gözlerini eline vereceğim."
Toprak karnına doğru bir yumruk geçirdi. Onu kolundan tutup geriye doğru çektim.
"Yeter. Al adamlarını git, hadi."
"Bırak lan! Bir şeye de karışma!"
Derin bir nefes verip sakinleşmek için gözlerimi kapattım. Eğer Toprak buna devam ederse Burak gerçekten gözlerini eline verecekti.
"Bana bak gerizekalı, buralar senin geldiğin o sosyete mahallelerine benzemez. Ağzını yüzünü sikerler."
"Bana kimse bir şey yapamaz."
Tekrar Burak'ın üzerine doğru yürümeye başladığında onu kolundan tutup kendime doğru çevirdim ve burnuna kafa attım. Laftan anlamıyordu. Toprak ve birkaç adam bana vurmak için üzerime gelmeye başladığında Burak yanındakilerden kolaylıkla kurtulup benim üzerime gelen adamlardan birisinin sırtına doğru bir tekme attı. Tekme attığı adam yalpalayarak yere düştü. Üzerime gelen her adamı bir şekilde dövüyordum. Burak da diğerleriyle ilgileniyordu. Şu an iyi gidiyorduk ama çok kalabalıklardı.
En sonunda Burak'la sırt sırta geldik. Etrafımızı sarmışlardı. Burak nedensizce gülüyordu.
"Oğlum deli misin sen? Kavga ederken niye gülüyorsun?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Sen (Gay)
RomanceBabası öğretmen olan Ekim, babasının tayini çıktığı için yeni bir mahalleye taşınır. Mahalleyi gezmek için dışarıya çıktığında bir adamla atışırlar. Bu adam mahallede sözü en çok geçen kişidir. İlk başta araları pek iyi değildir ancak ilerleyen zama...