12.BÖLÜM

17 1 0
                                    

Sessiz bir gece, yorgun adımlarım
Hiç haberi yok gibi, ıslak kaldırımların
Kimse görmüyor mu? Kimse duymuyor mu?
Durup önünde kalbinin, kimse durdurmuyor mu?
Herkes gider mi? Herkes gider mi?
Söyle bana küçük adam, her şey biter mi?
Çok erken değil mi? Erken değil mi?
Söyle bana küçük adam, herkes gider mi?
******

  Betül hoca şaşkınca dondu. Olayı anlamaya çalışıyordu. Seçkin hocanın kollarından çıktım. "Ben artık gideyim. Sonra tekrar konuşuruz."

   Gitmek için harekete geçmiştim ki kolumdan tuttu. "Gitme. Biraz daha konuşalım." Bir Betül hocaya bir de Seçkin hocaya baktım.

   Cebinden anahtar çıkardı. "Odama git güzelim. Bende burayı toplayıp geliyorum." Anahtarı aldım ve çıktım. Dediğinin aksine gitmedim. Betül hoca ile konuşacaklarını merak ediyordum.

   "Bu neydi şimdi?" Dedi Betül hoca. Seçkin hoca kayıtsızca "Sarılıyorduk." Dedi.

  "Bir öğrenciyle sarılmak ne kadar doğru Seçkin? Hem sen temasdan hoşlanmazsın."

   "Evet ama bu Arya için geçerli değil. Hem o basit bir öğrenci de değil. Ben onu seviyorum."

   "Sen onu seviyorsun?" Her cümleyi bastırarak söylemişti.

  "Hemde çok. Çok seviyorum." Bir süre sadece cam sesi geldi. Ardından "Ben gidiyorum." Diyen Seçkin hocayı duymamla sessiz ve hızla merdivenlere koştum.

  Hızla dört katı çıkarak odasına girdim. Nefes nefese oturdum. Çok geçmeden iki çay ile odaya geldi. Sanki nefes nefese kalmamış gibi düzgünce oturdum. Bir çayı önüme koydu. "Teşekkürler."

   Gülümseyerek yerine oturdu. Ardından benim bile unuttuğum kabı çıkardı. Önüme koydu. Elime aldım. "Ben bunu tamamen unutmuştum."

  Kapağı açınca kurabiyeler gördüm. "Bunlar?" Elime bir tane aldım. Hâlâ tazeydi. "Senin için her gün aldım. Ne zaman geleceğini bilemedim."

   Gözlerimde yaşlar oluştu. "Siz nasıl? Nasıl bu kadar sevilebilir?" Sesim titrek çıkmıştı. Gülümsedi. "Bende anlamadım güzelim. Bir bakmışım hayatım senden ibaret olmuş."

   Islak gözlerle ona baktım. "Ben bu sevgiyi hak etmiyorum." Yerinden kalkıp karşıma geldi. Ellerimi tuttu. "Hiçbir şey umrumda değil. Sadece seni istiyorum."

   "Ben sizi tanımıyorum bile." Sesimin ağlayacak gibi çıkmasına içimden küfrettim. "Tanışırız o zaman bizde güzelim."

   "Sadece yaşınızı biliyorum." Gülümsedi. "Adım Seçkin. 25 yaşındayım. İki evim ve bir arabam var. Annemin adı Hatice, babamın adı Fatih. Bir kız kardeşim var, ismi Zeynep. Başka ne söyleyeyim?"

  Öğrendiğim bilgilerin çoğunu hafızama kaydettim. "Boş zamanlarında ne yaparsın?" Gözlerinı kıstı. "Güzel soru. Polisiye kitap ve filmleri severim. Onun dışında uyurum. Uyumayı da severim."

   Gülümsedim. "Hobin yok mu?" Yüzümde ki saç tutamını geriye itti. "Var. Yüzmeyi severim. Futbol oynamayı ve izlemeyi de severim. Hangi takımlısın güzelim?"

    "Fenerbahçe." dememle kaşları havaya kalktı. "Olsun güzelim. Her güzelin bir kusuru olurmuş. Bu da seninki olsun. Hem kuşdaş sayılırız."

    "Beşiktaşlı mısın?" Omuzları gururla havaya kalktı. "Hem de en koyusundan." Güldüm.

   O da gülümsedi. Yüz çizgilerine baktım. Çenesine, burnuna, gözlerine, alnına ve en son dudaklarına... Bir anda aramızda ki yoğunluk arttı.

  "Dokunabilir miyim yüzüne?" Seslice yutkundu. "Dokun." Sağ elimi kaldırdım ve yanağına koydum. Elmacık kemiğini hissettim. Daha sonra çene çizgisini takip ettim. Alnından ve burun çizgilerinden geçtim. En son elim alt dudağının çizgisinde gezindi.

   Kendime cesaretlendirerek alt dudağını okşadım. Gözlerine baktığım da koyulaştığını gördüm. İstemsizce ona doğru eğildim. Yüzlerimiz arasındaki mesafeyi kapattım.

   "Yapma güzelim. Sana bu kadar muhtaçken ateşle oynama." Fısıltısını duymazdan geldim. Daha önce kimseyi öpmemiştim ama bu dudaklar o kadar öpülesiydi ki...

   Dudaklarımı dudaklarına bastırdım. Ne yapacağımı bilmeden bir süre durdum. Beni yönlendirmesini bekledim. Çok geçmeden çenemden tutup beni öpmeye başladı.

   Dudaklarımız uyum içinde hareket ederken ilk defa karnımda bir kelebeklenme hissettim. Tanrım. Öpüşmek bu kadar iyi miydi yoksa bunu iyi yapan Seçkin miydi?"

  Nefes ihtiyacıyla dudaklarımız ayrıldı. Gözlerini açmadan alnını alnıma yasladı.

"Hayatıma hoşgeldin, papatyam."
*****
Biraz hızlı gidiyor çünkü kısa bir hikaye olacak.

En fazla otuz ya da kırk bölümde biter.

Bölümler zaten 500-600 kelime arasında genellikle.

İyi okumalar...

AMORE MİO/ DADDY İSSUESHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin