π¹

12 5 0
                                    

Hyunjin, bir kez daha oyunda kaybedince telefonu kapatıp yatağa fırlattı. Bu kaçıncı olmuştu! Ancak yine de vazgeçmeyen genç adam inadına oynamaya devam ediyordu.

Telefonunun zil sesini duyan Hyunjin, homurdanarak sandalyeden kalktı ve yatağın üzerinde ki telefonu aldı.

Minho arıyor...

İstemsizce gelen telefonu yanıtladı ve kulağına götürdü. "Alo, ne var Minho? Gene ne istiyorsun?"

"Bu ne agresiflik aga, halı sahaya gidiyoruz gelecek misin?"

"Kim kimsiniz?"

"Kim olcak oğlum? Han, Jeongin, Changbin."

"He tamam 5 dakikaya oradayım." Telefonu Monho'nun yüzüne kapatıp dolabına yöneldi. Tişört ve şort çıkardıktan sonda üzerini değiştirip odadan çıktı. Hyunjin kramponlarının bağcığını bağlarken babasının sesini duyması ile irkildi. "Hyunjin, hani baklava almamışsın?"

"Ne baklavası baba?"

"Bangchan amcanlara gideceğiz ya, baklava almadın mı?"

"Of ben gelmiyorum, halı sahaya gideceğim, size iyi günler."

"Oğlum ayıp olur, elinde büyüdün adamın. Hem, seninle yaşıt bir oğlu var, beğenirsin belki."

"Baba, agalar, halı saha, yaşıt oğlan yok, kilit ben gider." Hyunjin bir an duraksayıp omuzunun üzerinden babasına baktı. "Çocuğu göster." Seungmin hevesle telefonu çıkarıp bir fotoğraf açtı ve U dönüşü yapan oğluna fotoğrafı gösterdi.

Hyunjin ilk başta umursamadı ancak gördüğü fotoğraf karşısında nutku tutulmuş gibiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Hyunjin ilk başta umursamadı ancak gördüğü fotoğraf karşısında nutku tutulmuş gibiydi. "Uffff." Garip tepkiler veren genç adam koşarak dışarı çıktı. "Hyunjin nereye!"

"Baklava almaya, bir kilo cevizli yeter mi?"

"Fıstıklı alsaydın!"

"Onlarda var fıstık gel gel." Deli oğlan ve babası apar topar komşularına gittiler. Kapıya adeta işkence eden Hyunjin 32 diş sırıtarak kapının açılmasını bekledi. Kapıyı açan kişi Bangchandı, gülümseyerek kenara geçti ve misafirlerin içeri girmesini bekledi. Salona geçtikleri zaman yoğun bir sessizlik ortama hakim olmuştu. "Eee kızımız, aman! Oğlumuz nerede?" Hyunjin merakla asıl kişiyi beklerken içeri sarı saçlı ve çilleri olan oğlan girdi. "Heh geldi!" Bangchan sevinçle gelen oğlunu gösterince Hyunjin ondan tarafa dönüp, Felix'e baktı. "Üff bee, Allah özene bözene yaratmış."

"Ne diyorsun birader?" Hyunjin'in ağzından akan salyalara yüzünü buruşturarak bakan Felix soğuk tebessümünden sonra koltuğa oturup ellerini önünde birleştirdi. "Oğlum baklavayı versene." Seungmin dişlerinin arasından oğlunu uyarınca Hyunjin heyecanla ayağa kalkıp cevizli baklava kutusunu Felix'in üzerine bıraktı. "Sizin için aldım, cevizli."

"Ben cevizli sevmiyorum." Hyunjin'in yüzünde ki gülümseme bir an solacak oldu ancak tekrar toparlayıp, "olsun, ben yine de almış olayım," diyerek yerine geri geçti. Cebinde ki titremeyi hisseden Hyunjin telefonu çıkarıp, gelen aramayı onayladı.

Jeongin arıyor...

"Alo, işim gücüm var benim, niye arıyorsunuz?"

"Oğlum, hani halı sahada buluşacaktık?"

"Lan, bir hatun buldum taşşş."

"Yine hangi kıza musallat oldun?"

"Kız değil oğlum erkek erkek, hemde nasıl erkek, civciv mübarek."

"Erkeklere ilginin olduğunu bilmiyordum."

"Bende, biraz çekingen ama iki güne düşürürüm."

Hyunjin bu oğlanı kafasına takmıştı kesin kendine aşık edecekti. Ancak bilmediği birşey vardı, Felix bildiği erkeklerden değildi. Hyunjin'i yerde bile süründürebilirdi...

BÖLÜM SONU...

LAYYNNNNN!

Fic'in ilk bölümü karşınızda, dediğim gibi kısa ve sık ilerleyen bölümler göreceksiniz. Yeni bölüm haftaya çarşamba, zaten bölümler kısa olduğu için hemen hazır oluyor. Hepinizi öptüm, oy ve yorumları unutmayın! ✨

CEVİZLİ BAKLAVA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin