Hyunjin komşudan geldikten sonra hep Felix'i düşünmüştü. Aklı fikri o sarışın oğlandaydı, hep onu görmek geliyordu içinden. "Aga be Hyunjin, sen ne talihsiz adamsın." Kendi kendine ağıt yakarken aklına bir fikir geldi ve yataktan hızla kalktı. "Aklında dönen tilkiler de ne böyle Hyunjin?" Kendi kendine konuşan oğlan hem hızlıca hem de titizlikle kapının kolunu indirdi. Babası uyanırsa saatlerce onu soru yağmuruna tutardı.
Telefonunu eline alıp en yakın baklavacı Jeon'u aradı. Gece 2 olmasına rağmen normal bir şekilde insanları arayabilen Hyunjin bu konuda çok şanslıydı. Asla utanmaz, ukala herifin tekiydi, herkes onun inatçı tavrını bildiğinden saat kaç olursa telefonu açar ve ne istiyorsa gerekeni yapar ondan kurtulurlardı. Telefon üçüncü çalışta açıldı. "Alo, Jeon, birader bana hemen 1 kilo cevizli baklava."
"Saat kaç bilader haberin var mı?"
"Banane lan saatten, hazırla geliyorum."
"Off tamam dükkana gel." Telefonu yüzüne kapatıp koştur koştur dükkana gitti. Işıkları yanan dükkana sırıtarak baktıktan sonra içeri daldı. "Jeon! Adamın geldi!"
"Gelmez olaydı."
"Ayıp ediyorsun be izmarit, en iyi müşterin ben değil miyim?"
"Para kazanmasam çok beklerdin baklavayı." Hyunjin baklava kutusunu Jeon'un elinden alıp tekrar koşarak dükkandan çıktı. Şimdi ki durak Felix'in eviydi.
Baklava kutusunu evin kapısına bırakmak için kendince planlar kurmuştu. Gece gece yerinde durmak yerine yine bir şeyler yapacaktı. Kutuyu sakince merdivenlere bırakıp hemen zile bastı. Hızlı olmalıydı, kapı açılırsa rezil olmakla kalmaz bütün mahallenin diline düşerdi. Geçtiği duvar dibinden kapıya odaklandı. Bir kaç dakika sonra açılan kapı da Felix'i görünce yine ağzının salyaları akacak gibi oldu. "Tanrım bu ne güzellik." Felix eğilip baklava kutusunu eline aldı ve sırıtarak etrafa bakındı. Hyunjin'i görmüştü, kutuyu onun bıraktığını da biliyordu ve bu hoşuna gitmişti ama Hyunjin'e kolay kolay yâr olmayacaktı.
Felix baklava kutusunu koşarak karşı evin merdivenine bıraktı. Bu hareketi ile Hyunjin'e, baklavayı istemediğini açıkça belirtmişti zaten. Kalbi paramparça olan oğlan duvara yaslanıp yavaşça yere çöktü. Bu yaptığı oldu mu hiç? Hyunjin gece gece ona baklava alıyor ama o baklava kutusunu Hyunjin'in başına geçirmişcesine hareketler sergiliyordu. Ancak deli oğlan asla ondan vazgeçmeyecekti, 'sadece naz yapıyor' diye içinden geçirip kendini kandırıyordu. Felix'in duyguları naz'dan bile beterdi. Onu daha nelerin beklediğini bilmeden evine geri döndü Hyunjin. Yarın ki planları hazır olmalıydı, yoksa o civciv'e yenilip karizmasını altüst edecekti.
Yatağına uzanıp tavanla bakışma seansına geçti. Aklında ki tilkiler durmadan dönüyordu. Sanki kötülük perisi ona her istediğini yaptırıyordu. Ama hayır, bu duygular Hyunjin'e aitti, onun kalbi gerçekten ilk defa biri için çarpmıştı. Ancak bu kişi olabildiğince zor birisiydi, onu yenmek kolay gibi görünmüyor.
"Bekle sen civciv tipli fıstık. Sana o cevizli baklava'yı yedireceğim. Cevizli baklava operasyonu, başlamıştır..."
BÖLÜM SONU...
Evet yine bölüm sonu canavarı!
Bu canavar hep olağan üstü yerleri bozuyor ve hikaye yarıda kesiliyor ama yeni bölüm çok bizde. Oy ve yorumları unutmayın! Hepinizi seviyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEVİZLİ BAKLAVA
Fanfiction"Hyunjin nereye oğlum?" "1 kilo cevizli yeter dimi?" "Fıstıklı al gel." "Onlarda var fıstık gel gel."