Güneşin hücum ettiği suratını eli ile kapattı. Evet yine babası gelip bütün uykusunu darma duman etmişti. Bugün yoğun bir gün onu bekliyordu. Çünkü düğün var! "Hyunjin tembel hayvanlar gibi yatmayı bırak ve kalk. Çarşıya çıkmayacak mısın?" Huzursuzca yerinde kıpırdanan oğlan heyecandan ölüp bitiyordu, Felix'e yazdıktan sonra engeli yemişti ama sonra engelin kalktığını görüp bir daha yazmıştı. Ve son sözü, 'ben mahalleden biriyim ve bugün bir düğün var. Kesin haberin vardır. Bugün beni bulursan sana yazmayı bırakacağım' gibisinden konuşmuştu. Ve Felix bugün onun kim olduğunu bilirse Hyunjin bir daha ona yazamayacaktı!
Babası çıkınca kafasına vurmaya başladı. "Aptal Hyunjin, Felix çok zeki! Kesin anlar." Sinirle yastığı alıp kapıya fırlattı. "Ah babam, sende niye bana düğüne Felix'in geleceğini söylüyorsun ki?" Siniri hep başkasından çıkarırdı.
Halısaha da maç yapan arkadaş grubu Hyunjin'in beceriksizliğini görünce hayrete düştü. Çünkü Hyunjin aralarında en yetenekli oyuncuydu. Jeongin,"Hey Hwang, ne bu keder? Seul denizinde gemilerin mi battı?"
"Yok bir şey."
"Sıkıntı yoksa sıkıntı var demektir."
"Sen bu şeyleri nereden öğreniyorsun?"
"Ben bilirim, her neyse sorun ne?" Hyunjin işaret ve orta parmakları ile şakaklarını ovdu. "Sorun Felix!" Onu içini yiyip bitiren bu hisler Felix sayesinde olmuştu. "Bak gelincik, bazen bu hayatta hep istediğimiz şeyler olmaz. Yani takma kafana." Genç oğlan burnunu karıştırıp, "banane banane ben Felix'i istiyorum," diyerek omuzlarını kaldırıp indirdi.
"E o zaman git açıl."
"Naber Babuşlar?" Changbin, Minho ve Jisung da onların yanına geldiklerinde sohbetleri bölündü. Jeongin, "Bazı kişiler aşık olmuş," diye gözleri ile Hyunjin'i işaret etti. Bunu fark etmeyen Hyunjin'in omuzuna Changbin bir yumruk vurunca Hyunjin'in dudaklarının arasından bir inilti döküldü. "Ah! Changbin sen nasıl bir şeysin böyle!"
"Pardon dostum hafif vurmuştum."
"Bu hafifse daha sertini düşünemiyorum." En kaslı olanı ise Changbin'di. Aşkı umursamayan birisiydi bu yüzden Jeongin'in hislerinden haberi yoktu. Jisung da söylemese bile Minho'yu seviyordu. Minho,"kime aşık oldun Hyunjin?" Diye sordu. Minho daha gerçek hislerin farkında değildi Hyunjin'e çocukluktan beri aşıktı. Şimdi Felix ile olması onu o kadar kırıyordu ki. Jisung da kırılıyordu, Minho'nun onu sevmemesi onu kırıyordu.
Geçen dakikalar üzerine herkes evine dağılmıştı. Hyunjin Jennie ve Jisoo'nun düğünü yarın saat kaçta olacak diye sormak için bir grup açtı. Arkadaşlarını ve Jennie'yi gruba alıp hemen bir mesaj yazdı.
'Jensoo Evleniyor' adlı grubu kurdunuz...
Siz:Hey Jennie! Ben bu grubu düğün ile ilgili bilgi almak için kurdum.
I.N'im:Harbi he, sahi ne zaman olacak bu düğün?
05****:Ne düğünü?
Chango:Sizin düğün Jen, başka ne düğünü olabilir?
Siz:Aynen, bu arada hazır siz evlenirken bende Felixle mi evlensem?
05****:Sen hayırdır kardeş?"
Hanjis:Jen bu bizim mahallede ki Felix var ya, işte bu oğlan ona kafayı takmış.
Minniho:Hiç yakışmıyorsunuz ama neyse.
Siz:Sanane aq?
05****:Hey hey! O Felix benim.
Chango:Zort
I.N'im:Ne büyük zort
Hanjis:Zoooorrrttt
05****:Siz kimsiniz?
Siz, 05**** kişisini gruptan
attınız...B
ÖLÜM SONU...
Zortt!
Heheheh!
Hyunjin az daha naneyi yemişti ama kurtardık. Neyse bu bölüm gecikti ama tam zamanında atmayı başardım. "Napoli'nin genç yıldızı!" Ki bu ben oluyorum. Sizi bölümsüz bırakmadım.
Her neyse oy ve yorumları unutmayın!
Hoşçakalın!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CEVİZLİ BAKLAVA
Fanfiction"Hyunjin nereye oğlum?" "1 kilo cevizli yeter dimi?" "Fıstıklı al gel." "Onlarda var fıstık gel gel."