4 # Yolculuğun Zehirli Kokusu...

7 1 0
                                    

            Yola çıktığımız 7 saat boyunca hala genç ve dinamik'tim fakat Aqua'nın benzini atmış gibi görünüyordu . Ona biraz su verince kendine azıcıkta olsa kendine geldi . Hafiften varıyorduk. Çok silikte olsa önümdeki dağları görebiliyordum . Her ne kadar gözlüğüm kırık olsada . . .

"Sen nasıl bu kadar enerjik oluyorsunda ben böyleyim?"

"Alışkınım..."

"Bu arada ne zaman yemek yiyeceğiz . Ben acıktım ..."

          Ona bir köşede yemek yeme teklifinde bulununca hemen kabul etti ve uzun , dikdörtgenimsi bir taşa oturduk ve çantama önceden doldurduğum ekmek dilimini yemeye başladık . O yemeğini yerken bende bu sırada dalıp gitmiştim . Düşünmek ...  Hayatım bununla geçmişti ... Bedenini saran korkular , çaresizlik ve diğer duygular . Hepsi vicudunu kaplamışken insan nasıl kendisini gerçek gibi hissedebilirki? . Yada bu duygularla nasıl başa çıkar . Susarak...

          Ardından birkaç ses duydum . Bunlara ses bile diyemezdim . Sanki bir ilah benimle iletişime geçiyordu ...  Ses uzaklaşıyordu . Ani bir refleksle ayağa kalkıp koşmaya başladım . Aqua arkamdan bağırsada önemsemedim . Bu tanrıçaya ait sesi kaçırmam dahilinde önemli birşeyi kaçıracağım kesindi ... Bu benim tek fırsatım .

           Bu sırada ilah bana hala şarkısını söylemeye devam ediyordu .. Bu şarkı , huzurlu ve bir okadar'da keskin'di . 

"Yaratılmış bütün varlıklar,

Toplanır büyülü ay ışığımın altında .

Eğer arasan onları ,

Tanrıçanın kucaklarına bak...

--------

Tanrıçanız bir beden buldu .

Büyük savaşın gazisi, 2 maskenin sahip bulduğu beden .

Büyülü sözler aktığında, 

Anlayın O gün kurtuluşun ışığı Ay,

Hepinize yepyeni  hayatlara kavuşacaksınız ...

--------

Alametlerin başı , bulacak sonunu

Cesareti asla bitmemiş Kadim azimliler onun kabusu.

Soyu tehlikede olan kul'larım

Korkmayın , Tanrıçanız hepinizi koruyacak

Biraz zaman , ve içinizdeki azim ...

Hepinizin yaralarına tuzu basacak ama huzur vericek ...

          Ve ses uzaklaşmaya başladı ... Hemen yakalamam gerektiğini biliyordum . Dahada hızlı koşmaya başladım . Ayaklarımı hissedemeyene kadar koşmuş olduğumdan emindim . Yani 2 saat gibi bir süre sanırım . 

           Konu dağılırken aniden o ses karşımda belirdi ... Ani bir şok dalgasıyla sarsıldım . Gördüğüm kişi ... gerçekten onu orda görmeyi aklımın ucundan bile geçirmemiştim . Vücudum kenetlenmiş bir şekilde düşünmeye çalışıyordum fakat nafile ... Eski anılar canlanmış şimdi önümdeydi...

            Bu ölü ikizim Barbaranın ta kendisiydi... 

⛧☾༺♰༻☽⛧

6 yıl önce...

            Ona inanmakta güçlük çekiyordum ... Az önce birisini bıçaklamıştı . Güç bela ayakta kalmaya çalışıyordum çünkü başım dönüyordu .Bu sırada ona fısıldadım . "Neden... neden onun canını aldın?" 

"Dünya adil bir gezegen gibi görünebilir fakat değildir . Sandığından daha zalimdir . Bu hayatta nice ölümlüler , nice İlahlar gördüm ve inandım . Gerektiğinde taptım hatta tapınan olmayı düşündüm . Ve inan bana . Hiçbir tanrıça  Juturna kadar sadakatli değildir . Onunla olmak bana güç vericektir . Ona inancım tam , hemde gerçek kimliğimi orada bulucağım . Şimdi kardeşim... Küçük bir kurbanla bende onun yanına doğru yol alıcağım... Ölüm bizi esir almadan yeniden buluşmak dileğiyle , Hoşçakal..."

            Ve kendi şah damarını kesti ... Yere yığılan bedenini izlerken hala şoktaydım . Ne olduğunu sindirmeye çalışıyordum . Aklımı kaçırmamak mümkün değildi . Ona doğru yaklaştım ve kanından biraz içtim . Demir yalayınca gelen o tat dilime , oradanda damağıma geldi ve yuttum . Sonra biraz daha ve biraz daha derken kendimi kardeşimin kanını içerken buldum . Hayır hayır , bu geçek değildi . Ben ... Ben bir kabustaydım... öyle olmalıydı . 

            Ve sonrasında polisler olay yerini sardı . Luz'u bulan polisler ağzındaki kanı görünce onu ilk önce sorguya , ardından psikoloğa gönderdiler . Birkaç ay  terapi aldıktan sonra onu yurda yerleştirdiler . Aklı hala ablasının cesedinde olan luz . O yıl Void'le tanıştı . ardındansa yurttan kaçtı .  .  .

⛧☾༺♰༻☽⛧

6 yıl sonra ...

"Hayli uzun bir süreden sonra yeniden merhaba "  Ondan gözümü alamıyodum . Hala aynıydı gibiydi . Rahibe şapkası , uzun gür saçları ve siyah elbisesinin üstüne beyaz elbise tulumu . Ondan korkuyordum . Belkide onun kanını içtiğimi düşünmesinden korkuyorumdur  bilemem . Ben düşünürken araya girdi " Hala intikam yeminimi? " diye sordu şeytan gülüşlü ikizim ."Ben ne hak ediyorlarsa onu vermeye ant içtim . Ve ben sözümü tutarım.."

          " Ben buraya boş yapmaya gelmedim kardeşim . Sana söyleyecek ve teklif edecek çok şeyim var . Bunlardan ilki bir iş birliği . "Bir iş birliğimi?" Diye sordum . "Aynen öyle . Sana senin 2. ruhun olmayı teklif ediyorum . Aynı bedende 2 ruh ..." . O bunu deyince aydınlandım . "O zaman daha önceden beni ele geçiren sendin . Şu muhafızların geldiği gün . " 

          "Senin salak olmadığını biliyordum ama etkileyici bir beynin var . Bu bilgiyi Juturna'ya sunucağımdan emin olabilirsin . Eee ne dersin? ." . Ona çok güvenmediğimden onu biraz sorgulamam gerek . sonuçta öylece onun istediğini öylece yapamam . " Peki ben ve sen bu durumdan ne kazanacağız?" . Bana aşırı derece sinsi bir bakış attıktan sonra sorumu cevapladı . " Bu durumda Tanrıça kardeşim Juturnaya sorabilirsin . Fakat ben sana tanrıça'nın gözyaşını verebilirim . Özel tanrılarla iletişime geçmene yarar bu yaşlar . Eğer kabul edersen...

            Tam anlamıyla kafam karışmıştı . Onu dinlerken bile büyülenmiş gibi hissediyordum . Tam bu sırada Aqua bana doğru koşmaya başladı . Ben önümdeki tanrıça dışında hiçbirşey duyamadığım halde bile onun birşeyler söylediğini hissedebiliyordum . Ve önüme atılan kurt beni geri savururken aynı anda tanrıçaya saldırıyordu . Onun bileğinden tutmuş , koparmaya çalışıyordu . Fakat Barbara hiçbir tepki vermiyordu . Sadece ileriye doğru ifadesiz bir şekilde bakıyordu . Tamamen bu diyarlardan uzakta olduğu aura'sından belli oluyordu . O şuan burada değildi . Ben hala düşünüyordum . Şu anda bulunduğumuz anı ve neye karar vermem gerektiğine . Sadece düşünüyordum . Kendimi aciz hissediyordum . 

            En sonunda Barbara kendine gelmiş ve tek bir el hareketiyle Aqua'yı bir kenara sürüklemişti . Acı içinde uluyan kurt pes etmişti . Bu tanrıçayla boy ölçüşemezdi . "Tamam , bu konuyu tanrıça Juturna ile konuşmalıyım ilk önce . Ardından sana kararımı açıklayacağım " Bu sözlerimi duyan Barbara yine tilki gülümsemesini yaparak onayladı ve gözden kayboldu . Bu sırada ağır yaralanmış olan Aqua bana doğru koştu . "Sen... Sen kimsin luz?" Sesi cılız çıkıyardu . Bende ona doğru döndüm ve şöyle dedim .

            "Ben bir tanrıça'nın kardeşiyim..."


PentagramHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin