Mercy//hood

Part 11

Okula gittiğinde arkadaşlarının kantinde oturduğunu gördü Thea. O da yanlarına bir sandalye çekip oturdu. Hepsi telefonlarıyla oynuyordu ve onun geldiğini bir tek Mali fark etti.

"Günaydın Thea Naber ?'' dedi Mali. Diğerleri de fark edip ona döndüğünde her sabahki selamlaşmalarını yaşadılar. Michael'in yanında oturan Thea herkes gibi telefonunu eline aldı. Birkaç sosyal hesabında dolaştıktan sonra Mali, ''Calum'a bir şey götürmem gerekiyor. Bahçede buluşacağız. Thea ve Mike beni yok yazdırmamaya bakın.'' Dedi Mali acaleci bir şekilde.

''Müzikçilerin binasına girmemiz hala yasak mı ?'' dedi Fred. ''Bu müdür hayatımda gördüklerimin en gıcığı.''

''Bir dakika ilk dersimiz ne ?'' Michael gözleri kocaman olmuş bir şekilde Thea'yı kolundan tutup peşinden sürükledi. ''Bayan Hunt bizi öldürecek.'' Dedi ardından.

Derse girdikleri anda telefonuna mesaj geldi. Sıranın altından mesaja baktı.

Calum: Özür dilerim.

Thea: Kes şunu dersteyim

Ve ayrıca neden özür diliyorsun

Michael kafasını Thea'ya çevirip telefonu kapatmasını işaret etti. Sanat tarihiydi dersleri ve bu her ikisinin de en sevdiği derslerden biriydi ama öğretmenlerinden nefret ediyorlardı.

Calum: Sana kendini kötü hissettirdiğim için

Thea: Kendini bu kadar büyük görme koca oğlan

Dün gecenin sebebi sen değildin

Ayrıca gitmeliyim

Bayan Hunt beni yakalarsa biterim

Ve ablana söyle acele etsin yoksa derse yetişemeyecek

Calum: Ablam benle değil ki

Michael kafasını sırada eğip bayan Hunt'a gözükmemeye çalışarak ''Kapat şunu Thea.'' Diye fısıldadı.

Thea: Ne demek ablam benimle değil senin yanına geleceğini söyleyerek yanımızdan ayrıldı

Calum: Bilmiyorum

Thea: Peki bulurum ben onu

Calum: Yani sen resim binasındasın

Thea: Sence sırası mı ?

Siktir git

Şimdi Bayan Hunt'a yakalanacağım

Tabi sen nereden tanıyacaksın Hunt'u

Müzikçi çocuk.

Ya niye bu kadar az okunuyor ?