Umarım beğenirsiniz! 💟💟
Serkan, adamı evden çıkarmak için iki adama işaret etti, sonra Yılmaz'a döndü.
"Zeynep'in bunu yaptığımızı anlayacağını düşünüyor musun?" Serkan sordu.
"Zeynep akıllıdır, bunu düşünebilir! Ama bize bundan bahsedecek ya da bahsetmeyecekse, bunu bekleyeceğiz." Yılmaz dedi.
"Bunu saklıyorsa, Halil İbrahim kimliğini biliyor olabilir ama bize söylemiyor, değil mi?" Serkan sordu.
"Ayni! O bir şey saklıyor ve büyük bir olasılıkla budur." Yılmaz dedi.
i̇ki gün geçti. Zeynep için önemli bir olay yaşanmamıştı. Sadece Halil İbrahim'in hayatına en kısa sürede son vermek istedi. Zeynep daha geç kalırken daha zor buluyordu. Yılmaz'ın her şey hakkındaki bilgisinden korkuyordu. Ama onu daha çok motive eden şey Halil İbrahim'in onu öldürmeye çalıştığını hatırlamaktı. İlişkilerinin doğasının tüm bu hayal kırıklığını gerektirmediğini biliyor. Ama onu bu kadar hızlı öldürmeye çalışmasından beklemiyordu, özellikle de onu bu kadar kolay öldürmeyeceğini söyledikten sonra.
Zeynep'in rutini bu iki günde aynıydı. Ne yapacaklarını ve depoya nasıl saldıracaklarını planlamak için Yılmaz'a gidiyordu.
Halil İbrahim için durum farklıydı. Zeynep'i ve tüm hareketlerini takip ediyordu. Yılmaz'ın yerini bilmesine rağmen planlarının ne olduğunu bilmek için beklemeye karar verdi. Halil İbrahim, Zeynep'i sürekli takip ediyordu. Bu kadar dikkatli olmasına ve takip edilmediğinden emin olmak için güçlü önlemler almasına rağmen onu fark etmedi bile. Ama Halil İbrahim için hamurdan saç çıkarmak gibi bir şeydi.
Planın uygulandığı gündü. Zeynep erkek sayısıyla depoya giderek durumu değerlendirmek için bir süre uzak kaldı. Zeynep şaşırmıştı, her zamanki gibi güvenlik yoktu.
"Allah allah! Güvenlik nerede?" Zeynep merakla sordu.
"Ne nerede? Önünde duruyorlar, Zeynep!" Serkan yerine Zeynep ile birlikte gönderilen Murat dedi.
"Birisi sana kör olduğumu mu söyledi, Murat? Onları görüyorum! Sayılarının normalden daha az olduğunu kastetmiştim!" Zeynep cevapladı.
"Ehh, ne güzel işte! Bu bizim şansımız. Onları çabucak bitireceğiz ve silahları kolayca alacağız." Murat dedi. "Hadi gidelim, arkadaşlar!" Adamları yanına çağırdı.
"Murat, dur! Herkes dursun!" Zeynep onları durdurdu. "Bu bir tuzak olabilir, Salak! İçeride daha fazla adamla bizi bekliyor olabilirler. Bizi resmen avlayacaklar!" Uyardı.
"Zeynep, biz de kolay değiliz. Ben şimdi gideceğim. Plana devam etmek istemediğini bildiğinde Yılmaz'ın tepkisinden korkmuyorsan, seni durdurmayacağım!" Murat, hareket etmeye başlaması için arkasındaki adamlara işaret ederek şunları söyledi.
Zeynep kanının kaynadığını hissedebiliyordu,"Sen kimsin lan!! Kimsin lan sen!" dedi, çok alçak sesle bu duyulmaz. Onları zorla takip etti ve gittikleri planı takip etmeye karar verdi.
dışarıdaki adamları kolayca öldürdükten sonra içeri girdiler. Zeynep'in beklentilerine karşı, içeride hiç erkek bulamadılar, Murat'ı alaycı bir şekilde konuşturdu.
"Ne oldu Zeynepcim? Burada kimseyi görmüyorum! Neden içeri girmek istemediğini açıklayabilir misin?" Murat, Zeynep'e bakarken, diğer adamlar kutuları kontrol etmeye ve taşımaya gitti.
"Ya da ben tahmin edeyim, onların safına geçip ve bizi satmaya karar verdin, değil mi?" diye devam etti Murat.Zeynep şaşkınlıkla kaşlarını çattı, "Ne diyorsun sen be? Kafayı mı yedin sen?" dedi.
Murat herhangi bir hamle yapmadan veya bir şey söyleyemeden, her yerden bir silah sesi yankılandı ve kutuları oyanayan bazı erkeklerin ölmesine neden oldu. Zeynep ve Murat kutulardan birinin arkasına saklanarak karşı taraflara koştular. Zeynep, gelen silah seslerinin yönüne doğru ateş etmeye başladı. Kendisine doğru ateş eden kişiyi vurmaya çalışırken döndüğünde, Halil İbrahim'in orada olduğunu görmek onu şaşırttı. Ama o sırada ona değil, onunla birlikte gelen başka bir adama ateş ediyordu. Dakikalar geçerken Zeynep'in yanına silah sesleri sadece o ve 3 adam daha hayatta olana kadar azalmaktaydı. Silahın şarjörünü değiştirmeye çalışırken, arkasından yaklaşan adımları hissetti ve kafasının yanında silahın sürgüsünü çekme sesini duydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İhanetin Gölgesi (HalZey)
FanfictionRüzgarın savurduğu Artvin kalbinde, eski masallar günümüz gizemleriyle iç içe geçmiş, köy halkının ruhlarını tutsak eden büyüleyici bir anlatı oluşturmuştu. Ancak, sakin yüzeyin altında, elle tutulur bir gerilim kaynamaktaydı. Derinlerde pusuya yatm...