MAZE RUNNER-NEWT [TAMAMLANDI]

NEWT RÜYALARI ÖĞRENİYOR

Diana'nın rüyası ve anlatımı.

Rüya

Bir sıradaydım. Herkes kan veriyordu. Herkesten farklı sayıda tüp kan alıyolardı. Bazılarından 1 tüp, bazılarından ise 5'e bile çıkıyordu.

Yanımda o gün rüyamda gördüğüm kız vardı. Belli ki çok korkmuştu.

"Merak etme Teresa. Bir şey olmayacak. "

" Ben iğneden çok korkarım."

"Kan alınırken gözlerini kapat böylece korkmazsın. "

"Peki, denerim. "

  ...

Rüyamda gördüğüm kızın adı Teresa'ymış. Aklıma Thomas geldi. O gün yanıma gelen çocuklardan biri de Thomas'tı. Kızda Teresa.

Hepimiz labirente gelmiştik. Acaba Teresa'da gelicek miydi?

Bunları düşünürken uyuya kalmışım. Ben gelip beni uyandırdı. Hemen hazırlandım.

Labirentin duvarlarına geldiğimde Minho ve Ben beni bekliyorlardı.

Labirent açılınca koşmaya başladık. Minho'yla arkamıza bakınca Ben'in olmadığını gördük. Hemen geri dönüp Ben'i aradık.

"Ben!Neredesin!? "

"Bak Minho! Ben orada! "

Ben'i bulduğumuzda baygındı. Bir koluna Minho, bir koluna ben girdim.

Kaygana varır varmaz revire gittik. Jeff elinden geleni yapacağını bizim gitmemizi söyledi.

Kulübeye gidip üstümdeki aletleri çıkardım. Rüyaları düşünmeye başladım. Her zaman ki gibi uyuya kalmışım.

Rüya

Laboratuvarın camından Teresa ve Thomas'ı izliyorduk. Yanımda Bay Janson vardı.

"Efendim, onlara güvenerek iyi mi yapıyoruz? "

"Emin ol, onlar labirente gidince bir haftaya kalmaz kurturullar. Ayrıca Teresa hafızasını kaybetmemiş olucak. "

"Siz öyle diyorsanız. "

"Hala Newt için üzülüyor musun? Kabullen artık Diana. Oda deneğin bir parçası. "

"Elimde değil efendim. "

Bay Janson tam gidecekken arkasını döndü.

"2 gün sonra sevgiline kavuşuyorsun. İyi dinlen. "

...

Terler içinde uyandım. Bu rüyalar artık korkutmaya başlamıştı.

Ayrıca Bay Janson'ın yüzü tam olarak gözükmüyordu. Bulanıktı.

Dışarıya baktım. Herkes yemek yemeğe gidiyordu. Yemeğe gitmek yerine rüyaları düşündüm.

Geçmişimle ilgili her şeyi kabullen miştim, ama bizi buraya koyanlarla çalışmak çok ağır gelmişti.

Bu yüzden kendimden nefret ediyorum. Sonra ağlamaya başladım. Duyduğum bir sesle hemen göz yaşlarımı sildim.

"Diana, müsait misin? "

Bu Newt'ti. Başımla onayladım. Yanıma geldi.

"Sen ağladın mı? "

Newt"e rüyaları mı anlatmalı mıydım? Ya benden uzaklaşırsa? Ama anlatmazsam içimde kalırdı. Anlatmaya karar verdim.

"Newt, sana birşey söylemeliyim. "

"Dinliyorum? "

"Ben yaklaşık 1-2 haftadır rüyalar görüyorum, ve bunlar sanırım geçmişi gösteriyor. "

"Ne gördün mesela? "

"Bizleri buraya koyanların yanında çalıştığımı. Özür dilerim Newt. "

Newt'in şaşırdığı her halinden belliydi.

"Geçmiş geçmişte kaldı. Bak şuan bizim yanımızdasın. "

"Sadece bu değil. "

"Başka ne hatırlıyorsun? "

"Ani tepki verme, tamam mı? "

"Tamam vermem. "

"Bizim sevgili olduğumuzu da hatırlıyorum. "

"Ciddi misin? "

Başımla onayladım. Newt bunada şaşırmıştı. Ama daha çok sevinmişti.

"Ben hala seni seviyorum. "

Newt"in dediğiyle bu sefer ben şaşırdım. Cebinden kolye çıkardı.

"Kalbin yarısı sende mi? "

Hemen cebimden çıkardım. Kolyeleri birleştirdik. Kalp tamamlanmıştı. Newt aniden bana sarıldı. Bende onun sarılmasına karşılık verdim.

"Şu çifte kumrulara baksana. Ne kadar tatlılar. Değil mi Minho? "

"Kesinlikle çok tatlılar Thomas. "

Kapıya baktığımda bize gülen Minho ve Thomas'ı gördüm.

"Sizin ne işiniz var burada!? "

"Siz burada aşk yaşayınca sorun yok, biz sizi izleyince mi sorun var?"

"Thomas bence Newt bizi öldürmeden gidelim. "

"Korkaklar bekleyin beni! "

"Koş Thomas! "

"Görüşürüz Diana! "

Bunların haline güldüm. Tam bir çocuk gibiydiler.