"Muhammet abi..."
Arkamı döndüğümde kız kardeşlerimin can dostu Rumeysa'yı gördüm. Gözlerini kaçırıp tekrar bana baktığında sesini duydum. Rahatsız olma düşüncesiyle boynumda asılı duran fotoğraf makinesinde şehadet parmağımı gezdiriyordum.
"Bana d...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Temsili Ayşegül :)
Muhammet Çağlar YURTOĞLU
"Baba nerdesin?"
"Az kaldı, geliyorum tatlı bebeğim." dedim gülerek. Trafik lambalarında durdum. Saniyeye yetişemedim. "Annen ne yapıyor?"
"Hiç..." dedi uzatarak. Geç konuşmaya başlasa da şimdi sürekli konuşmak istiyor, Ayşegül. Tatlı tatlı konuşuyor bir de. Kelimeleri düzgün söylüyor. Konuşmadığı zamanların acısını çıkartıyor sanki. Annesinin peşinden ayrılmıyor. "İkiz bebek kardeşlerim var ya!" deyip kıkırdadı. Karımın gülüşleri geliyordu kulağıma. Sırıtıyorum. "İşte onları sallıyor. Büyümesi içinmiş. Çekirdek de yanımda."
"Uyuyup büyüsün diye."
"Evet!" diye atıldı heyecanla. "Annem demişti."
Yeşil ışık yandığında yoluma devam ettim.
"Büyük babaannem aradı. Bugün. Ne zaman geleceksiniz, dedi. Bir de dedi ki bebekken demişsiniz."
"Sen ne dedin?" dedim sırıtarak. Babaannemgile gitmek nasip olmadı. Karım, ikiz oğullarımıza hamileyken uzun yola çıkamadık. Zorlu bir hamilelik geçirdi. Çok şükür atlattık o günleri. Geçen sene Ramazan Ayında ettiğim duam kabul oldu. İkiz erkek çocuklarım oldu. Karım bana benzediklerini söylüyor. Tek yumurta ikizleri. Ayşegül'den sonra onların gelişi sorumluluklarımı arttırırken baba olmayı daha çok sevdim. Eş olmayı bir başka sevdim. Rumeysa'nın kocası olduğum için şükrediyorum. Böbürlenmiyorum, nazlı bebeğime olan hayranlığımı onu her görüşümde hissediyorum.
"Ben konuşmadım ki... Anneme söyledi. Annemin yanındaydım. Sesini duydum. Yüksekli sesti."
Güldüm. "Yakında gideceğiz inşallah. Annen ne dedi peki?" dediğimde kıkırdadı. Karımın sesini duydum.
"Çağlar... Sevgilim eve geldiğinde konuşalım olur mu?"
Duraksadım.
"Olur güzelim de-"
"Baba! Büyük babaannem, anneme kuduruk dedi. O ne demek?"
Güldüm. "Çağlar gülme!" diye kızdı Rumeysa. Kızım kıkırdıyordu. Ne olduğunu anlamamış. Babaannem güldü diye gülüyor.
