Hikayeye başladığınız tarihi yazın
Odanın aynasındaki görüntüme son kez bakarken, beyaz rahat spor ayakkabılarım ve doktor önlüğüme gülümsedikten sonra omzuma kadar uzanan koyu kumral saçlarımı mandal tokayla tutturdum.
Dünden kalan makyajımı temizlemek için aldığım pamuğa birazcık makyaj temizleme suyunu döktükten sonra yüzüme değdirdim. Yüzümü tertemiz yaptığımda yüzüme kremle masaj yaptım.
Dudağıma parlatıcı sürüp saçımın önünden iki tutam saç çıkardım. Ela olan gözlerim yorgunluktan dolayı açığa çıkmamıştı. Bugün modum yerinde değildi. Süslenecek halim dahi yoktu. Omuzlarımı kaldırıp derin bir nefes aldım. Hızlı adımlara odamdan çıkarken askılıktan montumu ve çantamı aldıktan sonra odamın kapısını kapatıp dış kapıyı açtım.
"Zeynep ben çıkıyorum" diye Zeynep'e bağırdığımda koşarak yanıma geldi. "Bende birazdan çıkacağım kahve içer misin" diye sordu. Kendi kahve kupasını kaldırırken kolumdaki saate bakınca gözlerimin kocaman oldu. "20:56 olmuş saat dört dakikam var ne kahvesinden bahsediyorsun" dış kapıdan çıktım Merdivenden bir basmak indiğimde zeynepin bağırma sesiyle irkildim.
"Kızım arabanın anahtarını unutmuşsun" indiğim bir basamak merdivenden geri çıkıp zeynepin elinde sallanan anahtarı tek hamlede kaptım. Hızlıca merdivenden inerken bağcımın ipine takılıp yere boyladım. "Alina iyi misin" sanırım belimi kırmıştım. Belimi tutarak teyzeler gibi ayaklandım.
Canım acısada bunu belli etmeyecektim. "Sorun yok" diye bağırıdım. Kapının kapanma sesinden sonra dışarı çıktım. Dışarı rüzgarlıydı. Koştukça topuzum dağlıyordu. Arabanın anahtarın düğmesine basıp kapıyı açtım. Önce çantamı arabaya koydum sonrasında bende bindim kapımı kapattım kafamı direksiyona yasladım. Dün hastanın aciliyetinden dolayı gözümü bir dakika kadar bile kırpmamıştım.kafamı kaldırıp Arabayı çalıştırdım.
Radyodan yükselen ses yüzünden biraz daha kendime gelebilmiştim.Belki birazcık bozuldun
Ruhun belki can çekişiyor
belki biraz da kızardın ama
Sana kırmızı çok yakışıyorBağıra bağıra şarkıya eşlik ediyor bir yandanda araba sürüyordum. Hastanenin öne geldiğimde arabayı park edip hızlıca indim saatime tekrar baktığımda tam anlamıyla altı dakika geç kalmıştım. Kumandayı arabaya doğru uzatıp kitledim.
Çantamı açıp arabanın anahtarını içine attıktan sonra fermuarı çektim. Hızlı adımlarla hastaneye girdim. Elif hızlıca yanımda belirdi. "Günaydın" gülümseyerek ona döndüm. "Günaydın" elindeki dosyaya bakarken tekrar bana döndü.
"Odanda hasta var bilgin olsun" dudaklarımı birbirine bastırıp gülümsedim. Kafamı tamam anlamında salladım. Odamın önüne geldiğimde kapıyı açtım. içeride teyze sedyede oturup ellerini birbirine kavuşturmuş beni bekliyordu. Montumu çıkarıp askılığa astım. Benim geldiğimi fark etmiş olacakki gülümseyerek bana döndü.
Masanın üzerindeki dosyayı elime aldım. Dosyaya göz attığımda kadının kanser hastası olduğunu gördüğümde kadına üzülmüştüm ne yaşamıştıda kanser hastası olmuştu? Elimdeki dosyayı tekrar masanın üzerine bıraktım ve teyzeye yavaş adımlarla yaklaştım. Kadının üzgün olduğu gözlerinden belliydi.
"Teyzecim neye canın sıkkın" dedim ellerini tutarken. "Kızım" dedi ellerini ellerime bastırırken "neler yaşadım bir bilsen" yere eğilerek kadını pür dikkat dinleyecektim. Hastalarımın dertlerini dinleyip kendime biraz daha dert edinmek için dinliyordum.
"Bundan iki yıl önce oğlum öldü kızım mezarına bile gidemedim." Kaşlarımı kaldırıp gözlerimi hüzünle açtım. "Neden" teyze göz yaşları içinde bişey anlatamıyordu. Sabah sabah bende göz yaşları içinde boğuluyordum. Eğildiğim yerden kalkıp masanın üzerindeki peçeteyi alıp teyzeye uzattım. Birazcıkta kendime alıp göz yaşlarımı sildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHKUM
Fantasy"Ağlama" gözlerime biraz daha bakamadı. Ellerini yanağımdan çekip arkasını döndü. "Şartım var" Dedi yüzünü görmüyordum. Ama cebinden sigara çıkardığı açıkça belliydi. "Ne istiyorsun yine" arkasını dönüp eldivenlerinin arasına sigarayı alıp dudağının...