Ellerimin üzerinde bir el hissettiğimde gözlerim aralandı. "Burdan gitmene izin vereceğim ama bir şartla" dediğinde ellerimi çektim. "Ne istiyorsun"
Elleri gömleğindeki düğmelere gitti. İki tane açtıktan sonra yakasını kıvırdı. "Beni polise şikayet etmeyeceksin hiç bir şey görmedin duymadın bende aynı şekil seni görmedim duymadım anlaştık mı" ellerini saçına götürüp dağıttı.Elini bana uzattı kabul etmekten başka seçeneğim yoktu. Kafamı sallayıp elini sıktım. Elini çekip gözlerimin içine baktı Sinirlendiğini anladım. Gözleri simsiyah olmuştu. "Ha bide anlaşmayı bozup beni polise şikayet edersen kaçacak delik ara" bunu dediğinde istemsizce gerildim. Tekrar kafamı salladım. Bana doğru yaklaşıp arkamdaki kapıya iki kere vurdu. Kapı dışa doğru açıldı.
Hayır yani iki saattir kapıyı tekmeliyorum yumrukluyorum açılmadı adam iki dokundu diye kapı açılmıştı. "Kerem Aslan"tekrar elini uzattığında Ömer'e döndüm. Onun elini sıkmadan koşmaya başladık. Arkamdan yüksek sesle kahkaha sesi geliyordu.
Evin önüne gelene kadar aralıksız koşmuştuk. Durduğumuzda nefes nefese kaldık. Ömer'le aynanda birbirimize baktık sesizliğin son bulması için konuşmaya başladım. "yaşanılanlar aramızda sakın polisi aramaya kalkma" dedim kurmuş dudaklarımı birbirine bastırarak "Alina sen ne saçmalıyorsun az önce neler yaşadık farkındasın demi?"
Dedi kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu. "Farkındayım fakat polisi ararsak gerçekten bizi öldürürler o adamların gram acıması yok" dedim sitemle çünkü Ömer benim tarafımda değildi. O hemen polisi aramak istiyordu. Ellerini saçına daldırdı. " sen benden şimdi polisi aramamam mı istiyorsun o kadar suçsuz insan ölürken biz hiç bir şey yapmayacak mıyız?"
Gözlerim yere kaydı. Çünkü haklıydı onca insan orda kıvranıyordu. Ama yinede aramamalıydık yoksa bizde ölenlerden biri olmak zorundaydık. "Üzgünüm aramamalıyız" diye ekledim. Ömer gerçekten çok sinirlenmişti. "İyi geceler" diyerek binaya girdim.
Kapımızın önüne gelip zile bastım. Zeynep güler yüzle kapıyı açtı. Beni görünce gülümsemesi solmuş bir şekilde bana bakmaya başladı. Bende ona bakıyordum. Hayla yaşadıklarımı idrak edemiyordum."Kızım ne oldu sana böyle" diyerek beni içeriye aldı. "Ne olmuş" dedim hiçbir şeyi söylemeyecektim. "Resmen rengin gitmiş" arkamda duran aynaya döndüm ruh gibiydim rengim gerçektende gitmişti. "Dışarısı soğuk" dedim inatla inandırmaya çalışarak "iyi peki öyle olsun hadi gel sofra hazır" montumu çıkarıp astıktan sonra ayağıma terlik geçirdim. Mutfağa doğru yürüyüp masaya oturdum. Zeynep kaseye çorbayı koydu.
Elime kaşığı alıp çorbaya daldırdım. Olanları düşünmeye başladım taki zeynebin sesi gelene kadar
"Kızım bişeyler olmuş işte söylesene" kafamı hayır anlamında salladım. Zeynep'te karşıma oturmuş beni izliyordu. Göz göze geldiğimizde "hadi yesene niye beni izliyorsun" Zeynep benden bişeyler sezmiş olacak ki konuşmama rağmen bana bakmıyordu.
Yemeğimizi yedikten sonra televizyonun karşısına geçtik Zeynep telefonda biriyle konuşuyordu. Üstelike çok ciddiydi. Kerem olabilir miydi hayır ya iyice saçmalamaya başladım. "Ne saçmalıyorsun sen ya" diyip telefonu birinin yüzüne kapattı. Allahım yine neler oluyordu. Zeyneb'e dönüp "o kim" dedim sakince "sanane kızım sen söylüyor musun bana"
ayaklarını yere vurarak odasına gitti. İnan bana Dinlemeyi isteyeceğin şeyler değil Zeynep masanın üzerindeki kumandaya uzanıp televizyonu kapattım. Odama geçip kapıyı kapattım. Yatağıma yatıp kendimi uykunun kollarına bıraktım.
Gözlerimi araladığımda yastığımın altındaki telefonu alıp kısık gözlerle baktım. Saat tam sekizdi yataktan
Kalkıp banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp aynayla beş dakika bakıştım. İyi değildim dün düşünmekten gözüme uyku gitmemişti. Yüzümü kurulayıp odaya döndüm. Makyajımı yapıp bağlı kumral saçlarımı açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAHKUM
Fantasy"Ağlama" gözlerime biraz daha bakamadı. Ellerini yanağımdan çekip arkasını döndü. "Şartım var" Dedi yüzünü görmüyordum. Ama cebinden sigara çıkardığı açıkça belliydi. "Ne istiyorsun yine" arkasını dönüp eldivenlerinin arasına sigarayı alıp dudağının...