9. Bölüm

216 16 6
                                    

Arkadaşlar selam, güzel mesajlarınız için çok teşekkür ederim 🤍 Arayı epey açmıştık, sizlere iyi okumalar bölüm sonunda görüşürüz.

Esma'nın özellikle ve özellikle isteği üzerine 'Aynalı Körük' şarkısı açıldığında yüzünde güller açmıştı.
Oğlanın adı Ömer,
Belimi sıktı kemer.
Omuz silkerek ve sırıtarak Oğlanın adı Ömer diye diye oynamıştım. Esma Kutay'ı işaret ettiğinde havanın zehir gibi soğuk olmasına rağmen üzerindeki ceketi çıkartıp üst iki düğmesini de açtığını görünce keyiflendim. Damarına basabildiğimi görmek beni daha da ileri gitmeye zorluyordu maalesef ve bütün gece elimden geleni yaptım. Gece yarısı insanlar dağılmaya başlayınca biz de Ateş Parçası'na geçtik.

"Noluyor sana? Suratın sirke satıyor." Alp yol konsantrasyonumun içine etmişti. Kendisi benden daha fazla alkollü olduğu gerekçesiyle beni şöför yaptı. Sırf antibiyotik kullandığımdan alkol almadığımı sanarak.

"Ay yok be bir şey yoruldum." Herhangi bir yalan söyleme ihtimalime karşı suratımdan gözünü ayırmadı.
"Yaranı kontrol ettin mi? Ben tugaya geçeceğim, beni bekleme ilacını iç ve uyu. Alkollüyüm diye sana verdim, gözünü de yoldan ayırma." Dediğinde dişlerimi göstererek sırıttım.

"Aşkım bi şey söyleyeceğim, ben de alkollüyüm." Burnundan solumaya başladığında da sırıtmaya devam ettim.
"Yok sen gerizekalısın bak, ben kesin kanaat getirdim artık buna. O ilacı içmiyorsun, geldiğimde kaldırıp burnundan içireceğim onu senin." Homurdandım fakat daha da harlandı.

"Hem benim raporum var bir kere. Sen niye içtin görevdeyken, babama söyleyeyim de gör sen!" Dedim nispet yapar gibi. Başını esefle iki yana salladı. "Park et şuraya, ben düzeltirim geldiğimde. Eve giriyorsun, o ilacı içmiyorsun, geldiğimde kaçacak delik arayacaksın sonra da kıyamaz diye düşüneceksin ama bu sefer kıyacağım güzelim." İki yanağımı da sulu sulu öptükten sonra kapıda bekleyen minibüse yöneldi. İçeridekilerle el sallaştıktan sonra park ettim ve gözden kayboldukları an Kutay'ın evine yürümeye başladım. Yaklaştığımda boğuk gelen sesler netleşti, içeride kıyamet kopuyordu.

"Yeter ya! O kadına söylediğim şeyler sorun senin için değil mi? Nişanlınım oğlum ben senin. Ne bir görevden haberim var, ne bana özel bir şeyin var. Bir kere bile sevgi sözcüğü kullanmadın ya da hissetmem için çabalamadın. Rezil ettin ya sen bu gece beni. Bugüne kadar hep Yeliz ile Kutay'dık biz. Ama sen amaçsız bir şekilde dağıldın, dağıttın." Yalnızca Yeliz konuşuyordu, konuşmak da denebilirse.

"Abin terörist çünkü Yeliz. Bundan dolayı her şeyden haberin olmuyor olabilir mi? Seni abinle aynı kefeye koymak istemiyorum fakat benimle nişanlanma fırsatı sana sunulmamış olsa şu an sen de elinde keleşle bize sıkacaktın yalan mı?'Yakışıklı çocuk.' diyerek bana odaklanmasaydın şimdiye ohoo. Bu yüzden de sen hep öyle sandın ama biz hiç Yeliz ile Kutay olmadık seninle. Şimdi yüzüğünü çıkart masaya koy sonra da defol git."

Duyduğum şeylere şoke olup kapıya bile yaklaşamadan topuklarımın üzerinde geri döndüm. İki kişinin özelini istemsizce dinleyip üstüne çocuk gibi geri kaçmıştım. Eve girdim fakat, evde olduğumu anlamasın diye ışıkları açmadım. Ayakkabılarımı bile çıkartmaya gerek duymadan salona geçip bir sigara yaktım. ikinci sigaranın yarısına gelmiştim ki kapı çaldı fakat açmadım. Anahtar sesi kanepeye gömülüp sıkı sıkı örtündüm. Alp burnumdan ilaç sokmaya gelmişti. 'Allahım, nolur uyandırmaya çalışmasın.' dedim içimden.

"Sana gelmezsen ben gelirim demiştim. Şansıma anahtarı da kapıda unutmuşsun, tüh." Kutay'ın insanı kışkırtan sesini duyduğumda gözlerimi daha da sıktım. 'Aptalsın Karya. Gerçekten gerizekalısın.' içimden artık bende kendimin gerizekalı olduğuna kanaat getirdim.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 11 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

A V C IHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin