𝑷𝒂𝒈𝒆 (6) 𝑼𝒏𝒆 𝒃𝒍𝒆𝒔𝒔𝒖𝒓

3 1 0
                                    


27 Şubat 1100

Küçük bir kız çocuğu ellerinin altındaki toprağı oynuyor, şekiller veriyor ve yarattığı sanatına gurur verici bir gülümsemeyle bakıyordu. Uzun saçlarının kahkülleri gözüne kadar uzanıyor, güneşten açılan saç uçları omuzlarını süslüyordu. Üstündeki tulum çamura bulanırken umursamazca ıslak toprağın üzerine oturuyor ve oyununa devam ediyordu.

"Jullie!" Diyen ince ses  kıza doğru yaklaşmış ve kollarından tutup ayağa kaldırarak çamura bulanmış bedenine bakmıştı. "Sana kaç defa dedim evden çıkmak yok diye?!"

Kızın gözleri dolarken elleriyle oynamaya başlamıştı. "Ama Terra dadı…" demişti arkasında bıraktığı kalesine bakıp tekrar önüne dönerken. " Ev çok korkunç ve bir sürü kötü şeyler var."

Kadın her zamanki duyduğu şeyleri dinlerken kızının kolundan tutup çekiştirerek evin içine sokmuştu tekrar. "Dua et de Bay Min görmesin bu yaptığını. Onun affı yoktur." Diyerek sinirini belli etmiş ve tuttuğu kolu daha bir sert sıkmıştı. Evin altındaki kilere doğru yürüdüğünde ise kızı kolundan itmiş ve kapıyı kapatmıştı arkasından. "Bir süre aç susuz orada kal da aklın başına gelsin, Jullie hanım."

Kız yüzünü buruşturup kendi bedenini sîneye çekerek duvara yasladığında derin bir nefes alıp vermişti. Burayı hiç mi hiç sevmiyordu. Burada ona göre kötü şeyler vardı ve dadısına ne kadar söylerse söylesin, ne anlatırsa anlatsın inanmıyordu. Ceza almamak için bir bahane kabul ediyordu söylediklerini.

Bir kaç gün önce kilere tıkıldığında yalnızlık çekmemek adına, evin hizmetçisine yalvar yakar içeri sokuşturduğu bebeğini çuvalların arasında bulmuş ve sarılmıştı şimdi. Gözlerini kapadı usulca. Kendi içinde bir şarkı bulmuş ve sözleri anlamsız olan besteyi ağzından döküyordu.

"Jullie güneş kadar güzel," diyerek hafif ritimli ve ince sesiyle bir şarkı söylüyormuş gibi çıkmıştı kelimeler. "Deli yürekli bir savaşçı, kırmızı güllere benzer saçları."

"Bayan Jullie." Demişti bir ses. Kız bu sesi tanıdığı için şarkıyı harlamış ve hızlı bir biçimde söylemeye başlamıştı. Ses tonu yükselmişti.

"Çanların şarkısını duyarsan,"

"Jullie"yi göreceksin ağlarken."

"Başkalarının acısını alıp,"

"Kendi içinde taşırken."

"Ama o gerçeği biliyor,"

"Herkes yaşayamaz…"

"Kalbi ikiye bölünmüş halde, şimdiden soğuk."

"O yalnız bir çocuk ama bir ağırlık var üzerinde,"

"Ve ezecek onu öyle ya da böyle."

"Ve insanlar konuşacak; beş para etmez o, daha zavallı bir kapıdan bile çıkıp gidemiyor."

"Ama o bir canavar seziyor, onu esir alan."

"Güneş kadar güzel, Jullie,"

"Rahminin meyvesini yitirdi.

"Hiç sevgi görmedi."

"Bir babası var, babaya benzemez asla,"

 novis Caritate // YoonminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin