Bölüm 1

68 4 2
                                    

Her zaman ki gibi sabah erkenden uyanıp elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkayıp geri odama döndüm. Üstümdeki pijamaları çıkarıp dar orta boylu siyah bir elbise giyip üstüme rengine uygun mavi bir takım ceketi giydim. Salona doğru yürüdüm. Gözüm ev arkadaşım aynı zamanda da en yakın arkadaşlarımdan birisi olan Zehra'yı arıyordu. Oturma odasına girdiğimde masanın üzerinde bir not vardı; "Gözdem günaydin. İşimden dolayı erken çıkmam gerekti. Ofisimde seni bekliyor olacağım. Bir an önce gel kurt gibi acıktım kahvaltı yapalım. Ezgiyi yanında getirmeyi de unutmaa. Seni çok seviyorum :)" Notu okuduğum gibi siyah ince ve kısa topuklu ayakkabımı giyip evden çıktım. Adliyede işlerim vardı önce oraya uğrayıp ardından Ezgiyi alacaktım. Evden dışarı çıktığımda her zamanki manzarayla karşılaştım. Oktay tam karşımda telefonuyla oynuyordu; "Günaydinlar sayın savcım." dedi yüzünde gülücükler saçarak. "Ooo günaydınlar Oktaycığım. Seni gördüm günüm aydı!" dedim samimiyetle gülümseyerek. Oktay tam 7 yıldır arkadaşımdı. Şuan oturduğumuz evin bir zamanlar sahibiydi.
Oktay'ı geride bırakıp arabama doğru yöneldim. Adliyeye gitmek için arabamı çalıştırdım ve yola çıktım. Ankara'nın güzel caddelerinde araba sürmek çok keyif vericiydi.
Arabamın radyosundan en sevdiğim parçalardan olan kolay değildir şarkısını açtım. Uzun siyah saçlarım açık camdan gelen rüzgarla dans ediyordu. En çok sevdiğim şey işim ve araba sürmekti.
Adliyede imzalamam gereken birkaç dosya vardı. Hemen kapısının önünde durdum ve binadan içeri girdim. Bura bana çok huzur veriyordu. Sadık yardımcım Başkomiser Ali'yi gördüm koridorda. "Savcım günaydın. İstediğiniz dosyaları odanıza koydum." dedi kibar bir tonda. "Teşekkür ederim Ali. Sende olmasan halim yaman." dedim neşeli bir şekilde. "Estağfurullah savcım." deyip güldü Ali de.
Odamdaki dosyaları inceleyip bazı yerleri imzaladım. Birkaç dosyayı da yanıma alıp çıktım.
Ezgi çok ünlü bir şirketin sunucusuydu. O benim liseden belli en yakın arkadaşımdı. Ailemiz sürekli iç içeydi. Ezgi'yi arayıp dışarı çıkmasını söyledim. 5 dakika sonra hemen yanıma gelip arabaya sağ koltuğuma oturmuştu.
Birlikte Zehra'nın ofisine gittik. Zehra ise avukattı. Onunla Ankara Hukuk Fakültesi'nde tanışmıştık.
Zehra bizi gördüğünde etrafa güzel yüzüyle gülücükler saçtı. "Sayın savcım, sayın muhabirim... Hoşgeldiniz. Sonunda!" sonunda derken biraz bizi beklemekten sıkılmış olduğunu fark ettim.
Bizi koca ofisindeki minik mutfağına götürdü. Bizim için özenli ve güzel bir kahvaltı masası hazırlamış. Afiyetle yemeğimizi yeyip masadan kalktık. Asıl meselemiz olan davamızdaydı konu sırası. Yanımda getirdiğim dosyaları çıkarıp masanın üzerine koydum. "Beklediğimden daha çok yoracak bu iş ben size söyleyim." dedi Ezgi. "Yorucu işlerden sıkılsaydık hukuk okumazdık güzelim. Hem bizim zorumuz yoktur. Biz zordan değil zor bizden korksun!" dedim son kelimelerimi biraz alayla söylerken. Zehra aynen manasında kafasını sallamakla yetinmişti.
Zehra tüm dosyaları okuyup bana doğru çevirdi kafasını. "Gözde iyi güzelde bu adam çok tehlikeli biri. Grupta sadece senin silahın var. Bize de eminimki silah lazım olacak. Sen bir şeyler yapamazmısın bu konuyla ilgili?" dedi endişeli bir tonda. "Başsavcıyla konuşmak gerek. Elimden geldiğince sana silah verilmesi için uğraşacağım merak etme." dedim onu rahatlatmaya çalışarak.
Ezgi dikkatli bir şekilde bizi dinliyordu. Konu hakkında hiç yorum yapmıyordu.
Dosya hakkında tartışıp geri işlerimize döndük. Adliyeye girdim. Ali'yi göremedim. Büyük ihtimalle emniyete geçmiş olmalıydı. Odama girip sandalyeme oturdum. Başım yerinden çıkacak gibi ağrıyordu. Masanın üzerinde duran şişeden bir bardak su alıp içtim. Kafamı sandalyenin başına yaslayıp beyaz tavana diktim gözlerimi. Bu iş düşündüğümden daha yorucu olacaktı. Neyse ki yalnız değildim. En yakın arkadaşlarım da yanımdaydı bu dosyada.
Odama bir bardak çay söyleyip dosyaları tekrar tekrar okumaya başladım. Başımın ağrısına daha fazla dayanamayıp ilaç içtim. Kafamı geri sandalyenin başlığına yasladığımda bu suç örgütünü çökertip kendimle ve arkadaşımla gurur duyduğumu düşünmeye başladım...

EzhelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin