Zeynep'ten...
Sabah horozun ötmesi ile uyandım. Dur bir dakika horoz sesi mi? Millet alarm sesi ile uyanır ben horoz sesi ile mi uyandım?
Gözümü açtığımda pembeye boyadığımız tavana bakıp kafamı sağa doğru çevirdim. Kafamı çevirmemle horoz ile göz göze gelmem bir oldum. Ben yüksek bir çığlık atarken horozun da ötmesi tam bir ahenk yaratmıştı. Hızlı bir şekilde yataktan fırlayıp salona kaçmıştım. Mira güle oynaya kahvaltı hazırlıyor hiç bir şey yokmuş gibi takılıyordu. Benim peşimden gelen horozu görünce Mira'nın arkasına saklandım."Mira horoz var evde!"
"Zeynep! Korkutma Muazzez'i."
"Muazzez derken? Lan bu horozu eve alan sen misin!?"
"Horoz demezsen sevinirim psikolojisi bozuluyor. Ve evet ben aldım çok tatlı değil mi?"
"Aynen tatlı,başımın dibinde öttü sabah sabah."
"Aaa Muazzez böyle anlaşmamıştık. Zeynep ablanı değil Gülsu ablanı uyandıracaktın. Zeynep onun adına özür dilerim evde yeni odaları karıştırmış."
Horoz pardon Muazzez Mira'yı sanki anlamış gibiydi. Arkasını dönüp içeriye koştura koştura gitti.
"Sen iyice kafayı yedin Mira."
Tam Mira konuşacağı zaman Gülsu'nun ağlamaklı bağırmasını duyduk. Koşarak Gülsu'nun odasına gittik.
"Ay ne bu be! Atın şunu evden!"
"Gülsu! Öyle deme psikolojisi bozuluyor. Zeynep bir sen iki ha."
"Lan horozun psikolojisi mi olur aptal! Zeynep kurtar beni şu iki manyaktan."
"Ay ne yaparsanız yapın. Hadi gel Muazzez sana da sofraya tabak koydum. Yerini ayarlayalım hadi."
Mira ile Muazzez giderken Gülsu ile ben arkalarından garip garip bakıyorduk.
"Mira kafayı yedi sanırım."
"Sanırım az gelir Gülsucum."
"Horozun psikolojisi mi olur ya?"
"Olur yavrum olur. Unutma Zombilerinde kalbi var."
"Aha geldi bunun edebiyatçı yönü. Sende git hadi hadi."
"Aaa kovdu beni. Bunu bir kenara yazdım Gülsu hıh."
Yavaş adımlarla odama yöneldim. Kapımı kapattım ve yavaşça yatağıma oturdum. Geçirdigim o yorgun dün geceyi hatırladım. Bu gün hiç bir ev işi olmadı bir oh çektim ve yüzümde yavaşça bir tebessüm oluştu.
Ayağı kalkıp esnedim. Dolabımın önüne gidip kapağını açtım. Bugün kahvaltıdan sonra direk köy okuluna gidecektim. Evimiz atandığım köy okuluna 45 dakikalık uzaklıktaydı. Bu yüzden rahattım.
Gideceğim yere uygun,rahat, şık olacak şekilde kombin yapmak istiyordum.
Altıma siyah,İspanyol paça pantolon giydim. Üstüme ise mavi gömlek giydim. Çantama ufak tefek şeyler koyup makyajımı yapmaya başladım. Çok aşırıya kaçmadan hafif bir makyaj yaptım. Saçımı ise hafif dalgalı hale getirip topladım. Çantamı ve ceketimi elime alıp kızların yanına gittim."Ooo Zeynep hanım bu ne şıklık?"
"Ne şıklığı ya abartma Mira."
"Ben ve abartmak alındım."
"Zeynep! Şu Mira'ya söyler misin benim sandalyemden Muazzez'i alsın!"
"Oha Mira cidden tavuğun yakasına mendil mi taktın?"
"Tavuk değil horoz! Ve horoz değil Muazzez bunun da psikolojisi var ya!"
"Ben bu gidişle dışarda yemek yiyecem. Ya Zeynep nolur bişi de ya!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansız Kalacak
Teen FictionHayat her zaman mutlu sonla sonlanmaz. Hiç bir zaman her şey yolunda gitmez. Hiç bir zaman kader hayallere aşık olmaz. İmkansızlıklar her zaman peşimizden gelir. Bunlarla savaşmak her zaman yenilgi ortaya çıkarır. Zeynep, adı gibi güzel dimdik duran...