Bölüm 11: Parti başlasın!

10 2 43
                                    

(Emroşumun anlatımıyla. Bu arada size Emre'den not var aşağı bıraktım)

Emreniz geldii! Sevinenler elini kaldırsııınn!!

Ay sizi çok seviyorum ya benim halimden anlayıp esprilerime gülen bir siz varsınız canlarım!
İyiki varsınız sizi Elâ'dan bile çok seviyoruumm!!

(Günümüz diyelim artık)

Geceleyin yumuşacık yatağıma yattığımda aklıma mütiş bir fikir gelmişti.

Eren'in evinde bir gece...

Nasıl olurdu acaba? Bir pijama partisi yapardık off. Evet karar verildi. Eren'in evinde pijama partisi yapacağız!

Tabii önce ona sormam gerekiyordu... Ama bunu sabah hallederdim. Şimdi uyuyup rüyamda Elâ'yı görmem gerekiliydi.

_+_+_+_

"Alo!"dedim telefon açılır açılmaz.
"Ne var Emre sabah sabah?"
"Hani biz 1 haftalık tatildeyiz ya."
"Eee, bende biliyom bunu?"
"Heh işte pijama partisi yapak mı?"
"Yapak mı mı?"
"Hee"
"Ya Emre bi git işine işsiz misin sabah sabah aklına bu mu geliyo rüyanda mı gördün beni!? Köylü yaa."
"Hee"
"İşsiz manyağın ebesi."
"Ere-"

Suratıma kapattı. 2. kez...

Telefonun başında gözlerini devirdiğini hissettim.

Bunu kabul ediyorum olarak alıyorum...

Pijamalarımı bir Türk geleneği olarak bim poşedine koyduktan sonra yastığımı da attım içine. Bim poşeti markadır gerisi yalandır kardeeşş. Şuna bakın hepsini aldı.

Abur cubur işlerini ben halledecektim. Çünkü Eren'in bundan haberi yok- herneysee. Şşt, çaktırmayın. Bunun için de giyinmeye başladım.

Üstüme siyah boğazlı yün bir kazak, altıma da siyah bir kot pantolon giydim. Kulaklığımı da boynuma geçirdim. Ben Emre'ydim sonuçta. Ne zaman müzik dinleyeceğim belli olmazdı. Sarı saçlarıma da düzgün bir şekil verdim. Aynada biraz kendime baktım. Yine çok yakışıklı olmuştum. Her zamanki gibi. Telefonumu, cüzdanımı ve anahtarlarımı cebime attıktan sonra siyah botlarımı giyip evden çıktım.

Sırıtarak yolda ilerlerken telefonumu çıkardım ve Eren'i aradım.
"Komşu komşu?"dedim açıldığında sırıtarak.
"Hu hu?"dedi Eren oyunuma ortak olarak.
"Oğlun geldi mi?"
"Gelmedi."
"Sana yazık o zaman benimki geldi. Komşu çatlatan dök üstüne de çat çat çatla."
"Senin oğlun mu var Emre?" Bunu ironiden sorduğunu biliyordum ama yine de cevap verdim.
"Hee"
"Allah'ın köylüsü işte ne yaparsın."
"Sanki sen Mars'taki zuzaylısın da gelmiş bana burda üstünlük taslıyorsun." Hâlâ sırıtıyordum.
"Zuzaylı mı?" Kafası karışmıştı.
"Hee"
"Bi git işine işsiz yaa"
"Eren-" Sözüm kesildi.
"NE VAR LAN NE VAR KAHVALTI YAPTIRMADIN SABAH SABAH DOĞRU DÜRÜST!?"
"Hem işine git diyorsun hem işsiz diyorsun hangisi?"

Bip Telefon kapandı...

Türk milletinin vazgeçilmez marketlerinden olan bime adımımı attım ve karşımda o duruyordu;

Ensar...

Uykulu gözlerle abur cuburların önünde öylece duruyordu.

Sırıtıp sessizce ona yaklaşmaya başladım. Arkasından yaklaştım, yaklaştım, tam arkasında durduğumda birden omuzlarından bastırdım ve bu ani hareketimle karnıma dirseğini yemem bir olmuştu...

"Aahh!!"diye inlememle sesimi tanıyan Ensar arkasını dönüp şaşkın gözlerle baktı bana.

"Emre?"dedi. "Ne diye sessizce yaklaşıyon oğlum?"
"Ne diye dirsek atıyon oğlum!? Aaahhh!" Tekrar inlememle güldü. "Şu acınası görüntünün fotoğrafını çekip Eren'e atmayı çok isterdim ama zamanım yok."dedi sırıtarak.

ERKEK FATMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin