3. Bölüm: İlayda

49 5 33
                                    

(Ensar'ın ağzından)
İlk bölümde Beyza 'ikimizin' dediği için şaşırmış olabilirsiniz. Çünkü ben oraya çoğunlukla gitmem, bu nedenle Enver sadece onlara baktı.

Öte yandan daha sonra ne yaptığımı anlatsam iyi olur sanırım....
Onların evi birbirine yakın olduğu için onlar 3'ü birlikte giderlerken ben sağa doğru, evime doğru yokuş çıkmaya başlamıştım bile. Egemen, Emre ve benim evim sağda, Enver ile Eren'in evi soldaydı. Artık Beyza'da aramızda olduğuna göre ve evi solda olduğuna göre, artık Enver ve Eren'e sohbet arkadaşı çıkmıştı.

Bunları eve gelirken düşünmüştüm, evim yakındı zaten.
"ABİİİİİ"

Bu benim kız kardeşim İdil. 10 yaşında.
"Abi, öğretmen proje ödevi verdi, yardım eder misiinn??"
"Hepsini bana yaptırmaya çalışacağını bilmedeğimi mi sanıyorsun küçük çakal!"
"Ama abi ne zaman öyle bişi yaptım ben sana!?"
"Dün"
"Ama abi sen beni sevmiyor musun yoksa!?"
"Seni tabii ki seviyorum bitanem ama sende bütün ödevlerini bana yaptırıyorsun!"
"ANNEEEEEEEEEEEEEE!!!!!!!!!!!!!"
İdil bir anda bağırınca şaşırmış tavuğa döndüm!
"İdil! Ne yapıyorsun!"
"ANNEEEEE!!!!"
"NELER OLUYOR ORADA!!?"

Annem elinde tahta bir kaşıkla gelince bana hesap soracak sanmıştım.
"İdil ne yaptın yine!?"

"Ama anne ben bir şey yapmadım!"
İdille annem tartışırlarken bende odama sıvıştım.
"O KADAR KOLAY KURTULAMAZSIN ENSAR EFENDİ!!!!"
Annem merdivenlerden çıkıp kolumdan tutarak beni odaya sokunca bir off çektim.
"Ama anne benim ödevim var akşam yemeğinde azarlasan olmaz mı!?"
"İdil hep böyle yapıyor zaten.... Sen ödevini yap ben arada sırada bağırayımda küsmesin."

Ben herkesin tabirinde çok çalışkan bir öğrenciydim, hem çalışkan, hem soğuk, hemde sessiz.... Bu nedenle sınav sıralamasında ismimi ilk beşte görür, benim varlığımdan bu şekilde haberdar olurlardı.

Ödevlerimi bitirdikten sonra tam kitaplarımı topluyordum ki telefonum çalmaya başladı. Emre arıyordu.
"Ne var Emre?"
"Niye öyle diyorsunuz beyfendi, alındım, gücendim!"
"Ya Emre mal mısın ne diyeceksen de kapat ya işim var!"
"Tamam tamam! Ensar senin neden sevgilin yok?"
"Bunun için mi aradın beni?"
"Ya az önce Egemenle onu konuşuyorduk da, Egemen 'Kimseden hoşlanmıyormuş'dedi. Bende emin olmak istedim."
"Malsın sen, malsın, git akıllan gel öyle ara beni."
"Ensa-" Bip bip bip
Telefonu yüzüne kapattım.

Kitaplarımı toplayıp aşağı, salona indim. Bizim evimiz iki katlıydı, üst katta herkesin yatak odası bulunuyordu. Alt katta ise büyük bir salon ve mutfak bulunuyordu. Salonun içinde televizyon da mevcuttu. Dış kapıdan ilk girdiğinizde sizi salon karşılıyordu, sol taraftaki merdivenlerden tırmandığınızda benim odama, merdivenleri es geçip sağ taraftaki koridora girdiğinizde mutfağa ulaşıyordunuz.

Babam imdadımıza yetişmiş, İdil'in ödevlerini yaparken İdil'de televizyona bakıyordu.
"Seni küçük çakal!"diyerek İdil'in saçlarını bozduğumda biraz homurdandı, bende mutfağa, annemin yanına geçtim.

Birlikte sofrayı hazırlarken bugün olanlardan bahsediyordum. Anneme Beyza'dan bahsedince "Güzel buluyor musun bakalım?"dedi. Ona Beyza'nın diğer tüm kızlar gibi sıradan ve güzel olduğunu, ondan hoşlanmadığımı ve daha yeni yeni güvenmeye başladığımı anlattım.
Bunun üzerine "Seni pisikoloğa götüreceğim, pisikoloğa!"dedi.
"Anne onun adı psikolog, hem götürsen ne diyeceksin 'Pisikolog hanım oğlumun pisikolojisi çok bozuk, bir türlü sevgili yapmıyor!' mu diyeceksin!?"diyerek taklidini yaptım.

Sesini çıkarmadı, yemek yedik ve sofrayı toplayıp bulaşıkları yıkamasına yardım ettim. Daha sonra gidip İdil'in öhöm, pardon, babamın ödevlerine yardım ettim. Sonra da odama çıkıp Beyza'nın telefonu bende olmadığından 5'li grup araması yaptım.

ERKEK FATMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin