Jungkook, alfanın evindeydi.
Sabah ki konuşmalarının üzerinden bir buçuk saat geçmişti ve o andan sonra bir daha da konuşmamışlardı. Taehyung ona kalan son işlemleri halledip döneceğini söylemişti ve o da bekliyordu.
Kızgınlıktaydı.
Vücut sıcaklığı normal derecesinden daha yüksekti. Feromon kokusu kendi burnuna kadar doluyordu ve o alfanın yatağında cenin pozisyonunda uzanıyordu.
Jungkook diğer kızgınlıklarında ihtiyaç duyduğu alfa feromonlarını babasının kıyafetlerinden ve ona sıkıca sarılarak yaydığı rahatlatıcı feromonlarla gideriyordu. Kasık ağrılarına pek bir çözümleri yoktu çünkü bununla bir tek Jungkook başa çıkabiliyordu. O anlarda da kendisine istenen müsade veriliyordu. Omeganın bir çözümü olmayan kızgınlık sorunu ise ruh eşi izinin çıkacağı bölgenin ateşler içinde olmasıydı. Diğer vücut bölgelerine göre sıcaklık hissi en fazla ve en çok sızı da oradaydı.
Kürek kemiklerinin arasındaydı.
Bu yüzden sırt üstü yatmak yerine cenin pozisyonunda bacaklarının arasındaki yastıkla dinlenmeye çalışıyordu.
Kim Taehyung'un ruh eşi olduğunu anladığı o günden sonra da geçirdiği tüm kızgınlıkları şimdiki gibi onun evinde atlatıyordu.Bir feromonu yoktu Taehyung'un evinde. Evin kendisine ait hafif bir kokusu ve Taehyung'un yıkanmış kıyafetlerinde kalan deterjan kokusu vardı. Jungkook onun kıyafetleriyle ve yatağına sinmiş ferah kokusuyla kızgınlığını atlatmaya çalışmıştı.
Yabancı sayılacak olan tek koku da kendi feromonlarının yaydığı kokuydu ki birden fazla kızgınlığını bu evde geçirdikten sonra artık bu koku da ev için yabancı sayılmazdı.
Jungkook'un sulanmış kısık gözleri Taehyung'un odasının içinde gezinirken gereksiz hiçbir eşyanın olmadığı alanlarda dolanmıştı gözleri. Yatağının hemen yanında olan komidinin üstünde gece lambası vardı ve bu lambanın yanmadığını Yoongi'ye yakalandığı o gece öğrenmişti. Yanmayışı yüzünden odanın lambasını açık bırakmıştı ve hırsız muamelesi gördüğü o günden sonra da elini bir kez bile sürmemişti.
Bu sır ise Yoongi ile ikisi arasında Taehyung öğrenene kadar gizli kalmıştı.
Taehyung'un kıyafet dolabında pek bir eşyası da yoktu. Neredeyse kızgınlık anlarında çoğunu kullanmıştı. Taehyung o kadar az şeyle yetiniyordu ki orada kaldığı vakitler boyunca kendine yemek yapmak istediğinde gerekli araçları bulamıyordu.
O anlar da Taehyung'un bu yalnızlığına ve ıssızlığına üzülürken bir kere bile gelmemeyi düşünmemişti. Kendi tırnaklarıyla inşa ettiği bu evde Taehyung'un bir gün boşluğunu gerçeğiyle dolduracağı varlığı ile kalmıştı.
Şimdi de onun gelmesini bekliyordu.
Vakit geçmek bilmezken ve kasıklarındaki ağrı hafiflemişken sırtındaki sızıyı görmezden gelerek ayaklanmıştı Jungkook. Ağır adımlarla mutfağa İlerlemiş evden getirdiği paketlenmiş ev yemeklerini kontrol etmişti. Taehyung gelmeye hazır olsun diye onları ısıtmak için malzeme aramaya başlarken artık neyin nerede olduğunu ve hangilerinin ne işe yarayacağını bildiği malzemeleri dolaptan çıkarmaya devam etmişti. Evden ekstra olarak getirdiği birkaç tencere, tabak ve kaşıkları da dolapların içine yerleştirmişti. Taehyung'un yokluğunda evini işgal etmiş olduğunu düşünsede bu düşünce Taehyung'un burada kaldığını öğrendiği o günden sonra kaybolmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shot Glass Of Tears - taekook
Fanfictionbu ışıkların altında, yemin ederim, körüm bu ışıkların altında, yemin ederim, benimsin /texting/