3.Bölüm

32 11 50
                                    

Yeni fırtınalı hayatımın ilk gününe adım atıyordum bugün.
Evet.
Hastaneden eve gidiyoruz.
O adamın yaşadığımızı bildiği eve...

Duru abla ile birlikte eşyalarımızı toplayıp hastanenin kapısından çıktıktan sonra havaya bakıp derin bir çektim.
Bundan sonra karşılarında artık o küçük kumsal yoktu. Artık karşılarında cesur, dimdik duran Kumsal vardı.

Pazartesi gününden itibaren babam için araştırmalara koyulacaktım ve aynı zamanda o adam içinde.

Eve gider gitmez kendimi banyoya atıp ılık bir duş aldım. Ardından beni konuşmak için yanına çağıran Duru ablanın yanına gittim.

"Efendim duru abla?"

"Gel kumsal seninle biraz konuşalım."

"Peki tamam" deyip Duru ablanın karşısına oturdum.

"Bu bana hastanedeyken baban hakkında bahsettiklerin için hala kararlı mısın?" dedi ellerimi tutarak.

"Evet hala kararlıyım en kısa sürede araştırmalara başlayacağım."

"Kumsal."

"Efendim." dedim bıkkın bir sesle

"Yapma güzel kızım, yazık etme kendine."

"Neden Duru abla neden?"

"Başaramazsın, ulaşamazsın babana sonunda' da üzülen sen olur sonra."

Duru ablanın söylediği şeyler kafamın içinde yankılandı.

-Başaramazsın, ulaşamazsın.

-Başaramazsın, ulaşamazsın.

-Başaramazsın, ulaşamazsın.

Yapacağım dedim kendi kendime başaracağım ben ulaşacağım babama.

"Ben yaparım Duru abla gerekirse Fransa'ya gider yine de bulurum ben."

Bu sözümü söyledikten sonra ayağa kalkıp odama girdim ve kapıyı arkamdan kilitledim.  Biraz kafa dağıtmak için kulaklığımı takıp müzik dinledim ardından canım sıkıldığı için Ada'yı görüntülü aradım ve telefon dördüncü çalışta açıldı.

"Alo, efendim kumsal?"

"Ada nasılsın?"

"İyiyim de bir şey mi   oldu yoksa?"

"Yok yok bir şey olmadı  sadece canım sıkıldı biraz o yüzden aradım seni."

"Anladım, sen nasılsın o zaman neden canın sıkıldı?"

"Bende iyiyim, evde boş boş oturmaktan sıkıldım ya."

"Eee simgeyi de ekleyelim o zaman, bir plan yapar dışarı çıkarız."

"Ekle ama duru ablanın pek izin vereceğini sanmıyorum, şu son olaylardan sonra."

"Ya bir şey olmaz biz simge ile izin kopartırız hemen duru abladan."

"İyi peki."

("SİMGOŞ" ADLI KİŞİ ARAMAYA EKLENDİ)

S: "Oo kumsalda buradaymış, naberiz kızçeler."

 A: " Ya simge sen onu bunu bırakta bize bugüne bir buluşma planı yapsana."

S:  "Tamam hemmen geliyoor."

K: "Yanlız plana ben katılamayabilirim."

A: "Of Kumsal biz bi ayarlayalımda orası basit."

S: " Ada ben bir şeyler planlarken sende Kumsal yokken okulda onunla ilgili olan olayları anlatsana."

K: "Onunlamı? o kimmiş anlat bakayım."

Ada konuşmaya başlamadan önce simge ile birlikte birbirlerine kısa bir gülüş attıktan sonra boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.

A: "Ee seninki varya işte."

K: "Benimkimi?"

A: " Kumsal anlamamış olamazsın gerçekten ya!"

K: "Umut mu yoksa?"

A: "Ta kendisi!"

K: "Ee ne olmuş Umut'a?"

A: "Kaç defa seni sordu okulda."

K: "Ciddi misin sen?"

Umut benim okuldan hoşlandığım çocuk. Ama onun benden hoşlandığı biraz şüpheli çünkü bazen yakın  oluyoruz ama bazen iki yabancıya dönüşüyoruz. Bende utandığım için gidip konuşamıyorum bu yüzden işim dahada zorlaşıyor!

A: "Evet gerçekten, işte o olaydan sonraki gün yanımıza geldi seni sordu kumsal nasıl falan diye bizde iyi dedik ondan sonrada hep sordu ama arkadaşlarıda sordu seni çünkü bence her gün kendisi sorarsa anlarız diye."

K: "Ya abi çok  heyecanlandım, pazartesiyi iple çekiyorum şimdiden."

S: "Kızlar pardon konuşmanızı bölüyorum ama!"

Biz umut ile ilgili konuşurken arada bize sürekli bugün nerde ve nasıl buluşacağımızı anlatmaya çalışan simgeyi unutmuşuz.

S: "Çok şükür susabildiniz!"

A: "Ay hadi simge söyle daha duru abladan da izin alacağız."

S: "Bizim okulun yanındaki parkta buluşalım yaklaşık bir yada iki saat sonra ve ada sen yanına top ve atlama ipi ve bir okuma kitabı alıyorsun kumsal sende gitarını al bize şarkı çalarsın ve aynı zamanda bir okuma kitabı bende abur cubur getireceğim anlaştık mı."

K: "Yani bana göre anlaştık ama duru ablaya sormam lazım."

S: " Onu da düşündük herhâlde kızım, yanımızda üç kişi daha olacak ama sürpriz bide seni evinden biz alıp biz  bırakacağız kabul mü ada?",

A: "Her zaman kabulümde bu sürpriz üç kişi kim?"

S: " Sana da sürpriz olsun  neyse kumsal sen telefonu duru ablaya ver hemen ondanda izin alalım."

Hemen telefonu alıp kaptığım gibi duru ablanın yanına gittim ve telefonu verdim sonra simge planımızı anlattı ama duru abla izin vermedi sonra araya ada girdi ve ikisi birden duru ablaya yalvarmaya başladılar.

"Ay tamam yeter gidin ama çok dikkatli olun kumsal!"

"Tamam abla tamam çok dikkatli olacağız."

Kızlarla telefonu kapatıp hemen hazırlanmaya başladım üstüme bir gri eşofman ve üstüme siyah bir crop geçirdikten sonra gitarımı ve kitabı alıp evden çıkıp simge ile adayı bekledim. Yaklaşık 10 dakika sonra ikiside geldi ve okulun yolunu tuttuk.

K: "Ya simge ne olur söyle kim o diğer kişiler.",

Neredeyse tüm yol boyunca simge ve adaya kim olduklarını söylemeleri için yalvarmıştım ve  sonuç;

SÖYLEMEDİLER.

K: "Ya artık yeter yalvarmaktan bıktım söylesenize!"

A: "Tamam sakin biraz geldik zaten az kaldı birazdan parka girince sağdaki banka bak görürsün o zaman."

Heyecanlı bir şekilde adımlarımı hızlandırdım ve bu sayede ada ve simgede bana yetişebilmek için koşar adımla geldiler. Artık parkın önüne gelmiştik heyecanla adanın dediği gibi kafamı hızla onun dediği banka çevirdim. Ve onu adanın dediği bankta otururken gördüm.

Umut'u...

Kimsin sen?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin