kumsalda, yeongyu.

kumsalda, sen ve ben.

dalgalar.

oturup saatlerce izleyebileceğim o sürükleyici görüntünün ta kendisiydi. gözlerinde öyleydi, oysa buna çokça fırsatım olmadı.

ne zaman boşlukta hissetsem gelip sıvışırdım bir köşeye.

bu seferki farklıydı ama.

sürekli gelip, yalnız başıma oturduğum kumsalda seni gördüm. görmezden gelip sana en uzak yeri aradı gözlerim. içten içe yanına gelmek, seninle konuşmak, seni izlemek istiyordum aslında. o an ki durumumu hatırlayınca sadece seni görmek, seninle konuşmak istemedim. bana hoşlandığın oğlanı anlatırken, nasıl bakabilirdim yüzüne? sende haklıydın, bilmiyordun ki sana karşı beslediğim hisleri.

beni görünce üstümdekilere baktın. her yere süslenip giden beni ilk defa hazırlanıp süslenmemiş, saçını taramamış, en eski pijamalarımın içinde görmüştün. usulca yanaştın yanıma. bana yakın bir yere oturdun. hiç konuşmadın. öylece baktın karşıya.

her zaman ısrar ettiğim için mi geldin,  buradan öylece geçerken dikkatini mi çekti, yoksa onun için mi geldin bilmiyorum. sormadım. soramadım. cevabından korktum. onun için gelmiş olmandan korktum. seni buraya götürmek için yalvardığım kendime üzüldüm. onun için gelmemiş ol; sadece buradan geçerken dikkatini çekmiş olsun, lütfen.

sessizce kendimi kemirirken araladın ağzını. dönmedim sana. dudaklarından çıkan sıralı kelimeleri bir yandan duymak bir yandan ise duymamak istiyordum. zamanı durdurmak istedim.

"soobin buraya gelip gelemeyeceğimi sordu. yalnız başıma sıkıldığım için kabul ettim. hem onu hem de seni görmüş oldum." dedin gülümseyerek.

kırgınlığımı gizlemeye çalıştım. fakat duygularımı gizlemekte iyi değildim.

"beomgyu, iyi misin?"

kurduğun başka bir cümle ile baktım gözlerine. onlara bakmadan önce, ölmeyi dilemiştim. sürekli fikrimi değiştirip duruyordular.

"arasaydın gelirdim." dedim.

ben arasaydım geçiştirip, duş almamı söylerdin. benimle buluşmaya çalışmazdın. evet, öyle yapardın. bu canımı acıtmıştı.

"biliyorum, fakat cuma okul çıkışında çok yorgun görünüyordun. tatilini mahvetmek istemedim."

bunun tüm sorumlusu sendin.

cevap vermedim, sende cevabımı beklemedin. orada oturup saatlerce dalgaları izledim ben, sen ise saatlerce onu anlattın bana.

sonrasında, onu görünce kalkıp gittin yanımdan.

tekrar kullanılmıştım,

sen tarafından.