11-

155 11 0
                                    

Ayy alohaa!! ÇOCUKLARIMIN GÜZELLİĞİNE BAKIN DELİRECEĞİM ŞİMDİİ..

Bu aralarda kendimi bile şok edecek derecede çok ilham geliyor ve bölüm atıyorum sizde çok yorum yapıyorsunuz elleriniz dert görmesiin ahaha!

İyi okumalar Dağhan'ın yeğenleri.. <7

-------

"Lan Canalp. Sence Göktuğ ve Diaz'ın arasında bir şey var mı?" Canalp duyduğu soru ile gözlerini araladı ve arkadaşına döndü. İzledikleri film bitmiş, televizyonu kapatmışlardı. Çocuklar hala saçlarını okşarken genç adamlar gerçekten uyumak üzereydi. Uyusalar da bir problem olmazdı zaten, saat çoktan gece yarısını geçmişti. Büyük ihtimal iki kardeş bu gece buradaydı. Dağhan bunun bilincinde olduğu için heyecanlıydı çünkü bir aksilik çıkmazsa Devrim ile uyuyacaktı. "Bilmiyorum ama varsa bile ne yapacağız sanki oğlum. Laf falan etmem edene de ebesini gösteririz evelallah." Çakır'ın çıkarttığı 'ıyy' sesi ile Canalp gülerek ona dönmüştü.

"Canalp abi keko musun sen? Ne bu haller, hayırdır?" Devrim abisinin bu hallerine göz devirirken Dağhan'ı dürtmüştü. "Dağhan abi uyuyacaksın şimdi. Kalk hadi." Dağhan kafasını kaldırdı ve Devrim'in elinden tutup kendiyle beraber onuda kaldırdı. "Öff tamam kesin. Kalkın yatın sizde. Gözünü açamıyorsun Canalp şerefsizi, kaldır götünü." Canalp mızmızlanarak Çakır'ın elini tutup ayağa kalktı daha sonrada çocuğu kaldırdı. "Çakır, uyurken de saçımla oynasana." Çakır gülerek parmak uçlarında yükselip tekrar koca adamın saçlarını karıştırdı. "Oynarım ama biraz daha burada durursak ben uyuyacağım ve saçını okşayacak kimse kalmayacak." Devrim oflayarak Dağhan'ın koluna girdi ve koridora sürükledi.

"Sohbetinize doyum olmuyor, he. Hadi yürü Dağhan abi uyursan taşıyamam seni camış gibisin." Dağhan fırsattan istifade Devrim'in ince belini tutup başını omzuna yasladı ve savsak adımlarla yürümeye başladı. Zaten çok büyük bir ev değildi oda sadece birkaç adım ötelerindeydi. "Kalk bir abi kapıyı nasıl açayım sen yatarken?" Devrim koca adamın dövmeli ensesi tutup omzundan kaldırdı. İçki dahi içmeden nasıl sarhoş gibi olabilirdi ki? Devrim kapıyı açıp Dağhan'ın kafasını tekrar omzuna bıraktı. "Devrim, ben babamı çok özledim biliyor musun?" Devrim duydukları ile donakalırken ne yapacağını bilememişti. Derin bir nefes alarak Dağhan'ı yatağına oturttu. Kendisi de yatağa oturdu ve sırtını yatak başlığına yaslayarak Dağhan'ı göğsüne çekti ve rahat etmesi için oturuşunu düzeltti. Dağhan kafasını biraz kaldırıp Devrim'in boynuna gömdü başını. Devrim ensesinde ki saçları okşarken onun gözleri çoktan dolmuştu.

"Çakır fark etmesin diye o kadar çok kendimi sıkıyorum ki. Çok yoruldum Devrim, canım çok yanıyor." Devrim boynunda ve tişörtünün açık yakasından içeri sızıp göğsünü ıslatan gözyaşıyla alt dudağını ısırdı ağlamamak için. Beş yıldır beraberdiler, babaları ise iki yıl önce vefat etmişti. "Ağlama demeyeceğim Dağhan. İstediğin kadar ağla ve bana dök içini seni dinlerim, biliyorsun." Dağhan, Devrim'in ona ilk defa abi demeyişini duymuştu ama şuan buna sevinecek ya da şaşıracak durumda kesinlikle değildi. "Biliyorum dinlersin, hep dinledin zaten." Devrim dolu gözleri ile gülümseyerek başını eğdi ve Dağhan'ın dağınık saçlarını koklayarak öptü. Nefesini saçlarında ki lavanta kokusunda dinlendirdi. Bu kokuyu bir yerden daha duymuş gibi hissetti. Belki de yine Dağhan'dan gelmiştir dedi ve umursamadı. Dağhan sevdiği çocuğun omzunda bir kere daha ağlıyordu ama bu sefer Devrim onun kim olduğunun farkındaydı.

"Hasan amca olmasa ne yapıyorduk kim bilir.. İyi ki varsınız Devrim ama özellikle sen iyi ki varsın." Devrim gülümseyerek elini Dağhan'ın yanağına getirdi ve gözyaşlarını sildi. Yanağını okşamaya devam etti. Dağhan'ın kafasını biraz kaldırıp dudaklarını yanağına bastırdı. Sakalları biraz batmıştı ama canını yakmıyordu aksine hoşuna gitmişti. Dağhan gözlerini kapattı yavaşça, bunlar onun için ilkti. Devrim ilk defa onu bu kadar içten öpüyordu, ilk defa ona abi dememişti. "Sen mükemmel bir abisin Dağhan. Emin ol abim sana özeniyordur he. Çakır seni çok seviyor biliyor musun arada onun kalbini minicik kırıyormuşsun ama kendini hemen affettirdiğin için hiç üzülmüyormuş. Seni mutlu görünce çok mutlu oluyormuş ama sen sadece benim yanımda gülüyormuşsun bu yüzden Çakır hep buradaymış beni de sevmiyormuş güya. Bende dedim ki o zaman Dağhan'ı benden uzak tutayım da gör sonra hemen toparlamaya çalıştı zaten. Sen hep gül olur mu ben varken de gül ben yokken de. Güzel gülüşünün sadece beni görünce gözükmesi gururumu okşadı ama Çakır ile beraberken de gül."

 Dağhan, Devrim anlattıkça yine gözlerinin dolduğunu hissetti. Gözlerini sıkıca yumup tekrar açtı ve Devrim'in beline daha sıkı sarıldı. Devrim'in melodi gibi olan kıkırtısını dinle bir süre. Sabaha kadar dinlerdi. "Çakır her ne dediyse söylediklerinde haklıymış bence. Seni görünce istemsizce gülmeye başlıyorum aslında. İşte aklım da kalbimde senin güzelliğinin farkında bu yüzden uyarı veriyorlar vücuduma. Sen yokken gülmekte biraz zor, sana karşı hissettiklerimi etrafımda ki kimseye karşı hissetmiyorum çünkü." Sözlerini bitirdikten sonra Devrim'in ensesini tutup kendine çekti ve dudaklarını yanağına sıkıca bastırdı.

-------

Lan burada kesilir mi laan

Bence Dağhan'ı tutmasak söyleyecek çocuğa seni seviyom diye ama tutuyoz işte.

Peki Dağhan'ın ağladığı sahneyi yazarken ağlamama ne diyoruz.. Temiz delirdik şükür

Neyse öpüyorum cici cici görüşürüz artık.

25324

<7

-Efil 🎀 🐇

Dayı-BxBHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin