nam nam nam

23 6 9
                                    

Öğle arasını çok seviyorum.
Şuan kantinde noodle süpürüyorum. Hem de bol acılı! Tamam... Burnum akıyor olabilir ama sorun değil! Tadı çok güzel... Hüüpppşş sıpırttt nam nam nam!
Yanımda sadece Hagakure var ve beraber Spotify listemizi dinliyoruz. Şuan SugarCrashçalıyor. Bu şarkıyı söyleyebiliyorum. Hagakure ile iyi anlaşabilmek güzel çünkü müzik zevklerimiz uyuyor. Okulun müzik ve dans kurslarına gitmeyi planladık. Deneme yapmamız ve onların karar vermesi lazım.

Hagakure: Bu şarkıyı söyleyebiliyor musun Mari?

Mari: Tabii ki!

HagakureSöyle o zaman!

Şuan Telepatía çalıyor ve bu şarkı ilk dinlediklerimden!

Mari:

Quién lo diría

Que se podría hacer el amor por telepatía

La luna está llena, mi cama vacía
Lo que yo te haría

Si te tuviera de frente, la mente te la volaría

De noche y de día, de noche y de día
You know I'm just a flight away

If you want it, you can take a private plane

A kilómetros estamos conectando

Y me prendes aunque no me estés tocand
You know I got a lot to say
All these voices in the background of my brain

Y me dicen todo lo que estás pensando

Me imagino lo que ya estás maquinando

Quién lo diría

Que se podría hacer el amor por telepatía

La luna está llena, mi cama vacía

Lo que yo te haría

Si te tuviera de frente, la mente te la volaría

De noche y de día, de noche y de día

You know that I can see right through you

I can read your mind
I can read your mind
What you want to do?

It's written all over your face times two

'Cause I can read your mind
I can read your mind
I can hear your thoughts like a melody

Listen while you talk when you're fast asleep

You stay on the phone just to hear me breathe
On repeat
Quién lo diría

Que se podría hacer el amor por telepatía

La luna está llena, mi cama vacía
Lo que yo te haría

Si te tuviera de frente, la mente te la volaría

De noche y de día, de noche y de día

Hagakure: Yeteneklerini müzik kursuna saklıyorum aşkım~

Mari: Hile!

Hagakure:😁

Mari: Hadi kaydolmaya gidelim!

Müzik sınıfına doğru ilerledik. Kapıyı tıklayıp içeri girdik.

Sweetheart: Selam Bay Hunter! Şey onlar müzik kursuna kaydolmaya geldiler de! Ben boş boğaz değilim sadece fazla güzelim bu arada!

Lanet olası Sweetheart yanağımda bir ağız çıkardı ve konuştu... Bizim yerimize!

Hunter: Mari sensin değil mi?

Mari: Evet benim yakışıklı bunak.
Hunter: Peki sen?
Hagakure: Hagakure.
Hunter: Birşeyler söyoe ki seni duyalım, Hagakure-san.

Kulağına birşeyler fısıldadım.

Hagakure ve Mari:

Tavuklar çiçek açmış
Ellerinde poğaça
Madem yüzme bilmiyordun
Niye çıktın ağaca?
Alakaya maydonoz
Bu ne biçim lacivert
Ben seni çok özledim
Yaşasın cumhuriyet!

Hunter: Ben kaba kuvvet uygulamadan önce siktir olmak için 31 saniyeniz var.

Hemen ayaklarımızı götümüze vura vura kaçtık. Hagakure'nin kolundan tutup sınıfa koştum.

•My Beating Vein• °BakugoXReader°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin