Bir hafta boyunca uyamıştım kendimi sadece sosyal hayatıma adamış hayatımda güzel birşeylerin olmasını diliyordum.Yakışıklı sayılırdım ama bir sevgilim yoktu yani ben olmasını istemezdim diyebilirim.
Bir hafta uyumadığım için çok yorgundum uykusuzluk artık başıma vurmuştu. Kendimi kaybediyordum ama yine de direniyordum odama girdiğimde yatağı gördüğüm gibi artık dayanamıyacağımı anladım. Kendimi yatağa bıraktım.*****
Uyanmıştım ve 2 gün öncesinden eser yoktu kafamı resmen toparlamıştım. Neşeli uyandığım için bu günün böyle devam etmesini istiyordum. Telefonu elime aldığımda saatin öğleden sonra iki olduğunu gördüm ve şarj bitmek üzereydi. Yaz tatilinde olduğum için geç kalkmam yada uyumamam pek sorun olmuyordu.Yataktan kalktım ve bir anda aklıma ne kadar uyuduğumu bilmediğim geldi. Telefonu tekrar elime aldım telefonun ekranını açtım ve şoka uğradım. Neredeyse 2 gündür uyuyordum.
Ilk defa bu kadar uyumuştum bi a n afalladım ama yataktan kalktım. Sandalyenin üstüne neyi bıraktıysam onları giymeye başladım. Giyindiğimde bugün için bir planım olmadığı için ne yapacağıma dair hiç birşey yoktu. Sigaramı ve telefonumu alıp cebime koydum. Odamdan çıktım ve anneme seslendim. Evde ne annem vardı ne de ona dair bir iz. Ayakkabılarımı giydim ve merdivenlerden inmeye başladım herşey aynıydı ama caddenin Hemen yakınında oturmamıza rağmen dışarda hiç ses yoktu.
Apartmanın kapısını açtım ve sokakta kan izleri ve barikat kurmak için hazırlanmış ama kurulamamış barikatı gördüm ama hala çok sakindim. Neler olup bittiğini anlayamıyordum. Gerçekten neler olmuştu. Dışarıda kimse de yoktu caddenin olduğu tarafa doğru ilerledim ve caddeye çıktım.
Evimizin tam karşı çaprazında olan markete baktım karnım acıkmıştı neyse ki yanımda birkaç lira param vardı ama caddede sağıma soluma bakındığımda hiç kimseyi göremiyordum. Sadece terkedilmiş arabalar ve kan izlerin yanında duran cesetler. Artık bu durumdan iyice kıllanmaya başlamıştım. Birşeyler olduğu kesindi ve bunu bir yerden öğrenicektim. Korkmaya başlamıştım içten içe ama bu korku dışıma vurmuyordu. Vursa da canlı bir insan yoktu. Markete doğru ilerledim ve marketin giriş kapısından içeriye girdim markette yiyeceklerin bazıları yere düşmüş ve marketin yarısı boştu. Markette fazla birşey kalmamıştı.
Insanlar olmadığına göre galiba paranın şuan önemi yoktu. Raftan bir bisküviyi açıp yemeye başladım. Bu hayat yavaş yavaş hoşuma gitmeye başlamıştı. Ama hala ne olduğunu anlamıyorum. Düşünceleri bir kenara bırakıp birkaç tane daha bisküvi aldıktan sonra dışarı çıktım. Cadde'nin sağ tarafına baktım ve evet sonunda caddenin ilerisinde yukarı taraflarda caddenin ortasından bu tarafa doğru gelen bi insan.
Sonunda oh be demiştim gelip bana burda ne olduysa anlatıcaktı. Ama hala uzaktaydı. Gelmesini bekledim ama bir yavaş geliyor bir yavaş geliyor anlatamam. Ben farkında olmadan caddenin üst tarafından hızla bir araba geliyordu. Hem de yolun ortasından yürüyen adamın üstüne doğru hala uzaktalar ama görebiliyorum. Hızla gelen araba o adama çarptı. Yine dona kalmıştım. Nasıl olur da üstünden geçerdi o adamın. Bir an panik yaptım ve marketin yanındaki apartmanın kapısından içeri girdim. Burasının kapısının açık olduğunu gördüğüm için şükrettim.Buraya giremeseydim panik yapıp olduğum yerde kalırdım kesin. O arabalı adam beni de öldürecekti. Araba caddeden aşağı doğru ilerlemişti neyse ki. Kapıyı açtım ve sağı solu kontrol ettim. Araba çoktan caddenin aşağısından kaybolmuştu. Caddeden yukarı doğru çıktım. O ölü adama bakıcaktım kesinlikle bakacaktım ...