3.bölüm

24 10 0
                                    

Her insan elbet arada kalırdı. Ben de şuan onu yaşıyordum. Ne olacak? ne bitecek? ne yapacağım?aklımda bir sürü soru vardı ve bunların tek cevabı sadece bir kişiye bağlıydı...

Bizimkinin kızı :naptın hallettin mi işilerini.

   He hallettim gel seni de halledeyim yazasım vardı ama yazmadım. 20 li yaşlarımda beni uğraştırdıgı şeylere bak.

Kaan:hallettim

   Şuan hiç konuşasım yoktu. O yüzden kısa kesmiştim yorgun hissediyordum kendimi anlamsızca.

Bizimkinin kızı:e ne zaman kurtarcan beni

   Ben anlamıyorum insanlar bu haldeyken bile nasıl yabali yabali konuşabiliyorlar.

Kaan:bunun hakkında sana bilgi veremem ama en kısa zamanda.

   Yanında baran da ola bilirdi. O yüzden temkinli davranmam gerekiyordu. Sonuçta kız milleti bi gün arkasından konuşur. Öbür gün arkamızdan iş çevirirler.

Bizimkinin kizi:peki:(

   Kız kırılmış gibiydi. Ama ne yapabilirim ki. Aa sen napiyosun iyi ben de işte cafeye gittim oturdum felan mi diyim hiç bir şey olmamış gibi. Sadece mesajını beğenip geçmiştim. Cidden şu anda hiç kimseyle uğraşacak halde değildim. Telefonumu arka cebime koydum. Tam o sırada bir bildirim geldi. Efdaldan gelmiştir diye düşünmüştüm. Ama merakıma yenilip telefonu arka cebimden çıkarıp baktım ,yüzümde şok ifadesi vardı. Ağzım açık gözlerim fal taşı gibi açılmıştı. Biri banka hesabıma para yollamış. Hemde baya yüklü bir miktar. Kim neden yollasın ki. Ekrana bakarken bir mesaj daha geldi.

054* *** ** **: bu sana daha başlangıç o kızı öldürdükten sonra beklemediğin miktarda bir para daha atacağım.

   Efdalın babası olmalıydı mesaja görüldü attıp çıkmıştım. Böyle bir şey konuşmamıştık. Muhtemelen Efdal'ı çabuk öldürüyüm diye atmıştı. İşim asla çabuk sürmeyecek gibiydi. Kız mafyanın evinde duruyor evine girip öldürsem benim cesedimi bulurlar. Hatta ne cesedi, tırnaklarımı yerinden çıkartır, Saçımı yolar, böbreklerimi, karaciğerimi ve diğer bütün organlarımı çıkartır satar daha yetmezmiş gibi derimi soyup duvar kağıdı yapar evine. Tamam biraz abartmıştım ama yapabilecek kapasitedeydi.

   Eve gitmek yerine pavyona gitmeye karar verdim. Bir kereden ne olacak ki. Evimin önüne bir taksi çağırıp adresi söyledim giderken yollara bakıyordum. Telefonumla çok ilgilenmeyi sevmezdim.
   "E abicim sen ne iş yapıyorsun?"
Taksici benden baya büyüktü. Sorun büyük olması da değildi aslında ne diyecektim kiralık katilim abi lazım olursa ara beni felan mı
   "garsonluk yapıyorum"
Aklıma ilk gelen yalan buydu.
   "Nerde yapıyorsun"
Cehennemin dibinde demek istiyordum ama tabi büyüklere saygımız sonsuz(hak edenlere)
   "Lokantada abi"
   "İyiymiş peki yaşin kaç delikanlı"
Acaba ordan kaç gibi gözüküyorum ki merak ettim şimdi.
   "20 abi"
   "O genç missin daha "
   Yok abi ne gençliği gençliğimizi çaldılar bizim.
    "Geldik dur abi şurda"
Adama parasını verip yollamıştım. Ne boş insanlar var senle konuşmak isteseydim konuşurdum sen neden konu açıyorsun ki. Pavyona doğru yürüyordum. İçerideki şarkı sesleri duyuluyordu daha şimdiden.

"Dilber evin barkın yok mu
Hep aklımda duruyorsun
Gelipte yanağımı sıkacağına
Hep canımı sıkıyorsun "
   Pavyonlarda neden bu şarkı çalıyor. Hala anlamıyordum. İçeri girdim. İçeri dumandan neredeyse gözükmüyordu. Biraz daha içlere gidince sahnede mini elbiseli, oynayan kızlar bakış açıma girdiler. Güzel de değillerdi bence ama tabi ekmek parası. Boş bir masaya oturdum ve garsondan bir bardak rakı getirmesini söyledim. Garsonu beklerken etrafıma baktım hiç tanıdığım birileri yoktu. Ve ardından eski arkadaşımı gördüm. Yanıma doğru yöneldi.

Bulaşıcı LekeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin