2.bölüm

31 12 0
                                    

Arkadaşlar geçen bölümde birkaç isimi karistirmisim kusura bakmayın bu bölüm öyle olmayak
Sabah kalktığımda çok yorgun hissediyordum. Soğuk bir duş alıp kendime geldim. Kahvaltımı yapıp bilgisayarın başına otururup biraz orda takıldım. Bu sırada efdaldan bir mesaj gelmişti."gel kurtar beni artık sıktı bura"bu kız bana neden bu kadar çabuk güvendi ki sonuçta onu öldürmem için babası yolladı buraya kiz cidden garip ti"sana bunu dedim daha erken plan yapmadım verebileceğin bir bilgi varsa ver" yazdım. Bu kiz neden bu kadar saftı ki acaba arkadaşı varmı dur bi onu da soruyum."yakın kız arkadaşın varmı" arkadasi bana yardım edebilirdi belki. Ama ondan cevap gelmemişti umarım yakalanmamıştır. Telefonu bırakıp işime odaklanmaya başladım.

-EFDAL-
Odaya baran geldiği için telefonu kapatmıştım. Baranın üstünde siyah kumaş pantolon ve beyaz gömlek vardı. Saçı da her zamanki gibi bok gibiydi saçına aklar düşmüş. Saçını inek yalamış gibi arkaya yatırıyordu.

-beni süzmeyi kes artık efdal kahvaltın hazır git ye ben iş görüşmesine gideceğim.

-ay çok meraklıydım sana git banane
Baranla uğraşmak istemesemde canımı sıkıyordu. Baran üfleyip kapıyı çarpıp çıkmıştı bende çıktığına emin olmak için onu pencereden izledim. O gittiğinde ise öbür çocuğa yazdım ismini bilmediğim. Kız arkadaşımı niye soruyor ki neyse dur cevap verim nasıl olsa tek umut o.
-kaan-
Bilgisayarımda işlerimi bitirip dışarıya sahil kenarına çıkmıştım. Ayağım iyi gibiydi yaptığım pansumanı dün söküp bırakmıştım. Sahile taş fırlatıyor kaç tane sekecek diye taşları izliyordum. O sırada aklımdan bir çok soru geçiyordu. Ben küçükken bir karıncaya bir karıncaya bile zarar vermezken şimdi nasıl insanların canına kıyar oldum? Evet param yoktu ama bu işi yapmak mecburiyetinde değildim. Ama efdalı kurtarmalıydım. O özgür bi kızdı ama tutsak tutuluyor çok yazık oluyor kıza. Sahile bir taş daha atmışken yanıma bir kız çocuğu geldi.

-abi çiçek satıyorum almak istermisin?
Cebimdeki son parayı o kıza verip çiçek almıştım. Çocukları mutlu etmek hoşuma gidiyordu. Çocuğa teşekkür etmiştim oda yanımdan gitmişti. Benim de çocukluğum böyle geçseydi keske. Bi kenarda aç bırakılmak,dövülmek,kışın soğukta sokak lambasının altında kısa kollu ile ısınmak değil de keşke böyle geçseydi. Kim bilir ozman neler olurdu.

Telefonumun sessizde olduğunu fark ettim açtığımda ise efdal yazmıştı. "İş görüşmesine gitti evet kız arkadaşım var ismi de balım "o kızı bulmam gerekiyordu. Eve gitmeye karar verdim.

Eve vardığımda hemen üstüme rahat birseyler giyip bilgisayarımda araştırma yapmaya başladım. 2 saatin sonunda bulmustum. Kız sarı saçlı dudakları oruspu dudağı gibi kalemle çerçevelemiş "bu kızın varoşluğu ne böyle "gözlerinin altına siyah sürme yanakları ise bir kız çocuğunun, kıyafetlerinden daha pembeydi. "Olum bi efdala bak bide balıma efdal bin basar amk "kızı eleştirmeyi bırakıp, yemek yapmaya karar verdim. Mutfağa gidip menemen yapıp yemiştim. Zaten elimden başka ne gelir. Birkaç saat telefonla oynayıp uyumaya karar verdim.
-efdal-
Baran Eve gelmişti. Ona hiçbir şeyi çaktırmamaya çalışıyordum ama içimde mutluluk vardı. Özgür olma mutluluğu anlatılamayacak derecede bir mutluluktu bu. Dışarıda özgürüm diye bağırsam deli sanarlar ama dinleseler öyle düşünmezler işte bende tam onu yapmak istiyorum. Dışarıda koşturup deli gibi özgürüm diye bağırmak.
Odamda oturup resim çizerken Baran geldi.

-canın sıkıldıysa asağı gel film izleyelim

Baran genellikle böyle şeyler derdi bende istemiyorum demezdim çünkü canım sıkılıyordu.
Ona bir şey demeden odadan çıkıp salona yürümeye başladım. Oda arkamdan geldi. Filmi korku seçmişti şerefsiz kesin ben korkuyum diye seçti. Sessizlik olunca ona bir soru yönelttim.

-bir şey soracağım.
-sor bakalım.
-ama kızma.
-biraz daha uzatırsan ebeni sikecem söyle hadi.
-tamam ya. Sen bana evliyim dedin ama kendi evinden çok buradasın.
-evliyim dedim. Karımla yaşıyorum demedim.
Cevap vermeden filme döndüm. Yarım saat sonra gözlerimi fal taşı gibi açip film izlerken bi anda televizyona cin çıktı ve yanlışlıkla sıçradım o sırada Baran bana sarıldı. Filmi izlemeye devam ettim. Bir süre sonra gözüm kapanmaya başladı.

-Kaan-
Uyandığımda sabah olmuştu. Elimi yüzümü yıkayıp. Üstümü değiştirdim üstüme bir siyah bol tsihort altıma ise siyah esofman giydim saçlarım ise yine kıvırcık ve anlımı kapatıyordu. Bugün balım'ı bulup onunla konuşacaktım bu olayları sadece ondan öğrenebilirdim. Telefonu mu da alıp evden çıktım. Şu kızların huyu hemen nereye giderlerse story atıyorlardı. Buraya yakın bi cafede oturuyordu hemen arabama binip yanına gitmeye başladım. Yere 10dk sonra varmıştım. Balım duvar kenarında kendi kendine otururken gördüm ve hemen yanına gittim. Balım dudağına kahve rengi bi dudak kalemi içine ise kırmızı bi ruj sürmüştü varosca duruyordu. Kusursuz olduğu tek yer cildiydi beyaz ve pürüzsüz teni vardı burnu da kemersiz olduğu için sadece o kısımları iyiydi. Kızı kesmeyi bırakıp konuşmaya başladım.

-merhaba ben kaan efdalın erkek arkadaşıyım. Efdaldan 1 senedir haber alamıyorum nerde biliyor musun?
Kız hemen cevap verdi.
-Bende balım efdal yaklaşık iki yıldır Baran diye biriyle kalıyo babasının zoruyla onu biliyorum bana başka bir şey demedi.
-tamam teşekkürler tekrar görüşmek üzere.
Diyip çıktım. Demek ki babası yalan söylüyordu. Ama emin olmadan bir şey yapamazdım. Tam o sırada efdaldan. Bir mesaj geldi...
perşembe günü yeni bölüm gelecek iyi okumalar

Bulaşıcı LekeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin