16. BÖLÜM: BİTTİ

924 44 46
                                    

°°°°°°°°°°°°°°
16. BÖLÜM: BİTTİ

🔒🔑🔒

SIĞINTI YÜREK
°°°°°°°°°°°°°

*Bugün gündüz vakti iki mezar kazıldı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*Bugün gündüz vakti iki mezar kazıldı. Birine umutlarını bir diğerine de hayallerini gömdü.*

Bölüm şarkısı: Perdenin Ardındakiler-Gururum kadarsın

🔒

Suçların örtbas edildiği bir dünyada yaşamak tek masum olan şeyken, sadece kayıplardan ibaret olan hayatlara mahkum onlarca kişi sessizliğin en sadık yoldaşı olurken, virgüllerin tükenip noktaya muhtaç kalmak kadar kötü bir son görünüyordu hayatlarında. Kullandıkça tükenen kelimeler, son sözlerini bile kurmakta zorluk çekerken, aslolan kendi için en iyisini seçip ve seçtiğiyle yol almaktı.

Kendi mutluluğu ve refahı için savaşmak bencilikse eğer, tüm dünya birbiriyle yarışır durumdaydı. Tünelin ucu her zaman ışıkla aydınlatmazdı gözlerimizi. Bazen öyle karanlık olurdu ki bilerek o siyahın kollarına bedenimizi bırakmak zorumuza giderdi. Siyahla münasebet içerisinde olmak kirlenmek gibiydi.

Beyaz kağıda damlayan siyah mürekkep izi nasıl o kağıdın çöpe atılmasına sebep olurken, üzerinize damga misali vurulan bir hata ömür boyu çöpten farkınız olmadığınızı anlatır. 

Tak.

Tak.

Tak.

Adımları altında ezdiği yeri titretirken, taktığı güneş gözlüğünün altından etrafa kaçamak bir bakış atarak önündeki bedeni takip ediyor, duruşu ve heybeti onu görenleri ürkütüyordu. Yürüdü. Bugün sonuna kadar kapatması gereken bir konu vardı. Bunun için kaç gün öldürmüş bugüne gelmek için kaç defa can vermişti. İfadesi donuktu. E zaten bu yüzüne bakan kişilerin çekinmesine yol açıyordu.

Açılan kapıdan gerisinde kalan adamlarıyla girerken, yaydığı aurası sandalyesine oturmuş ayak ayak üzerine atan şeref yoksunu adamı germişti. Dudağının kenarıyla gülümsediği o an onun için çekilen sandalyeye büyüttüğü öfkesiyle oturdu.

Sandalyeye yaslanıp bir bacağını dirseğinin üzerine attığ erkeksi bir oturuşla dirseğini sandalyeye yasladı. Gözlüğünü çıkarttı, kararan maviliklerini kendisinden yaşça büyük olan adama kaydırdı.

"Hoşgeldin, Ardil."

Boynunu kıtlattı adam. "Hiç hoş gelmedim Şeref Ağa," dediğinde cebinden çekip aldığı sigara paketi ve çakmağıyla paketin içerisinden bir dal alıp dudaklarının arasına sıkıştırdığında önündeki adama ikram etmedi. Buna layık olmadığının farkındaydı çünkü. Sigaranın ucunu tutuşturdu. Derin bir nefesle ciğerlerine hapsettiği dumanı, sigarayı parmaklarının arasına aldıktan üç saniye sonra saldı. Hareketleri öyle ağırdandı ki karşısındaki adam dayanamadan öne doğru eğildi. Ve kırlaşmış bıyıklarının ardından dudaklarını araladı.

SIĞINTI YÜREK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin