Bir ağıt ne kadar acı olabilirdi?
Bir yürek kaç darbeyle başedebilirdi?
Bir beden hangi yangına körükle gidebilirdi?
Bir kadın kaç farklı yerden kanatılabilirdi?
Yüreği acıyla harmanlanmış bir kadın Midyat'ın tozlanmış sokaklarında büyüyüp kaderin k...
Merhaba arkadaşlar. Yeni bir bölümle geldim. Şimdiden keyifliokumalar. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen.
Birkaç bir şeye değinmek istiyorum. Kitap çok uzuyorolabilir. Karakterler hâlâ kavuşmamış da olabilirancak yaşanan ve yazılan her şey gelecek bölümler için çok önemli. Beklediğiniz bölümlere çok çok çok az kaldı. Bu bölümden sonra işler tamamen değişiyor. Birbirini seven iki kişi göreceğizbelki ama bu hayatlarının önündeki engellere mani olamayacak maalesef ki. Ne kadar mutlu musmutlu sahne olsa da hüzünlü ağlamaklı sahneler de olacak. Kitabı çok farklı bir amaç için yazıyorum. Düzenleme fırsatım olmasa dahi kitap biter bitmez belirli bir kitleye ulaşarak kitabı bastırmak niyetindeyim. Bu şu değil... kitabı yarım bırakmayacağım final burada olacak. Böyle devam edecek ama biraz da ana fikiraçısından ders alınmasını istiyorum. Okudukça olaylar şekilendikçe ne demek istediğimi anlayacaksınız. Neyse çok uzattım. Tekrardan keyifli okumalar. Diğer bölümbomba...
°°°°°°°°°°°°° SIĞINTI YÜREK
🔒🔑🔒
19.BÖLÜM: DİNLEME VE YARGILA °°°°°°°°°°°°°
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
*Elindeki silah, dilindeki dua ve içindeki umutlarla çatışmaya doğru adımlıyordu...*
Bölüm şarkısı: Evden Uzak-İnandım
🔒
Her şey dün gibiydi.
Dün gibi yaşanan hadiseler beynindeki o oyun bozan yaramaz çocuğu harekete geçirmiş kendisini bilinmez bir çıkmaza daha sokarken, geçmişin en tozlu hali üzerini batırmıştı bile. Kimsesiz solukları gökyüzünün gri bulutlarına karışıp daha da kirlenirken, benliğini kaybetmenin verdiği o acı tat damağını işgal etmiş işkence ediyordu. İnsan kendini kaybeder miydi? Heja kaybetmişti... bunun yasını en içinde yaktığı türkülerle dile getirirken, aklın emareleri ona farklı şeyler anlatıyordu. Huzursuz uykusu bölünüp durmuş yine ve yine geçirdiği uykusuz bir geceyle gözlerini açmıştı.
Uykulu haliyle, kendisinin zıttı nefesiyle sabaha renk katmış kızının üzerini değiştirip aşağı indiren kadın mutfakta bulunan mama sandalyesine kızını oturtup ona kahvaltı hazırlamak için buzdolabına yönelirken esneyerek dili şimdiden açılmış Ariya'nın sorularını cevaplıyordu.
"... ama ben bazen çok kızıyoyum. O yüzden de üzülüyoyum. Bu yüzden Kedicik kötü dimi anne?"
