20.BÖLÜM: TUTKUNUN SAVAŞI

1K 48 43
                                    

Merhaba arkadaşlar beni acayip zorlayan uzun bir bölümle geldim. Aramıza hep yeni kişiler ekleniyor. Lütfen kitabımı çevrenize önermeyi  satır arası yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın. Şimdiden keyifli okumalar...

DİKKATTT!!! +18 BÖLÜM UYARISI

°°°°°°°°°°°
SIĞINTI YÜREK

🔒🔑🔒

20.BÖLÜM: TUTKUNUN SAVAŞI
°°°°°°°°°°°

*Zehri mutlak bir galibiyetin anahtarı olan o yılanla dost olmak tek çıkar yoldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

*Zehri mutlak bir galibiyetin anahtarı olan o yılanla dost olmak tek çıkar yoldu.*

Bölüm şarkısı: Perdenin Ardındakiler-Sen Evden Giderken

🔒

Onlarca sızıdan yüzlercesini yüreğine binlercesini ise ruhuna kazımak büyük cesaret isterdi. Olmadığı farz edilen acıların yarattığı ağrıyı ancak yaşayan bilirdi. Bazı bedenler yoklukla mücadele ederdi ve bunun yükü tonlarla bile hesap edilemezdi. Yaşanılan sızı ağrıya ağrı da acıya dönüşürdü. Kademe kademe artan bu duyguların yoğunluğu da bir bedenin tükenmesine sebebiyet verir çabuk pes etmelerine de bu yol açardı.

Izdırap çeken ruhunun üzerini örten kara örtü onun altındaki enkazı gözlerden uzak kılarken, saadetli yarınlar,, tükenen dünlerin hatırına gerçek yüzünü göstermezken, saklanan ruha tek kalan en beter duygulardı. Zaman akıp giderken, günlerin haftalar olduğu o anlarda elalarında derin bir ifade vardı. Bir şeyleri beynindeki terazide tartıp kendine göre ayırırken, yalnızlık kafayı yemesine yol açacak türdendi. Ardil'in evden çıkıp gitmesinin ve ondan bir daha haber alamamasının üzerinden haftalar geçmişti. Saymamıştı. Ancak uzun bir zaman dilimi olduğunun da farkındaydı. Yüreği onu her andığı zamanda sıkışırken, kızdı kendine. Onu düşünmediği tek bir an bile yokken, bu kadar çaresiz hissetmek yoruyordu aklını.

Zamanın ikinci yüzü kendine yakışmayan biçimde ilerleyip dururken, donmasını istedi. Hiçbir şey hareket etmesin ve kendine eziyete bir son versin diye dua etti. Oturduğu yerden ruhu sancılar içerisinde kıvranıp dururken, kendisine kalanın sadece uzaktan izlemek olduğunu bilmek çaresizliğin en beter seviyesiydi. Ne gecesinin ne de gündüzünün olduğu bu günlerde yalnızlık ve kanayan yaralarıyla bir başındaydı. Bedenine çöken o his duvarını kaldırmak güçlükten ibaretken dermansız sesi çığlık atmakta bile acizdi. Korkusuz gözleri odağından şaşmazken, en iyi yalancılardandı artık. Korkuyordu aslında. Gizlediğine inandığı duyguları karman çorman olmuş ona daha fazla işkence ederken, aklı ve fikri bazı şeyler karşısında mantığını koruyamıyordu.

"Sana ıhlamur yaptım. İçin ısınır," diyen kız önüne bıraktığı kupadan sonra karşısındaki koltuğa usulca oturduğunda bugün dalıp giden kadının mateminde ilerleyip durmaya çalışıyordu. İfadesi boştu ancak yaydığı o his tüylerini ürpertiyordu. Ev sıcaktı ancak Heja dışarıda yaşanan kış soğukluğuna bulaşmıştı. Bir kaç saniye sonra sesini algılayan kadının ağır çekimdeki ifadesi camdan yağan yağmurun kırıntılarından çekilip önüne bıraktığı dumanı tüten kupada ve en sonda da kendisinde durdu. Melike üzüntüyle dudak bükmemek için gülümsemeye çalışırken, güzel çehresinin çirkin bir ifadeyle kaplı olması haksızlıktı onun için.

SIĞINTI YÜREK (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin