Merhaba arkadaşlar. Yeni bir bölümle geldim. Baya uzun bir ara oldu ama sonunda toparlanmayı başardım diyelim. Bu arada herkesin geçmiş Kurban Bayramı kutlu olsun. Sevdiklerinizle huzurlu mutlu nice bayramlara. Her neyse konumuza gelecek olursak bu bölümü biraz zorlanarak yazdım. Bunun hiç aşık olmadığım ve birilerinin gerçekten ne hissedebileceğini tam tahmin edemediğime bağlıyorum. Elimden geleni yaptım. Ve hiç geri dönüp okumadım. Akış hatası ya da yazım kuralların da sorun görürseniz af ola. Kurgu biter bitmez hepsini baştan düzelteceğim inşallah. Bir kaç bölüm sevgi dolu geçecek buna hazır olun hahahhaha. Ben pek hazır değilim doğrusu ama elimden geleni yapacağım. Neyse çok uzatmadan keyifli okumalar diliyorum. Yorum yapmayı ve oy vermeyi unutmayın lütfen. Unutmayın seviliyorsunuz...
°°°°°°°°°°°°°
SIĞINTI YÜREK🔒🔑🔒
21.BÖLÜM: DUYGULARIN ZELZELESİ
°°°°°°°°°°°°°*Bir zamanlar, yüzüne bile bakmaya tahammül edemediğimiz kişi bir bakmışız dünyamız olup çıkmış.*
Bölüm şarkısı: Skapova-Son Arzum
🔒
İsimsiz bir ağrının verdiği o hissin yoğunluğu, yaşadığı olayların üzerine kan damlaları akıtırken, kaç gündür dalıp gidiyor ve bunun kontrolünün dışında yaşanması dile getirmese bile ürkütüyordu onu. Kalbinin en derinlerine doğru sırtında dahi hissettiği o okun sivriliği her hareket ettiğinde daha fazla batıyor ve yaralanmasına yol açıyordu. Gözlerindeki sönük ışık geçmişin kirli suyuyla yıkanmış bütün kiri ve pası gösteriyordu. Beyaz tenine işlenmiş kara leke onun bir günahkar olduğunu gösteriyordu. Herkesin ayaklarının altına serilmiş paspas ruhu ezilerek eskimiş, yırtılarak sökülmüştü.
Acı için merhem bulmaya çalışıyordu. Beynini işkal eden düşüncelleri savurup, kalbine saplanan o oku çekip atacaktı. Gözlerinin kirini temizleyip eskisi gibi parlamasını sağlayacak, tenindeki lekeyi çıkaracaktı. Eskiyen paspas ruhunu da yerden alacak kendi elleriyle sökülen yerleri dikip duvara asacaktı. Sözü vardı. Ya da daha büyük bir deyimle yemini... Güveniyordu kendine. Düşen onurunun elinden tutup kaldıracak ibreti alem olsun diye onu sevip okşayacaktı. Herkese kötünün de iyinin de kim olduğunu gösterecekti.
Tıkırdayan tencerenin kapağıyla sarsıldığında kendini toparlayarak neden sildiğini bilmediği tabağı yerine bırakıp ocağın başına geçerek yanan ateşi söndürmüş yemeği kontrol etmeyi unutarak, mutfaktan çıkmak için adımladığı zaman çalan kapının sesiyle ilerleyen adımları yön değiştirmişti. "Ben bakıyorum," diye içeride temizlik yapan kişilere seslendiğinde dün gecenin izleri yüreğini sıkıştırıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIĞINTI YÜREK (TAMAMLANDI)
Teen FictionBir ağıt ne kadar acı olabilirdi? Bir yürek kaç darbeyle başedebilirdi? Bir beden hangi yangına körükle gidebilirdi? Bir kadın kaç farklı yerden kanatılabilirdi? Yüreği acıyla harmanlanmış bir kadın Midyat'ın tozlanmış sokaklarında büyüyüp kaderin k...