17- Babam bile sevmedi.

558 76 17
                                    

"Seyran!" kapının hızla çalınmasının ardından babamın sesini duydum.
"Aç hızlı!" Kapının ardından bağırıyordu bana.

O an stresten titreyen ellerim ile kapıya doğru yöneldim, yavaşça açtım.

Kapının aralık kısmını hızla ittirerek içeriye girdi babam, ardından kapıyı sertçe kapatarak gözlerini gözlerime dikti.

"Seyrann, Seyran!" babamın ardından kapı yine hızla çalmaya başladı.
Babam, kapının deliğinden bakarak, kapıyı açtı. Bu defa kapının ardındaki ablamdı.

"Abla," diyerek boynuna atladım, o ana dek içimde biriktirdiğim bütün göz yaşlarım ortaya çıkmıştı.

"Ağlayacak vaktimiz yok, gidiyoruz hemen buradan." babamın sesi o kadar soğuk ve sertti ki ellerim tekrardan titremeye başlamıştı.

"Şş sakin ol Seyran, bak bana ablacığım." Ablam, kendini ayırarak göz yaşlarımı silmeye başladı fakat göz yaşlarım, hıçkırıklarımın arasında kayboluyordu.

"Kime diyorum ben lan!" babamın tekrardan bağırması ile dizlerim de tutmaz olmuştu, yavaşça yanımdaki koltuğa bıraktım kendimi.

"Ulan!" dedi, babam. Evin içinde volta atmaya başlamıştı.

"Ulan biz okumaya gönderiyoruz, elin katillerini kendisine oynaş tutuyor!" elini sallayarak yanıma yaklaşıyor ardından uzaklaşıyordu babam.

Ablam etrafta kalan malzemeleri toplarken; babam hâlâ bana azar atıyordu.

"Bir de soruyorum, doğruyu söyle kızım diyorum. Hayır baba diyor! Ulan ne yapayım ben şimdi sana? Sen söyle Seyran?!"

Karşısında hıçkırarak ağlıyordum, dizlerimi kendime çekerek kafamı dizlerime gömdüm.

"Bana bak!" babamın sesi ile kafamı tektardan doğrulttum.
Bu defa babam olduğu yerden hızla bana doğru gelerek elini uavaya kaldırdı.

Ani refleks ile elimi yanağıma koydum,

"Bu yaşınıza kadar bir kez bile vurmadım size! Bu yaşınızdan sonra benden dayak yemek için zorlamayın!" diyerek elini yana doğru indirdi, ardından elini yumruk yaparak duvara vurdu.

"Baba, tamam. Olmuş bir hata, en azından erken fark ettik." diyerek yanıma geldi ablam. Ben ise dizlerimi sımsıkı tutarak daha hızlı ağlıyordum.

"Bırak, hataymış!" diyerek yüzünü buruşturdu babam.

***

Babam içeride dinlenirken bende yavaş yavaş sakinleşip geriye kalan eşyalarımı toparlamaya başlamıştım.

"Daha iyi misin?" ablam, mutfaktan getirdiği suyu yavaşça bana uzattı.

Önce ablama, sonrada elindeki su dolu bardağa baktım.
Ardından hızla suyu elimin tersi ile ittirdim.

Bardak yere düştüğünde gözlerimi sinirle ablama sabitledim.

"Babama Ferit ile görüştüğümü sen söyledin değil mi? Çekemedin yine benim mutluluğumu! Söyle!" sesimi yükselterek ablamın göğüs kafesine ellerimi koyarak onu geriye doğru ittirmeye başladım.

"Ne anlattın da bu hale geldi babam?!"

Her cümlenin ardından daha sert itekliyordum.

"Hiç mi utanmadın bir adama bu kadar kolay iftira atarken!"

Son kez vurup ittirdiğimde ablam hızla ellerimi tuttu ve onu iteklememi engelledi.

"Bilmediğin şeyler var Seyran, benim kimseye iftira attığım yok."

Kaşlarımı çattım hızla;

"Ben bilmiyorum da sen mi biliyorsun? Benim sevgilimi benden iyi mi tanıyacaksın sen?"

Ardından yüzümü tekrardan buruşturarak cıkladım,

"Yazık sana, kaç yaşına geldin hâla beni kıskanıyorsun. İlişkimi kıskanıyorsun!"

Sözlerim üzerine ablamın bakışları yerden hızla kalkarak benim gözlerime sabitlendi.

"Ne saçmalıyorsun sen?"

"Doğruları söylüyorum, çekemiyorsun işte. En başından beri hemde!"

"Bir dakika bir dakika, neyi çekemiyor muşum ben?"

"Tarık'ı hatırla," diyerek kollarımı bağladım.

"Seni bırakıp, kardeşine aşığım ben dememiş miydi sana? İtiraf etsene işte, o günden beri beni kıskandığını!"

Derin bir nefes aldı ablam,

"Senin iğrenç ilişkinin neyini çekemeyeceğim ben?" aynen benim gibi o da kollarını sardı.

"İğrenç olmadığını sende biliyorsun abla!"

Ardından sessiz kalmayı tercih etti ablam, önüne dönerek yaptığı işe devam etti.

"Doğrular böyle acıtır işte abla,"

"N'oldu sustun, cevap bulamıyor musun?"

"Zavallısın sen!" Haddimi aşmış ve ne dediğimi bilmez bir halde konuşuyordun ablam ile.

O, beni tınlamadıkça daha da fazla yaralıyordum onu.

"Sen sevilmeye layık değilsin, hiç kimse sevmedi seni. Tarık bile!"

Bu cümleme bile susmasına o kadar sinir olmuştum ki, anlık bir sinir ile şu sözler dökülüverdi ağzımdan;

"Hatta,"

"Hatta, babam bile sevmedi seni."

Bu sözüm üzerine elindeki tişörtü hızla fırlattı ablam.

"Babamın da, Tarık'ında beni sevmediğini biliyorum. Ama sağol beni sadece onlar değil, sende sevmiyormuşsun. Benim düşmanım başımın ucundaymış da haberim yokmuş. Ama sana şunu söyleyeyim Seyran, ne yaşarsam yaşayayım en azından doğru ilişkiler kurmaya çalıştım ben. Senin gibi kendimi ne zengin zübbelere yamamaya çalıştım ne de katil bir adamı aile savundum! Değil damat, babamın kapının önüne it olarak bile bağlanmayacağı adam için ablanı kaybettin sen Seyran! Bundan sonra senin hayatında bir ablan yok!"

____________________
Uf bee ne tirad yazmışım wkdlsmsmd

75 vote🎀

Takıntı / Yarı Texting.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin