5

729 76 78
                                    

felix'i sikmedim

minho, gruba felix'i ekledi

minho: okul çıkışı çimenliklere gelin.

jeongin: niye?

minho: ya ne demek niye amınakoyayim proje yapıcaz ya.

felix: allah aşkına grup adını değiştirin artık.

jisung, grup adını 'minho felix'i sikmemiş' olarak değiştirdi

jisung: muradina erdin mi?😍

felix: erdiricem seni muradina şimdi düzelt şunu

minho grup adını 'the breakfast club' olarak değiştirdi

jeongin: trabzon usulü olsun.

minho: ya sen ne diyosun amk.

jeongin: kahvaltı.

minho: gerizekalı.

jisung: oha ben çok seviyorum bu filmi.😍

seungmin: yalan söylüyo yavşak az önce yanımda baktı.

jisung: amcık ağızlı.


Hyunjin telefonunu kapadı ve ders kitaplarını almak için dolabına gitti. Arkasından garip sesler duyunca o tarafa döndü ve Felix'i dolabına bir şeyler yerleştirmeye çalışırken gördü. Dolabı üst taraftaydı ve elinde ağır görünen kutuyu kaldıramıyordu. Hyunjin iç güdülerini susturmaya çalışsada duramadı, yardım etmek için oraya yürüdü. Felix'i ve kıvrılan şortunu kurtarmak için.

"Yardıma ihtiyacın var mı?" Felix arkasından gelen ses ile irkildi. "Ah hayır, teşekkür ederim." dedi ve kutuyu kaldırmaya devam etti. "Gel hadi yardım edeyim." dedi ve kutuyu Felix'in elinden aldı. Elindeki sargıları fark etmişti fakat dikkatini dağıtmak için kutunun içine baktı. "Nedir bunlar?" dedi ve kutuyu dolabın içine bıraktı. "Yeni ponponlarımız geldi." dedi Felix. "Güzel gözüküyorlar." Felix başını eğdi. "Teşekkür ederiz." Hyunjin başını salladı, aralarında garip bir sessizlik olmuştu. "O zaman...sonra görüşürüz." dedi Felix ve dolabını kapattı. "Tekrar teşekkürler." diyerek yanından ayrıldı. Hyunjin ise onun gidişini izlemekle yetindi.

𓆩♡𓆪

Okul çıkışı hepsi çimenliklerde toplanmak için plan yapmıştı, fakat Hyunjin ortalıkta yoktu. "Nerde bu sikik ya?" Minho tekrar saatini kontrol etti, okul biteli yarim saat olmuştu. "Eve mi gitti acaba?" dedi Chris. "Aradınız mı?" "Aradık açmı-"

"Kusura bakmayın geciktim." hepsi kafasını sesin geldiği yöne çevirdi. Hyunjin elleri yaralı ve dudağı patlamış bir şekilde yanınlarına oturdu. "Kim sikti lan seni?" dedi Changbin gülerek. Hyunjin göz devirmekle yetindi. "Bu sikik de geldiğine göre başlayabiliriz." Minho çantasından çıkardığı kartonları yere serdi ve herkese iş dağılımı yapmaya başladı. Felix'in aksine kimse durumu umursamamıştı.

"İyi misin sen?" Felix, Hyunjin'e doğru fısıldadı. Uzun kirpiklerinin arkasından endişe gözüküyordu. Hyunjin kafa salladı. "Yanımda biraz yara bantı var, istersen?" Felix sırt çantasına uzandı ve içinden renkli yara bantları çıkardı, Hyunjin bu manzaraya karşı sırıttı. "Pembe yara bandı mı taşıyorsun cidden?" dedi alayla, Felix kaşlarını çattı. "Evet? Beğenmiyorsan kal öyle." dedi ve kollarını birleştirip Hyunjin'e arkasını döndü. Ensesinde hissettiği nefes ile tüyleri diken diken oldu. "Şaka yaptım ya, alınmasana hemen." Felix'in gözleri kocaman açıldı, demek oyun istiyordu, bu Felix'in en iyi olduğu şeydi. "Alınırım, siktir git başkasıyla uğraş." Hyunjin Felix'e daha da yaklaştı, plan tam tıkırında gidiyordu. "Gıdıklarsam geçer mi?" "Dur ne-" Hyunjin Felix'in tepki vermesini beklemeden onu yere yatırıp gıdıklamaya başladı. Arkadaşları bıkmış bir ifade ile onları izliyordu.

"Ya tamam aff- affettim! Bırak artık!" Felix kahkahalarının arasında zorla konuştu ve Hyunjin onu bıraktı. "Koklaşmanız bittiyse işimize bakabilir miyiz artık?" dedi Jisung. "Hay işinizi sikeyim." Hyunjin nefesinin altından konuştu. "Bakalım tabi canım!" sonrasında bir gülümseme ile devam etti.

Herkes kartonları boyarken Felix tekrardan Hyunjin'in yanına ilişti. "İstiyor musun şimdi bantları?" dedi ışıldayan gözleriyle. Çilleri güneşin altında daha çok belli oluyordu. "Mecburum galiba." Hyunjin bu durumdan hoşnut değilmiş gibi davranmaya çalışsa da memnun olduğu belli oluyordu. Felix dişlerini göstererek gülümsedi ve Hyunjin'e daha da yaklaştı. Pembe bantları ambalajından çıkararak Hyunjin'in eline yavaşça yerleştirdi. "Acıyor mu?" Hyunjin somurtarak başını salladı. "Öpersen geçer belki." Felix gülümsedi ve elini ittirdi "Yavşak." Kimseye kendini kolaydan satmazdı.

"Kimle kavga ettin sen?" dedi Felix. "Uzun süre önce pataklamam gereken biriyle." Felix kaşlarını çattı ve Hyunjin sözüne devam etti. "Senin arkadaşlarından biri." "Akinatör mü oynuyoruz ya söylesene." dedi Felix.

"Ricky."




Ricky ve Hyunjin'i çok kıyaslıyolardı. Bende Hyunjin Ricky'i dövsün istedim :)

Ricky

ׂ╰┈➤

ׂ╰┈➤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
the breakfast club Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin