16

491 60 49
                                    

"Yemin ederim sizin yüzünüzden erken ağaracak saçlarım." Jisung elindeki buz torbasını Minho'nun gözüne tutarken söyleniyordu. "Hayır çocuk bir şey de demedi. Durduk yere saldırmak ne demek anlamıyorum."

"Fazla kişi duruyorlardı ya, ben gaza geldim biraz görünce. Öyle dalmış olabilirim durduk yere." dedi Minho. "Ay beter ol Minho." Jisung buz torbasını değiştirmek için ayağa kalkıp mutfağa yöneldi.

Hyunjin'in haşimle Ricky'i araması ve 'Konum atmayan götverendir.' diye tehdit etmesi sonucu grupça Ricky'nin yanına gitmişlerdi...Sonunu siz tahmin edebiliyorsunuzdur. "Ay Felix bir sus ya! Kafamı siktin cidden!" Hyunjin başında carcar konuşan Felix'i azarladıktan sonra sarışın daha da sinirlendi. "Ya ne demek sus Hyunjin?! Ya bir yerine bir şey olsaydı?!" Hyunjin güldü. "Karşımdaki ölmediği sürece bana bir şey olma ihtimali yok."

"Sözlere bak, gören de Johnny Bravo sanar gerizekalıyı." Seungmin gözlerini devirdi ve Chris'in yaralarını temizlemeye devam etti. "Hayır ben seni de anlamıyorum ki." Seungmin, Felix'e döndü. "Hyunjin'e kızıyorsun ama bir tane çocuğun üstüne atlayıp yere düşürdün. Sonra çocuğa vurmaya başladın, kavga bitti. Sen hala çocuğa vuruyordun." 

"Hee...Niyeydi o harbiden?" Felix düşünürmüş gibi yaptı. "Bana baktı diyeydi hayatım." Hyunjin'in sözlerinden sonra Felix'in kafasında bir ampul yandı ve kaşlarını çattı. "Ay evet! Yedi seni gözleriyle yedi ya!" Hyunjin kahkaha attı. "Biz böyle çok zor geçineceğiz gibi duruyor Felix." dedi Hyunjin. "Nedenmiş o?" Uzun olan sarışın olana daha da yaklaştı. "Çünkü yoldan geçen herkes bana bakıyor da ondan." Yanağına yediği tokatla bağırdı Hyunjin.

"Ne var ya? Bu kadar yakışıklı olmam benim suçum mu?!" Hyunjin hala konuşurken Felix ayağa kalktı ve mutfağa doğru yürümeye başladı. "Ya hanımım, yanlış anladın! Benim gözüm senden başka kimseyi görmez vallaha atma trip!" Hyunjin'de onun adımlarını takip etti.

𓆩♡𓆪

"Hay bitmedi şu siktiğimin projesi de ya!" Changbin sinirle elinde tuttuğu kalemi çimenlere attı. "Cidden, çimenlerde otura otura isilik oldum yemin ederim." Jeongin'in sözüne karşı yüzünü buruşturdu Seungmin. 

"Vayvaayy, kimler buradaymış?" Hepsi gelen kız sesine karşı kafasını çevirdi. "Bay Hyunjin? Gördüklerim doğru mu, sen proje mi yapıyorsun cidden." Hyunjin kafasında dikilen kıza bakmadan konuştu. "Hee." Demekle yetindi sadece. "Yardım etmemde sakınca var mı?" Kız, kimsenin cevabını beklemeden yanlarına oturdu ve Hyunjin'e doğru kaydı. "Karina ben bu arada." 

"Yardıma ihtiyacımız olduğunu düşünmüyorum. Baybay Karina." Hyunjin bu sefer Karina'ya bakarak konuşmuştu. "Hadi ama! Yardım etmeme izin ver!" Karina elini Hyunjin'in koluna koydu, buna karşılık Hyunjin kolunu çekti ve elini her şeyden habersiz oturan Felix'in beline sardı. "Tamam kal, ama bana bir daha dokunma." 

"Ya oynama benimle ya! Şakacı şey seni!" Karina tekrardan Hyunjin'e dokununca bu sefer olaya Felix dahil oldu. Arkadaşları ise getirdikleri mısırı yiyip onları izliyordu. "Ya gerizekalı mısın kızım sen?! Dokunma dedi ya çocuk!" Felix'in ani çıkışmasıyla geriledi Karina ama modunu hiç bozmadı. "Ya sende ne agresifmişsin ya! Tatlı şey seni." dedi ve parmağıyla Felix'in burnuna dokundu. "Senin hakkında çok şey duydum! Cidden çıkıyor musun Ricky'le?" Hyunjin bu soru karşısında derin bir nefes aldı. "Üçe kadar sayıyorum." dedi ve nefes alarak saymaya başladı. "Tamam şu an daha iyiyim, cevabını verebilirsin Felix."

"Cevabım yok, ama gösterebileceğim bir şey var. Hazır mısın Karina?" Karina heyecanla başını salladı. Felix hızlıca Hyunjin'i öptü ve geri çekildi. "Beğendin mi?" diye sordu Felix gözleri ışıldarken. Karina bu hareket sonrasında birkaç dakika yerinde kaldı ve sonrasında bir şeyler mırıldanarak gitti.

"Kaşar."





heluuuu, su yeni magic school temasiyla bi fic yazsam okur musunuzzz :)))

the breakfast club Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin