Hogwarts Ekspresi

356 66 40
                                    

St. Mungo Hastanesi, İngiltere
31.08.1991, 12.33

Harry, şu anda Sirius'un ona ailesi hakkında anlattıkları şeylere gülmekle meşguldü. Babasının bu denli baş belası olmasını oldukça eğlenceli bulmuştu. Özellikle de annesini etkilemek için yaptığı onca başarısız girişim onu son derece eğlendiriyordu.

"James, üç gün boyunca yeşil ve gümüş saçlar ile gezmek zorunda kaldı." dedi Sirius gülerken. "Daha doğrusu pek de gezmiş sayılmaz. O saçlarla insan içine çıkmayacağını söyleyerek derslere bile girmeyi reddetti. O günden sonra annene bir süre yaklaşmayı erteledi. Saçlarının tekrardan o hâle bürünmesini istemiyordu."

Harry kahkahasını tutmak zorunda kaldı. Sirius'un tedavisi nedeniyle St. Mungo'da oldukları göz önüne alındığında yüksek sesin pek de hoş karşılanacağını sanmıyordu.

Sirius'un masumiyetinin kanıtlandığı ve Harry'nin ilk kez kendini Sihir Dünyası'na tanıttığı o günden bu yana oldukça zaman geçmişti.

Andi, Harry ile anlaştığı gibi onun hakkındaki sahte hikayeleri yazan yazarları ve o hikayelerin bulunduğu kitapları satan kitapçıları dava etmişti ve her biri hem bir Potter'ı kızdırmamak için, hem de Andromeda Tonks gibi bir avukatın gazabıyla yüzleşmrmek için anlaşmayı anında kabul etmişlerdi.

Bu anlaşmalar sayesinde Harry'nin tamamen boş olan Peverell Kasası'na yaklaşık 250.000 Galleon para girerken oldukça işlek olan iki kitapçıdan da %50'lik bir hisseye sahip olmuştu. Bunun ardından kendisi hakkında sahte hikayelerin olduğu kitaplar hemen raflardan kaldırılmıştı.

Onun haricinde Harry, Andi tarafından düello konusunda eğitilmeye başlamıştı. Sihirli özü, onun yaşındaki herhangi büyücü ve cadıdan daha gelişmiş olduğundan bu eğitime başlama konusunda hiç sıkıntı yaşamamışlardı. Tonks da Seherbaz eğitiminde öğrendikleriyle birlikte annesine Harry'yi eğitmede yardım ediyordu. Harry, bir gün Slytherin Meclisi'ni ele geçirmek istiyorsa güçlü olması gerektiğini biliyordu.

Andi tarafından eğitimi sadece düelloyu içermiyordu. Ona eski ailelerin gelenekleri ve uygun görgü kurallarını da büyük ölçüde öğretmişti. Hâlâ öğreneceği çok şey olsa da bir ay gibi kısa bir süre içerisinde Potter ve Peverel Haneleri'nin mirasçısı olduğunu kanıtlayabilecek kadarını öğrenmişti.

Yarın Hogwarts'a başlayacaktı ve bunun için heyecanlı olmadığını söylese yalan söylemiş olurdu. Derslerin biraz eksik olduğunu öğrenmişti. Andromeda'ya göre, Voldemort'un düşüşünün ertesi günlerinde Büyüceşura, derslerin kalitesini yeni bir Karanlık Lord daha çıkmaması adına düşürmüşlerdi. Şu anda ICW standartlarının altındaydı.

Yine de Harry, bunu bir sorun olarak görmüyordu. Daha sonrasında ICW'nin standart sınavlarına girmesini engelleyecek bir yasa bulunmuyordu.

Harry şimdiki zamana döndüğünde "Annem, gerçekten de uğraşılmayacak biri gibi duruyor." dedi onu sevgiyle anarken.

"Aa, kesinlikle öyleydi!" dedi Sirius yüzünde hüzünlü bir gülümseme ile. "Lily, başlı başına bir güçtü. O zamanda bile Slytherinler ona bulaşmak istemiyorlardı."

"Ciddi misin?" diye sordu Harry merakla. "O kadar mı?"

"Az bile!" dedi Sirius. "İlk başta onun Snape ile olan arkadaşlığı dolayısıyla dokunulmaz gibi bir şeydi."

Sirius bunu söylerken yüzünü buruşturmuştu. Harry, annesinin notları sayesinde Çapulcular'ın Snape'ten hoşlanmadığını biliyordu. S.B.D.'ler sonrasında kavga edip bir daha konuşmayana kadar annesiyle Snape'in arkadaş olduğunu okumuştu.

Hogwarts MahkemesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin