Perdenin açıldığına dair sesler duyduğunda başını yastığa gömdü. Seungcheol ona yaklaşarak omzuna dokundu.
"Uyan uykucu..."
Jeonghan cevap vermek yerine omzunu sallayarak itiraz etti. Seungcheol bu durum karşısında üzerine eğilip ellerini uzananın belinden tutarak gıdıklamaya başladı.
Kahkahalarını gizlemeyi deneyen Jeonghan başarısız olunca Seungcheol'e döndü aniden. Seungcheol yüzüne yakın yüzü görünce gülümsemişti. Bunun karşısında Jeonghan gözlerini yummuştu.
Seungcheol onun üzerine daha da eğilerek dudaklarına doğru üfledi. Karşısındaki yumduğu gözlerini sıkmıştı. Seungcheol tekrar gülerek eliyle onun ağzının üzerine vurdu. Jeonghan'ın bunu beklemediği çok açıktı. Korkmuştu. Kendisine güleni bacağıyla iterek yatağından çıktı.
"Bir daha beni uyandırma." Sesinin ciddi olmasına dikkat ederek hızla konuşmuştu.
Seungcheol gülmeyi bırakarak sadece başını salladı. Hayır, bozulmamıştı çünkü yarın onu uyandıran yine kendisi olacaktı. Biraz olsun Jeonghan'ı tanımıştı burada. Bazen sinirlensede bu siniri hızla geçiyordu. Yani onu ciddiye almasına gerek yoktu, diye düşünüyordu.
"Bugün alışveriş merkezine gidelim mi?" dedi. Kıyafet dolabından kendine bir kazak seçmeye çalışırken.
Jeonghan gelen kahvaltısını atıştırırken ağzının dolu olmasından dolayı başını sallayarak bir gülümseme sunmuştu.
Üzerindeki tişörtü çıkartarak siyah beyaz çizgili kazağını giyindi. Kendini süzen gözlere baktığında gözlerini hemen kaçırmıştı karşıdaki. Seungcheol elindeki tişörtü Jeonghan'a doğru attı.
"Çok yavaşsın. Beni süzmeyi bıraktıysan kalk üzerini giyin." dedi
Jeonghan başını hızla sağa sola salladı.
"Ne!? Ben mi süzdüm? Sanki görülmeye değer bir şey vardı da..."
"Yok muydu?"
Jeonghan cevap vermedi. Yanındaki tişörtü sahibine atarak ayaklandı. Elbette vardı. Hastalık onları çökertmişti ama hâlâ Seungcheol'ün iyi görünen bir vücudu vardı. Yine de bunu ona söylemeyecekti.
Dolabına yaklaştı ve eline gelen ilk kazağı giyindi. Montunu da üzerine geçirdi. İkili odadan çıkacağı sırada Jeonghan birden durdu.
"İlaçlarını aldın mı?" diye sordu
Hızlı bir evet yanıtı aldığında odadan çıkmasına izin verdi. Geçen günki gibi onun acı çekmesini istemiyordu. Zaten vicdan azabı çekmişti...
Karla kaplı yolları geçerek otobüs durağına ulaştılar ve ilk gelen otobüse bindiler. Beraber en arkadaki iki koltuğa yan yana oturdular.
Jeonghan camdan dışarıyı izlemeye başlayınca Seungcheol de kulaklıklarını takarak çalma listedinden gelişi güzel bit şarkıyı açtı. Gözlerini kapadı.
Yaklaşık on dakika sonra yanında bir hareketlenme hissedince gözlerini açtı. Jeonghan yüzünü ekşitmiş hayli rahatsız görünüyordu. Seungcheol hızla kulaklığını çıkarıp, dikkati kendine çekti.
"Sorun nedir, neyin var?" dedi
"Midem bulanıyor." diye cevapladı.
Seungcheol bunun yolu seyretmedinden dolayı meydana geldiğini düşünerek hâlâ camdan bakan gözleri kendine çevirdi.
"Camdan bakma, gözlerini kapa." dedi ve onun başını omzuna yasladı. Kablolu kulaklığından birini de onun kulağına taktı ve eski haline döndü.
Jeonghan yol boyunca rahatsız olmadan müzik dinlemişti ve gözünü bile açmamıştı ama şimdi Seungcheol uyandırmak ve uyandırmamak arasında kalmıştı. Gelecekleri yere çoktan varmış hatta bir durak daha ileridediler.
Yine de Seungcheol onun uyumasına izin verdi. Uyuşan omzunu hareket ettirmeden öylece onun uyanmasını beklemek istedi.
Son durağa geldiklerinde şoför haberder etmek için yanlarına geldi.
"Gençler burası son durak." dedi. Seungcheol sadece başını sallamak ile yetindi. Bu sırada gözlerini aralayan Jeonghan başını yasladığı omuzdan kaldırdı.
"Geldik mi?" dedi.
Seungcheol gülerek başını olumsuzca salladı. Jeonghan dışarıda başka otobüsleri de görünce son durağa geldiklerini anlamıştı.
"Tanrım... Beni uyandırman gerekirdi. Tüm eğlenceyi mahvettim." dedi yüzü düşerek.
"Hey, hayır. Ben eğlendim. Seninle otobüs yolculuğu yaptık sonuçta, bu güzeldi." dedi. Gülümseyerek.
Jeonghan da gülümsemişti. O haklıydı, uyumuştu ama onun yanında uyumak güzeldi. Onun sayesinde rahat bir seyhat geçirmişti.
Otobüsten çıkarak dönüş otobüsüne bindiler bu defa da. Bu seferlik alışveriş merkezini es geçmeye karar verdiler. Yolu sohbet ederek ve müzik dinleyerek geçirdiler.
nekomaei bu bölüm sana<3geç kaldığım için üzgünüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
three month/jeongcheol
Fanfiction"Keşke seni daha önce tanısaydım da 26 yıllık zamanım boşa gitmeseydi"