3. Bölüm

35 3 2
                                    




Herkese keyifli okumalar diliyorum umarım bölümü beğenirsiniz.


.....


Bir çift yeşil göz bana bakıyor ben ona bakıyordum. Hatırlıyordum tabi ki de. Nasıl hatırlamazdım. Beni o zindandan kurtaran kişiydi. Ama bu gecenin bu vakti odama gelebileceği anlamına gelmiyordu değil mi?

Üzerimdeki şoku atlatıp yatakta doğruldum ve önüme gelen saçlarımı arkaya attım. O ise hala gülümseyerek suratıma bön bön bakıyordu. Hiç ilk karşılaştığımızdaki gibi değildi. Sarhoş muydu acaba? Değildir herhalde değil mi? Sarhoşların ne yapacakları belli olmuyordu çünkü. Her an her şeyi yapabilirlerdi.

Yatakta olduğum yerden biraz daha yana kayıp iyice uzaklaştım ondan. O ise beklemediğim bir şey yaptı. Galiba bu hareketimi yanlış anlamıştı çünkü eğilerek oturduğu yerden kalkıp yatakta boş bıraktığım yere oturdu. Evet, resmen yanıma oturdu. Ben ondan korktuğum için uzaklaştım ama o benim yanıma oturdu. Allah'ım neler yaşıyordum ben gece gece?

Yanıma oturduğu için yatağın en köşesine doğru gidecektim ki eliyle kolumu tutup bana engel oldu. Ne yapıyordu bu salak herif? "Ne yapıyorsun? Bırak kolumu." diye çıkıştım. "Hem senin ne işin var burada?" Sorduğum soruyla anında kolumu bırakıp eliyle saçlarını karıştırdı. Utanmış mıydı o? Gözlerini de kaçırmıştı çünkü.

"Korkma, sana zarar vermek gibi bir niyetim yok." dedi tüm sakinliğiyle. Konuşmasından sarhoş olmadığı anlaşılıyordu. En azından şimdilik bu iyi bir şeydi.

"Neden buradasın?" diye sorumu yineledim. Carol bugün için yanınıza uğrar demişti ama gecenin bu saatinde de gelmesini beklemiyordum.

"Sadece iyi olup olmadığını merak ettim. O yüzden bakmak istedim." Değilim canım, hiç iyi değilim diye bağırmak istedim ama yapamadım. Merak etmişmiş. Sen onu benim külahıma anlat. Sanki beni kendileri kaçırmamış gibi.

"Çok mu umurunuzda iyi olup olmadığım? Beni siz kaçırmadınız mı, ne diye merak ediyorsun sen şimdi iyi olup olmadığımı?" İsyanımda çok haklıydım bence. Beni kaçırmaları yetmezmiş gibi bir odaya hapsetmişlerdi. Şimdi de iyi olup olmadığımı merak ediyordu. Kimdi bunlar ve ne istiyorlardı benden?

Elleriyle yüzünü ovuşturup konuştu. "Seni ben kaçırmadım Açelya.  Lütfen isyan ederken bunu aklında bulundur." Sesi yine çok sakindi. Yalan söylüyor gibi de gözükmüyordu. Belki beni o kaçırmamış olabilirdi ama kaçırılmama izin vermişti değil mi? İzin vermeseydi şu an burada değil kendi yatağımda yatıyor olurdum.

"Beni senin kaçırmamış olman buna göz yumduğun anlamına da gelmiyor." Ellerimle etrafı gösterdim ve devam ettim konuşmaya. "Bak, şuan buradayım. Kaçırıldım ve olmak istemediğim bir yerdeyim." Konuştukça sinirleniyordum. Belki beni kaçırmamaları onun elinde olabilirdi. Carol ona Bey diyordu. Belki de yetkisi vardı burada. Neden engel olmadı ki?

Eliyle elimi tuttu. Bu sefer engel olmadım. Bana zarar vermeyeceğine inanmıştım çünkü. "Özür dilerim." dedi birden. Tamam, işte bunu beklemiyordum. "Buna engel olamadığım için özür dilerim. Bunları yaşamanı istemezdim." Duyduklarım hayal ürünüm müydü yoksa gerçekten duyuyor muydum bu cümleleri emin olamadım. Ama Yağız gerçekten benden özür dilemişti galiba. Acaba inansa mıydım bu özrüne? Samimi duruyordu aslında.

Gözlerimi gözlerine odakladım. Gözlerinde pişmanlık vardı sanki ya da ben öyle görmek istedim bilmiyorum. Belki de bunu fırsata çevirebilirdim. Eğer gerçekten pişmansa bana yardım edebilirdi. Kaçırabilirdi beni buradan değil mi? Hadi Açelya, hadi kızım yaparsın sen. İkna edersin karşındaki pişman olmuş adamı.

Bir Eflatun Aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin