0.9

2.2K 394 318
                                    

200 yorum 🎀

***

"Hayır, Hyunjin bence midye tava yapmak en iyisi."

Felix, birkaç gündür dinmeyen cümlelerini yine tekrar ederken Hyunjin oturduğu sandalyede terliklerini çıkarmış, bacaklarını kendine çekerek gülmüştü. Tüm her şeyi Felix ile paylaştığında Felix önce durulmuştu sonra yavaş yavaş idrak etmiş ardından da ortamdaki gerginliği dağıtmak için 'bu paranın kaynağını merak ediyordum zaten' demişti.

"Bence hiç gerek yok," deyip buzlu kahvesini yudumladı Hyunjin. "Makalelerde neredeyse hepsi silinmiş zaten, tamam hâlâ konuşuluyor ama silindi ya, şimdilik umurumda değil."

Felix inanamazca ona baktı. "İyisin?"

"İyiyimmm." Gülümsedi. "Tüm sevdiğim herkes beni biliyor, sen, anne babam, Chan, bu kadar kişi bana yeter."

"Neeee! Chan'ı mı seviyorsun, e evlenin!"

O yine konuyu istediği yöne çektiğinde Hyunjin başını geriye atarak kahkaha atmış, Felix de sandalyede bağdaş yapmış ve parlayan gözlerini ona çevirmişti. "İtiraf et artık." dediğinde Hyunjin geri ona baktı.

"Ya..." diye mırıldandı. "Tamam, kabul edebilirim aslında... Hoşlanıyorum ondan, bunu inkâr edemem. Hem... Bang Chan yani, kim hoşlanmaz ki?"

"Yoo, ben Jeongin'den hoşlanıyorum."

"Felix!"

Felix kahkaha attı. "Tamam, tamam. Devam et."

"Felix... Harika biri." Heyecanla arkadaşının elini tuttu. "Cümlelerini o kadar iyi kullanıyor ki. İnsanı çok çabuk iyi edebiliyor, bambaşka bir dünyaya sürükleyebiliyor hatta heyecandan öldürebiliyor. Davranışları zaten... Bir de o el hareketleri yok mu? Mesela yürüyoruz, beni kaldırımda yol tarafından alacak, elini böyle gevşekçe belime sarıyor, diğer eliyle de tutup alıyor... İmdat!"

Hyunjin dün akşam yaşadığı o anı düşünüp tekrardan kriz geçirdiğinde arkadaşının, onun eline üflediğini görmüştü. Anlamazca baktı. "Ne yapıyorsun?"

Felix kurnaz bir şekilde sırıttı. "Yanıyorsun da... Üfleyeyim dedim."

"Bıdı bıdı bıdı."

Beraber gülüşen ikiliden Hyunjin, Chan'dan telefonuna mesaj geldiği gibi kıkırdayarak hızla telefonuna dönerken Felix de TWICE şarkısı mırıldanarak twitter'da gezmeye başlamıştı.

"Talk that talk," diye mırıldanırken ekranına düşen tweetlerle güldü. Kendisi uzun zamandır 3RACHA dinleyen biriydi, bu sebeple de Chan'ın yavaştan gelişimini görebiliyordu. Chan elbetteki her zaman başarılı, neşesi yüksek, çok yardımcı biriydi ama son zamanlarda daha bir pozitif, daha bir özgüvenli, daha bir farklı aurası vardı.

Attığı mesajlarda, son zamanlarda sık sık paylaştığı fotoğraflarda bunların hepsini belli ediyor hatta Felix, ekrana düşen 'Chan manita mı yaptı yoksa' tweetlerine çok eğleniyordu.

Uyumak için dağılan ikili ertesi sabah işlerine dönmek için ayrılırken Felix kafeye geçmiş, duştan çıkan Hyunjin gözlerini dolapta gezdirmişti. Bir şort ve tişört aldı uğraşmadan. Saçlarını da kurusun diye hiç toplamadan bırakmış, aşağı inmişti.

Önce bahçedeki çiçeklerini sulamış ardından da atölyesine girmişti ki çalan telefonuyla gülümsedi hemen. "Günaaydınnnnn." diyerek açtığında Chan kıkırdadı.

"Günaydın, naber?"

Hyunjin gözlerini ferah atölyesinde gezdirdi. Derin bir nefes aldı. "Fazlasıyla iyi, senden naber?"

into you, hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin