1.2

1.5K 274 313
                                    

200 yorumm

***

***

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

***

Hyunjin, atölyesinde telefonunu bağladığı radyodan çalan şarkı eşliğinde dans ede ede adeta resim yaparken bugün izinli olan ve gününü de evde tatlı yapmak için ayıran Felix de ona götürüyordu.

Elinde soğuk iki tatlı ile içeri girdiğinde dans ede ede karşısındaki büyük tuvali boyayan, üstü başı renklenmiş arkadaşına güldü ve "Aman efendim, aman efendim," diyerek içeri girdi.

"Felix!"

Hyunjin arkasını dönüp arkadaşına gülümsediğinde Felix elindeki iki kavanozu tezgaha bırakıp kıkırdadı. "Bu ne mutluluk?"

Aslında ikisi de pek alâ Hyunjin'in mutluluğunun sebebini biliyordu, Chan ile oldukça sağlıklı, oldukça güven temelli bir ilişkiye başlayan Hyunjin hayatında yepyeni bir sayfa açmış gibiydi. İçi içine sağmıyor fakat bu taşan mutlulukla aynı zamanda o bir o kadar da huzurlu hissediyordu kendini.

"Şarkıyı kıs istersen," deyil musluğu açtı ve ellerini yıkadı Hyunjin sonra hemen kurulayıp tabure çekmiş, Felix ile ikisi ada tezgahın önüne yerleşmişlerdi.

"Tatlı getirdim sana."

"Magnolya mı o, nee?"

Hyunjin sütlü tatlılara bayılırdı ve özellikle yaz gününde, aşık olduğu çilekle yapılan soğuk tatlı onun için çok güzel bir hediyeydi. "Çok teşekkür ederim," diyerek direkt mutlulukla arkadaşına baktığında Felix öpücük attı.

"Rica ederim, sana yapmayacağım da kime yapacağım ben?"

Sorusuyla kıkırdadı Hyunjin, attığı tek bakışla Felix ona dil çıkarıp "Tamam be tamam," demiş ve gerçeği söylemişti. "Jeongin gelecek, onun için yaptım... Ama nitekim sana da yapmış bulundum, değil mi!"

"Çok fenasın çok," diyen çocuk direkt arkadaşının minnacık burnunu sıktığında Felix gülerek kaçmış, beraber tatlıları yemeye başlamışlardı. İkisi de ara sıra telefonlarını kontrol ettiğinden bu durum onları güldürmüş ve o bakmanın karşılığını ilk alan Felix olmuştu.

"Gelmiş!" diye okuduğu mesajla ellerini kafasının her iki koydu. "Ay, ne yapayım!"

Hyunjin güldü. "Gidip çocuğa bahçe kapısını açabilirsin mesela."

"Oha, doğru." Koşarken yarı yolda durdu. "Tipim düzgün mü!"

"Dünya güzelisin canım, git aç şu kapıyı."

"Tamam!"

Felix koşarak bahçeye çıktığında Hyunjin "Şapşal," diye arkasından gülmüş, kafasını çevirip duvarda asılı ve hâlâ yarım olan resmine bakmış, dudaklarındaki gülümseme uysal bir hâl almıştı.

into you, hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin