into you, hyunchan

1.3

200 yorumm 💝

***

Hyunjin hayatının en güzel uykusunu aldığına inanıyordu gözlerini Chan'ın kolları arasında açtığında. Gece tişörtle yattığına emin olduğu fakat sabah uyandığında gövdesi çıplak sevgilisini gördüğünde burnunu göğsüne sürttü mayışarak.

Hâlâ uyuyan Chan kollarını daha sıkı sarıp onu iyice kendine yapıştırmış, gözleri kapalı birkaç dakika daha kendine gelmeyi bekleyen Hyunjin en sonunda tamamen uyanık bir şekilde gözlerini açmıştı.

İzlediği videolarda çok kez Chan'ı yarı çıplak görmüştü hatta öyle ki sevgilisi sahne arkasında bile öyle dolaşıyordu fakat bu, şimdi bile nefesinin kesilmesine engel değildi.

Kollarını Chan'ın kolları arasından kurtarıp boynuna sardıktan sonra onu kendi boynuna doğru yatırıp yanağını saçlarına sürttü, bu sefer Chan'ın elleri onun beline sarılmış, tatlı uykusuna devam etmişti Chan.

O keyifle uyurken Hyunjin bir süre onun saçlarıyla oynamış, kendi kendine bir şeyler düşünüp vakit geçirmiş, en son da telefonunu eline alarak sosyal medyada dolaşmıştı.

Maillerine girince güldü hafifçe ve uyuyan sevgilisinin ensesindeki saçları karıştırdı. Chan'ın Givenchy ile bir çekimi vardı gizli tutulan, bundan onun haberinin olmasının sebebi ise Givenchy'den gelen teklifti. Sektöre dönmesi ile beraber bu çekimi onun yapmasını istiyorlardı.

Kabul ederek maillerden çıkacaktı ki "Günaydın." diyerek hareketlenen adamla direkt ekranı kapatıp telefonu bıraktı, geri çekilerek gülümsedi. "Günaydın uykucu, geç de yatmadık ama..."

"Yerim güzeldi." diyen Chan yüzünü yastığa bastırdı. "Dağılmış gözüküyorum şu an, bakma."

"Bakayım." dedi Hyunjin direkt. Chan'a göre dağılmış hal, Hyunjin için çok tatlıydı. Onun yüzünü tutup kendine çevirmiş ve hafiften yüzü şişmiş sevgilisine bakıp gülmüştü. "Çok yakışıklısın, çok." diye konuştuğunda Chan kendini tutamadan güldü.

Hyunjin sürekli ona öyle içten iltifatlar ediyordu ki cidden yakışıklı olduğuna inanmak üzereydi, keza bunu bilen Hyunjin de o, bunu kabul etsin diye yapıyordu.

Tutunarak hafifçe oturur pozisyona geldiğinde Chan önce saate bakmış, "Geç olmuş," demişti. "Keşke uyandırsaydın."

"Uyuyordun, hiç bozasım gelmedi."

Gözlerini yüzünde tutmaya çalışsa da istemsizce vücuduna kaymış, başını direkt yastığa bastırmıştı Hyunjin. Chan yataktan kalkıp yüzünü yıkamaya giderken onun yastığını da alıp yüzüne kapattı. "Delireceğim şimdi bu adam yüzünden."

"Efendim!"

"Hiçbir şey!" diye bağırdı ve yastığı indirip ayağa kalktı. Birkaç saniye dönen başının geçmesini beklemiş, saçlarını toplayıp hızla yatağı düzeltmiş ve Chan'ın arkasından banyoya girmişti.

O da yüzünü yıkadığında Chan çoktan mutfağa geçmişti, odaya girerken üstündeki Chan'ın tişörtüne baktı Hyunjin. Chan zaten yapılı biriydi ve bir de oversize giymesi Hyunjin için ekstra bol tişörtler demekti.

Omuzundan düşen kolu düzeltip daha da ayılmış bir şekilde mutfağa geçtiğinde kaşlarını kaldırdı. "Çarşamba müsait misin?"

"Müsait... Yok, değilim." dedi Chan direkt aklına gelen şeyle. Sırıtışını bastırmaya çalıştı Hyunjin. "Şirkette mi olacaksın?"

"Bir çekimde olacağım ama istersen akşamına seni alırım."

"Yok." Gülümsedi. "Buluşuruz zaten, dinlen sen."