0.7

1.7K 420 419
                                    

200 yorumm 🎀

***

Hyunjin, arkadaşının kafasını dağıtmak için onunla takılıp kafede de yanında olurken Felix ile ikisi akşamüzeri geç saatte tezhahı sildikleri sırada Felix kendisine soğuk bir su doldurmuş, arkasına yaslanmıştı.

Kafe oldukça sakindi, zaten genel olarak bir sakinlik vardı. Kendini iyi de hissediyordu, Jeongin için hisleri hoşlanmaydı evet ama çok da büyük sayılak duygular da değildi hem görmezse unutur zamanla diye düşünüyordu.

Düşüncelerine dalmış bir şekilde suyunu içerken gözleri kafeden içeri giren kişilere kaydı, kaydığı gibi de şokla ağzındaki suyu püskürtmüş, yan dönmüştü.

Hyunjin şokla ona baktı. "Felix!"

Yanına gidemeden bir çift tezgaha gelince Felix 'sen bana bakma' dercesine arkasını dönerek el sallamış, Hyunjin onlara ilerlemişti. "Hoş geldiniz, ne alırdınız?"

Kız gülümsedi. "Ben bir tane iced latte alayım. Aşkım tatlı alsak mı yanına?"

"Bilmem, sen bilirsin." Çocuk gülümsedi. "Ben de bir tane ice americano."

Hyunjin onların tatlılığına gülüp isimlerini almış ve çift giderken kahveleri hazırlamak için arkasını dönmüştü. Felix'i bıraktığı yerde bulamazken kaşlarını çatsa da çiftin kahvesini hazırlamış, onlara teslim etmişti.

Tezgahın arkasında tek kalırken kendisine bir limonata doldurmuştu, arkadaşının kafesi olmasından dolayı bu kafe ona hem huzur veriyor hem rahat hissettiriyordu.

Bileğindeki ince saatten saati kontrol etmiş, bu sırada da Felix gelmişti. "Ne oldu da suyu püskürttün?" diye sordu limonatadan içerken.

Felix ona baktı. "Az önce sevgilisiyle gelen kız Jeongin'in de sevgilisiydi."

Hyunjin limonatasını püskürttü. "Ne?"

Tatlı bulduğu çifte çevirdi dehşetle bakışlarını, tekrar aynı şekilde Felix'e baktığında Felix tezgaha yaslanmış "Ay yok," demişti. "Harbiden o kız, bayılacağım. Elf gözlerim lütfen yanılıyor olsun."

"Ayrılmışlar mı?" dedi hızla Hyunjin dağıttığı yerleri silerek.

"Bilmem. Hani, bir haftada yeni sevgili bulmuş olamaz ya? Gerçi bilmiyorum, of."

Az önce içemediği su için yeni bir bardak almış, bu sırada da Hyunjin'in telefonu çalmıştı. Chan olduğunu görürken gülümseyerek açtı hızla. "Chan?"

Chan kıkırdadı. "Küçük bir şey sorup kapatacağım. Acaba kafede yer var mı?"

Hyunjin yine onun geleceğini anlarken güldü. "Tek kişilik mi?"

Eşofmanları ile onu arkasında bekleyen arkadaşlarına döndü Chan, Seungmin ellerini ceplerine koymuş gözlerini ona dikmişken, Jisung Changbin'in gözlerine ellerini sokmaya çalışıyordu.

Güldü. "Altı kişilik olur aslında."

Hyunjin'in gözleri kafeyi taradı, arka taraflarda gördüğü yerle "Şanslısınız." diye konuştu. "Ne zamana gelirsiniz?"

"Gelmiştik bile."

O şokla kapanan telefona bakarken kafenin kapısı açılmış, Felix kasaya gelen bir müşteri ile yine suyunu içemezken Hyunjin'in gözleri kafeden içeri giren adamı bulmuştu.

Göz göze gelmeleriyle direkt gülümserken Felix yaramaz bir sırıtışla arkadaşına bakmış, Hyunjin tezgaha yaklaşmıştı. Dörtlü gruba gülümsedi. "Hoş geldiniz."

into you, hyunchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin