"Anladım sonu yok yalnızlığın
Her gün çoğalacak"Yalnızlık içimizdeki var olan en normal duygudur. Yalnız doğarız, yaşarız ve ölürüz. Ve tüm hayatımızı başından sonuna kadar birlikte geçireceğimiz tek kişi kendimizden başkası değildir. O yüzden de kendimizi sevmeli, olduğumuz kişi ile gururlanmalıyız en azından böyle olması gerektiğini düşünüyordu Efe. Eskiden kendini sevmiyor, hatta kendini ve hayatı anlamaya başladığı ilk andan beri bu hayata neden geldiğini, neden var olduğunu sorguluyordu. Etrafındaki diğer çocuklar onun gibi değildi mesela, hayatın akışına kendilerini bırakmış onlara ne sunulursa hiç sorgulamadan kabullenmiştiler, farklı olduğunu daha o zamanlarda yaşı küçük olmasına rağmen anladı, belki de bu yüzdendi kimseyle yakınlık kuramamama problemi, anlaşılamadığını bildikten sonra kendini yormanın ne gereği vardı ki? Kafasının içi varoluşuyla alakalı binlerce soruyla doluydu ama soracak kimsesi yoktu, cevapları kendince kitaplarda aramaya başladı. Bir sürü şey okumuş, sevgi evindeki kütüphanenin tozlu raflarında neredeyse okunmayan kitap, yutulmayan toz bırakmamıştı ama hala içine sinmediği bir sürü şey ve geleceği ile alakalı düşünceler kafasının içinde adeta horon tepiyordu, ta ki o cümlelerle karşılaşana dek.
"İnsan ne ise o değildir, ne olmuşsa ve olmak isterse o'dur."
Peki o ne olmak istiyordu? Hayalinde kurduğu dünyada adalet, eşitlik, haksızlıkların son bulmasını istiyordu kendince. Küçük yaşına rağmen az şey görmemişti ama ne sesini çıkarabilmişti ne müdahale edebilmişti o yüzden güçlü olması gerekiyordu tüm bunlarla mücadele etmek için ve isteklerine ulaşmak o düşlediği dünyaya bir adım daha yaklaşmanın yolu bir mesleğe çıkıyordu - savcılık. Hayali bile muhteşemdi. çok inandı, çok istedi, çok çalıştı, hatta herkesten çok çalıştı ve o gün geldi çattı mezun olmuştu ve hayatında yeni bir dönemin başlangıcındaydı.
Atandığı adliyeyi öğrendiğinde kalbi heyecandan göğüsünü delecek gibi atıyordu. Hayal miydi bu, ilk defa hayatında kendini büyük ikramiyeyi kazanmışçasına şanslı hissediyordu. Öğrencilik yıllarında ilgiyle takip ettiği hayranı olduğu savcı Ilgaz Kaya ile aynı adliyede çalışacaktı. Hocası derslerde Ilgaz Kayadan sıklıkla bahseder onun öğrencisi olduğuyla övünürdü her hangi bir konuda örnek gösterilecek olursa o gösterilirdi.
Son yılında ders olarak yine Ilgaz Kayanın yürüttüğü bir dosya işlemişlerdi, kuyu cinayetleri. Daha önceden televizyonda da gördükleri bu olayın ders programına girmesi herkesi çok heyecanlandırmıştı. hatta bir ders hocası Ilgaz Kayayı bu konu hakkında konuşması için davet etmişti, onun geleceğini duyan Efe heyecanından uyku uyuyamamış bütün gece hayranlık duyduğu adamla nasıl sohpet edip ona ne gibi sorular yönelteceğini düşünerek geçirmişti. Ne yazık ki heyecandan bütün düşündükleri yok olup gitmiş hiç birşey diyememiş sadece izlemişti. Bu cesaretsizliği, yanlış anlaşılma korkusu, alay edilme korkusu peşini bırakmıyordu çok çabalamasına rağmen yine hiç birşey hayal ettiği gibi olmamıştı.
Şu an önünde yeni bir yol ve bembeyaz yeni bir sayfa vardı. Bu yeni başlangıç heyecanıyla hayatında da yenilikler yapmaya kararlıydı Efe. Kendini zorlayacaktı, birazcık da olsa bu yabaniliğinden sıyrılıp adliyede arkadaş edinmek istiyordu özellikle de Ilgaz Kaya ile.
Okadar güzel hayaller kurmuştu ki işe başlamadan önce, sabah adliyede meslektaşlarıyla beraber kahvaltı yapıyordu, beraber kahve, çay içip sohbet ettikleri arada öğlen yemeği için dışarı çıkıp yeni yerler keşfedecek belkide ileride beraber tatile bile gidebileceği bir ortam yaratacaktı kendine.
İlk iş günü Ilgaz savcının yıllık izinde olduğunun haberi bir nebze üzdü Efeyi, ama başsavcıyla tanıştıktan sonra çabucak içinin burukluğu geçti. Nadide başsavcı çok sıcak ve samimi bir şekilde yaklaşmıştı ona, nasıl olduğundan, bu adliyeye geldiği için mutlu olup olmayışınla ilgilenmişti. Tanışma aşamasından sonra odasına geçip ilk dosyasını eline aldı Efe savcı, heyecandan elleri titriyor sanki küçük bir çocuğun şekere baktığı gibi bakıyordu dosyaya, başarmıştı sonunda yıllarca hayalini kurduğu yerdeydi. Şimdi sıra hayatında başka güzelliklere yer açmaktaydı.