"İlk izlenim için asla ikinci bir şans yoktur."
İki kez derin derin nefes aldı Efe ki deniz kokusunu ciğerlerini doldurduğunu hissettsin. Pişmandı artık yaptığı hareketten. Neydi o öyle kaçar gibi çekip gitmek. Bayada sert bir şekilde çekmişti dosyayı elinden, peki acaba bakışı nasıldı kafasından okadar çok düşünce aynı anda geçmişti ki yüz ifadesini kontrol edip edemediğini bile unutmuştu. Onu dengesiz bir insan olarak görebilirdi, acaba ne tür şeyler geçirdi onun hakkında aklından kesin iyi şeyler değildi. Gördüğü ilk anda daha onun olduğuna emindi... telefonunu cebinden çıkardı genç savcı ve aylar önce aldığı ekran görüntüsünü açtı karanlık ve bulanıktı videodan hızlıca almıştı ama o olduğu belliydi saçları yüzü.
Herşey Mercan Kayanın kaybolmasının haftasında başlamıştı. Çok çalışmaktan yorgun düşen Efe savcı evine toplandığında üstünü değiştirip dolaptan buz gibi birasını açıp yudumladı, sonra yolda gelmeden aldığı pizzasından bir dilim ısırıp telefonunu eline aldı biraz sosyal medyada takılmaktı niyeti uyumadan önce. Efe'nin işten sonra klasik aktiviteli zaten ya çocuklar için hediye paketliyor, ya film seyrederken uyuya kalıyor, kitap okuyor, kimi zaman tatil yaptığında çektiği fotoğrafları düzenliyor, yada sosyal medyada gündem takip edip komik videolar izliyordu. En sevdiği de arkadaş guruplarının seyahat ettikleri videolar, öyle sayfaları takip edip kendini de o gurubun içinde hayal ediyordu. Kendi kendine kurduğu hayalleriyle yaşıyor ve anlık'da olsa mutlu oluyordu.
Aynı akşam keşfette dolaşırken "girlageyik" diye biri ona takip isteği attı. Profile girdi kapalıydı açıklamasında "takılıyoruz öyle" yazıyordu, isteği kabul edip geri takip etmişti Efe, zaten kendi profilini eğlence amaçlı kullanıyor özel denebilecek bir hayatı da olmadığı gibi yaptığı paylaşımlar da genellikle gündelik momentler, kitap okurken sevdiği bir yazı olursa onu çekip atıyordu kaybetmemek için, güzel yemeklere bayılıyor ve bol bol yemek yiyor ve paylaşıyordu.
Takip isteği kabul edilmişti hemen merakını gidermek için bakmaya başladı Efe. Soğuk espirili paylaşımlar, watsapp grubundan ss alınmış komik postlar okurken gülümsediğini fark etti genç savcı. Sahilde kayalıkların üzerine oturulmuş ayaklar ve biralar.
Hemen hemen her gün günün fıkrası gibi paylaşımlar yapıyordu bu sayfa ve bir sürü story atıyordu, arabada müzik dinlerken, sahilde, kafede, piknikte nasıl olduğunu anlamadan merak etmeye başlamıştı Efe acaba kimdi bu, ara sıra story lerde gülme sesi geliyordu arkadan okadar güzel bir gülme sesiydi ki, hemen sende de kahkaha attma isteği uyandırıyordu. Zaman geçtikçe Efe yine hayallere dalmış orda gördüğü herşeyi kendide yaşıyor gibi düşünüyor mekanların hangilerinde konum varsa gidip aynı şeyleri sipariş edip deniyordu. Hiç anlamadan hayatının bir parçası olmuştu bile bu rutin.
Bir akşam yine kanepesinde uzanıp netflixte izleyecek yeni birşey ararken bildirim geldi gırlageyik canlı yayında diye hemen tıkladı. Karanlıktı müzik sesi ve gülme sesleri geliyordu
"Birşey oldu kanka, başka bi şey açtım galiba" - dedi laubali bir şekilde birisi
" dur bakayım" - kıvırcık saçlı bir kız belirdi ekranın önüne- "mal mısın canlı yayın yapıyorsun" deyip saniyeler sonra kesildi yayın. Daha iyi görme isteğiyle bir ekran görüntüsü alabilmişti Efe ama karanlık ve bulanıktı. Artık bu gizemli kişi bir şeye bürünmüştü Efenin hayali arkadaşı bir görünüme sahipti artık ve bu günden sonra hayallerinin bir yüzü vardı.
Ne varki her güzel şeyin gibi bununda sonu gelmişti birkaç ay sonra birden bire kayboldu hesap, kapatıldı. Puf yok oldu. Efe'nin yalnız hayatında bir soluk, bir değişiklik, bir heyecandı o yüzden kendini bir kez daha terk edilmiş hissetti.
Efe kimsesizdi, sevdi evinde büyümüş bir çocuktu, annesi kim, babası kim bilmiyordu. Neden orada olduğunu da. Terk edilme duygusu, korkusu hep hayatının bir parçası olacaktı belli ki, çünkü neye bağlandıysa bir şekilde onu terk ediyor yalnız bırakıyordu.