Işığın Mührü

FİNAL

      Genç kız hikâyenin nasıl olup da kendisine bağlandığını anlamamıştı:

-Anlayamadım efendim, diyerek düşüncelerini dile getiren kız, adama cevap istediğini belirtircesine baktı.

-Şimdi seninle ortak bir dostumuzun tekrar aramıza katılmasına şahit olacağız. Hazır mısın? 

       Kız adamın dediklerinden hiçbir şey anlamasa da kafasını sallayarak hazır olduğunu belirtti. Adam ayağa kalkarak kıza elini uzattı. Aisha'nın kendisine uzanan elini avcunun içine alan Tusaro, onu ayağa kaldırdı.

-Hikâyemizde adı geçen Hayat Ağacı ve Griffin ile tanışacaksın, dediğinde kızdan birkaç adım uzaklaşarak elindeki asayı gökyüzüne doğru kaldırdı. Kolunda topladığı tüm gücüyle asayı toprağa saplamasıyla, gök gürültüsünü andıran bir ses ortama yayıldı. Az sonra olanlar ise tamamen hayal ürünü gibiydi.

          Kuru ağaç parçası birdenbire toprakla birleştiği yerden etrafına doğru çatallı elektrik şelalesi yaymaya başladı. Saniyeler sonra ışıklar kalın köklere dönmeye başlamıştı. Değim yerindeyse asa yere kök salıyordu. Merkezden metrelerce uzağa ulaşan kökler toprağın altında kaybolunca hareket sırası asanın yeryüzünün üzerinde bulunan kısmına gelmişti. Gövde yavaş yavaş uzamaya ve kalınlaşmaya başladı. Devasa bir boyuta gelince gövdeden çıkan dallar bulundukları alanın üzerinde yapraktan bir çatı oluşturmuştu. Üzerinde rengarenk çiçekleri barındıran ağaç tıpkı özenle seçilip aranjman yapılmış bir buketi andırıyordu. Hele etrafa yaydığı güzel koku, kızı sarhoş etmişti. Hafif rüzgâr eşliğinde sallanan dallar sanki etrafa bir müzik sesi yayıyordu. Adam kıza yaklaşarak arkadaşım dediği ağaca baktı:

-İşte, efsanelere konu olan Hayat Ağacı tam karşında Aisha.

-Çok güzel, diye fısıldarken gerçeği dile getiriyordu. Bir süre sessizce görüntüye bakan ikili bu güzelliği görmenin hazzını yaşadılar.

-Şimdi sana biraz da Griffin 'den bahsedeyim.

-Griffin, hatırlayabildiği hayatını iki varlığa adadı. Hayat Ağacı ve Zümrüdüanka, onları korumak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdı. Ama kader örgüsünün ona biçtiği gelecekte hem kendisinin kim olduğunu, hem de korumak için ant içtiği kadim dostlarını unutacaktı.

       Adam derin bir nefes alarak bir süreliğine sustu.

 -Onları unutup yeni bir hayata başlayan Griffin, anıları olmadan Otrinon'da çok ama çok uzun ve bir o kadar da eksik yaşam sürdürdü.

-Bir gün gezegende olan farklı olaylar, artık bir insan formundaki Griffine kadar ulaşmıştı. Olaya farklı bir gözle bakmasını sağlayan gelişmelerle, geçmişte aslında kim olduğunu hatırladı. Amacını, sözünü, dostlarını, her şeyi hatırladı. Şimdi o kişi sana gerçek Griffin'i göstermek istiyor Aisha. Az sonra göreceğin şeyler seni korkutmasın sakın. O seni korumak üzere bir söz verdi. Sana Griffin'den asla bir zarar gelmez diyerek ondan uzaklaşmaya başladı.

        Kızdan uzaklaşarak güvenli bir alanda olduğuna kanaat getirince, ellerini öne doğru getirerek dua eder gibi birbirine yapıştırdı. Yukarı doğru ellerini kaldırıp açmaya başladığında ise kolları kuşkanadına benzer şekil almaya başlamıştı. Kollarını iyice açtığında üst bedeninin değişimi tamamlanmıştı bile. Elleri aşağıya doğru hareketini sürdürürken karşısında artık tüm azameti ile bir Griffin duruyordu. Kız dünya eserleri müzesinde sütun üzerinde gördüğü figürün, asıl Griffin'e haksızlık yapılarak betimlendiğini fark etti. Hayatında bu kadar asil bir yaratık daha görmemişti. Karşısındaki Griffin, iki kanat çırpışıyla onlarca metre yüksekliğe ulaşmıştı bile. Etrafında dönerek hızla aşağı doğru süzülen kuş yere çarpmadan duruşunu düzeltmiş ve kızın yanından süratle uçarak geçmişti. Kız yüzüne çarpan rüzgârın etkisi ile sarsılmıştı.