Evimize yerleştirdiğimiz yeni eşyalarımıza karşıdan baktım, çok güzel bir ev olmuştu. Halı ve perdeler eksikti ama onları almak isteyen, hatta bu konuda gönül koyan Cengiz'e bırakmıştım.
Birkaç gün sonra maaşını aldığında onları da gidip seçtik birlikte, ilk kez evim diyebileceğim bir yere sahiptim. Eşim demeyi deli gibi istediğim bir adama ve huzurla çalıştığım bir işe sahiptim.
Çok büyük bir şey değildi, bir çorbacıda bulaşık yıkıyordum ama kafam rahattı. Hiçbir şey bilmeme gerek yoktu, sadece bulaşık yıkayıp alanı paspaslıyordum.
Güzel de maaş alıyordum, istediğim çorbadan içebiliyor ve eve getirebiliyordum. Hatta bazen Cengiz telefon edip istiyordu, 'şu çorbadan varsa gelirken getirir misin?' diyerek.
Hayatımız belli bir rutine oturmuştu şu bir ayda, ben işten çıkarken beni arabayla alıyordu ve markete gitmemiz gerekiyorsa gidiyorduk. Oradan eve geçip yemek yapıyorduk birlikte, bana da öğretiyordu tüm yemekleri.
Eli o kadar lezzetliydi ki, her yaptığı yemek o gün bitiyordu. Bu aralar biraz kilo bile almıştım, o kemikleri sayılan kuduz köpek değildim artık. Özellikle kalçam gerçekten ele geliyordu, et dolmuştu.
"Yavrum uyudun mu?" Cengiz yatağa gelirken sorup cevabı beklemeden yanıma atladı.
"Uyuyor olsaydım bile şuan kesin uyanmıştım hayatım." Beni kucağına çekmesine izin verdim, işten geç geldiği her seferde böyle hasretle koynuma atlıyordu.
Öpüşü sertleşirken kendimi ona sürttüm, boğuk sesi dudaklarımda kayboldu. Bu hasretlik bir türlü geçmiyordu, bu adamı günün her anı özlüyordum. Hatta bazen yanımda otururken bile kucağına çıkıp boynuna gömülüyordum ve her seferinde bu hale geliyorduk.
Aceleci hareketlerle giydiği siyah gömleğin düğmelerini çözmeye başladım. Bir düğmeyi çözemeyince hırsla iki yana ayırdı, geri kalan düğmeler kopup etrafa savrulurken tekrar dudaklarıma kapandı.
Ellerimiz her yerdeydi sanki, bir an bacaklarımı okşuyordu, bir an kalçamı yoğuruyordu. Yüksek sesli inlemelerim bile dudaklarından boğukça firar ediyordu, saçlarını tutup boynunu açığa çıkarttım ve emip yalamaya başladım.
Beni sertliğinin üstünde hareket ettiriyordu sürekli, kucağından kalkıp onu yatağa ittim ve beklemeden ağzıma aldım. Haykırır gibi çıkan inlemesi beni daha da gaza getirmişti, boğazıma değen aletle istemsizce öğürdüm.
Sanki bu ses onu ateşlemiş gibi kalçasını hareket ettirip daha da ileri itmeye başladı. Ara ara öğürüyordum ve salyalarım aletini parıl parıl parlatıyordu.
Beni çevirip kalçamı yüzüne çekti, deliğim yerine aletimi ağzına alınca boğuk boğuk inledim. Bir süre izin verip yalamasına ses çıkartmadım ama hedefim onu içime almak olduğu için ağzından çıkıp deliğimi ağzına yaklaştırdım.
Hiç beklemeden dilini sürttüğünde beynimde şimşekler çaktı, bu yaşadığım zevk çok başkaydı. Diline parmakları eşlik etti ve bu biraz acıtmıştı doğrusu.
Dilinin ıslaklığı beni gevşetirken komodindeki el kremine uzandı, bulaşık yüzünden çatlayan ellerime kullanıyordum ama işe yarardı. Kremle parmaklarını soktuğunda yüzümü aletinin üstüne bastırdım, içimdeki üç parmak bile nefesimi tekletmişti.
Bir süre parmaklarıyla devam etti, bir noktada resmen miyavlar gibi çıkan inlemem kontrolüm dışındaydı. İçimde bir yerde, beni köle yapacak bir nokta olduğundan habersiz yaşamıştım onca yıl. Cengiz'in parmaklarıyla bile gelecek haldeydim, aletini yalayıp birazda tükürdüm ve yüzümü ona dönüp yavaşça içime aldım.
Ağzım aralanmış, gözlerim kaymıştı zevkten. Kucağına tamamen oturduğumda elini yüzüme koyup yanağımı okşadı, avcuna bir öpücük kondurup inip kalkmaya başladım.
Cengiz dudaklarımı öperken kendimi aldığım zevkin kölesi gibi hissediyordum, sonsuz bir zevk denizindeydim şuan. Yine o noktaya dokunan Cengiz yüzünden ufak bir zevk çığlığı attım, belimi kavrayıp beni altına aldı tek hamlede.
"Mehmet, senin her nefesine öleyim ben beee..." içime tamamen itmeden önce kalbimi durduran sözleriyle ona bakmak için gözlerimi açtım.
"Eşimsin sen benim, benden önce ölemezsin. Ölürsen peşinden gelirim." Kararan gözleriyle alnımı öpüp hızlandı, her vuruşu o noktaya hedefli olduğu için çığlıklar atıyordum.
"Eşinim, kocanım senin. Sende benim kocamsın, eşimsin. Herşeyim sensin artık güzelim, heryere yazmak isteyip bir tek kalbime yazabildiğimsin." Susması için dudaklarıma çektim onu, yoksa ağlayacaktım.
Şuan tek yaşamak istediğim duygu şehvetti, romantizm ve dram bekleyebilirdi. Şehvetimin ateşini ise bir tek bu adam körükleyebiliyordu artık, hem de büyük bir hevesle...
Elini benimkine atıp çekerken deli bir hız kazandı, ağzımdan fırlayan küfürle uzanıp dudağımı ısırdı, sonra öpüp emdi. Zevk fazla gelmeye başlamıştı, gözlerim yaşarırken kafamı iki yana salladım yastıkta... galiba geliyordum.
"Cengiz, Cengiz geliyorum. Elini çek, çok fazla bu." Gözlerimden taşan yaşları öpüp baş parmağını aletimin başında gezdirdi sertçe, tüm bağlarım koparken deli gibi boşalmaya başladım.
Tüm vücudum titriyordu, bacaklarımda bir gram güç kalmamıştı ve hareket ettiremiyordum. Cengiz içime sonuna kadar girip dişlerini sıktı ve içimdeki aletini sanki girecek yer kalmış gibi daha da itip boşaldı. Yavaşça aynı şekilde diplemeye devam ediyordu, karnımı dolu hissediyordum.
Elimi karnımdaki sertliğinin hissedildiği yere atıp bastırınca küfür edip bir kez daha itti içime. Kendini yorgunca üstüme bırakıp boynuma gömüldü, her zamanki gibi kokumu içine çekiyordu.
"Seninle sonunda bir olabilmek harika bir duygu, istemiyorsun sanıyordum ama bunu yaşadığımız için mutluyum." Kaşlarım çatıldı, onu istemediğimi düşünmesi çok saçmaydı.
"Seni istemediğimi düşünecek kadar mı tanımıyorsun beni, her an istiyordum ama korkuyordum. Ehhh, korktuğum hiç bir şey doğru değilmiş. Ne yırtıldı, ne kanadı... biraz acıdı ama olur o kadar. Zevkten ağlayacak hale geldiğim için acıyı göz ardı edebilirim ve sık sık, bak burası önemli.... en az haftada dört kez bunu isterim."
Gülerken bir yandan boynumu öpüyordu, derin derin öpüp kokladı ve son kez öpüp geri çekildi.
"Sen iste yeter ki, kuduz köpek gibi tependen inmem güzelim." Gülerek saçlarına uzanıp okşadım.
"Yanlış anladın, dört kez ben, üç kez de sen altta olacaksın." Şaşkın yüzüne karşı bir kahkaha atıp saçlarına öpücük kondurdum.
"Seninle herşeye tamamım ben Memedim." Alaycı sesiyle gülümsedim ve yıllarca aynı yastığa baş koyacağım adamı göğsüme çekip huzurlu bir uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kuduz Köpek
Fiksi UmumUyuşturucu bağımlısı bir adamın, Ex tarafından alıkonulduktan sonra aşkı bulması Kuduz ve Cengiz'in hikayesi