10.

722 104 113
                                        

bolca yorum istiyorum
bu bölümü yazmam cok zamanımı aldı bir türlü doğru cümleleri bulamadım ama artık içime sindi ve atıyorum

keyifli okumalarr 😽😽




-

"eee sonra ne oldu?" diyerek heyecanla oturduğu yerde biraz yükselmişti jisung.

jeongin umursamıyormuş gibi davranıyordu "sonra görüşürüz dedik ayrıldık işte. bir şey olmadı."

changbin histerik bir gülüş atarak "tabii tabii" diyerek mırıldandı sessizce, duymayacaklarını umuyordu.

son derece ciddi bir ses tonuyla kaşlarını çattı jisung. artık mesele öyle dalgaya alınacak bir şey değildi ona göre. sorgu sual zamanıydı. "sen bu adamdan hoşlanıyor musun? doğru söyle."

jeongin gözlerini kaçırdı, düşündü biraz. o da bilmiyordu ne hissettiğini. "hoş birisi, güzel kokuyor, boyu uzun, zeki... sayacak bir sürü iyi özelliği var ama hislerim öyle abartılı değil. beğeniyorum evet ama hoşlanmıyorum. doğru düzgün bir iletişim halinde değiliz zaten ne kadar hoşlanabilirim ki? beni biliyorsun, dış görünüşe önem veriyorum ama hareketleriyle içimi ısıtacak birini istiyorum."

"vay amık"

changbin ettiği küfürden sonra suratına bir güzel yastık yemişti jeongin tarafından.

"çok mantıklı konuştun fazla geldi bana. evet ya da hayırlı bir cevap bekliyordum ben"

"ne bileyim ya, bir tuhaf her şey." diyerek sırt üstü uzandı yatağına. bu tarz şeylerin adamı değildi jeongin. hiçbir duygu olmadan yalnızca heyecan ve seks üzerine kurulu bir ilişki istemiyordu. bunları düşünmesinin en büyük sebebiyse hocasına yanlışlıkla attığı o piercing resmiydi. belki ona başka bir şekilde yaklaşsa inanabilirdi ilgisine ama geçmişti artık. bir kere o güvensizlik oluşmuştu. belliydi adamın niyeti.

changbin, herkes sus pus oturup bir şeyler düşünürken aniden kalktı yataktan. "hadi kalkın derse geç kalacağız."

jisung kalkıp jeongini de zorla kaldırdığında üçü de çantalarını alarak çıkmıştı evden.

saatler geçti, okulda kayda değer pek bir şey olmamıştı. sıkıcı bir gündü kısacası. yorgun argın eve gelip yatağına attı kendini. annesinin seslenmesiyle birlikte offlayarak kalktı yataktan. henüz yeni değmişti poposu yatak örtüsünün üzerine.

"yorgunum işte, ne bekliyorsunuz her şeyi benim yapmamı mı?"

annesinin sinirle ortaya söylediği cümleleri pek dikkate almadı, babasına kızıyordu her zaman ki gibi. evlerine huzur ara sıra uğrar ziyareti pek uzun tutmaz ve anında geri giderdi.

konudan bağımsız bir şekilde annesine "içecek almıştım anne dolapta mı?" diye sordu jeongin. kavganın devam etmemesi için alakasız şeyler söyleyerek unutulmasını hedefliyordu.

"abin içti."

"hiç mi kalmadı?"

"kalmadı?"

jeongin sabır dilercesine aldı yemek çubuklarını eline. cevabını tahmin ettiği bir soru daha sordu ardından. "geçen aldığınız tatlıdan kaldı mı peki? hiç yememiştim ondan"

okokok lalala | hyuninHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin