1. BÖLÜM

25 4 0
                                    

*ÖNEMLİ NOT*

Bu hikayede yer alan karakterlerin tamamı uydurma olup gerçeklikle uzaktan yakından alakası yoktur... Amaç sadece hayal dünyanızda güzel bir hikaye yeşertip güzel bir anı bırakmaktan başka bir şey değildir.. siz de okuduktan yorum yaparsanız bu güzel tarihî hikayeye güzel dokunuşlar yapmış olursunuz.. :)

GORYEO HANEDANLIĞI

YIL M.S. 995

Vakit gece yarısı...Sarayda sessiz hüzünlü bir telaş hakim...saray tabibesi Dong-sun yardımcılarıyla birlikte hastalığının son safhalarında olan kraliçenin son durumunu kontrol etmek amacıyla içeri girdiğinde kraliçe Munseong uyuyordu.. tabibe kraliçenin ateşini ölçtü nabzını saydı nefes durumunu kontrol etti.. biraz düşündükten sonra yardımcısından bitki çantasını istedi..yardımcı çantayı açarken diğer yardımcı taş havanı yerleştirdi..tabibe bitkilerden ikişer üçer seçip havana attıkça yardımcı onları ezip ilaç hazırladı..ilacı mum ışığında ginsengle karıştırıp kaşığa döktü ve ilacı vermek için kraliçe Munseong'un uyanmasını bekledi..

Bir süre sonra kraliçe öksürerek uykusundan uyandı..bu öksürük atakları son bir kaç aydır iyice sıklaşmıştı...İşte yine ataklardan biri başlamış kan kusana kadar devam etmişti..yardımcı kraliçenin ağzını ipek mendille sildikten sonra tabibe kaşıktaki ilacı kraliçeye içirdi..ilaç etkisini göstermeye başlayınca kraliçe Munseong tabibeye gülümsedi

- senin hakkını nasıl öderim bilmiyorum..uzun zamandır kahrımı çekiyorsun..

- size hizmet etmek bana mutluluk veriyor kraliçem...

Munseong acıyla gülümsedi..

- o zaman desene kısa bir süre sonra bu mutluluktan mahrum olacaksın..

Tabibin gözleri dolmuştu

- öyle demeyin kraliçem..sizi yaşatmak için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım...

- ahhhh vefalı dostum...bu tedaviyi senin hatırına kabul ettim ya zaten...Ama artık biliyorum..fazla vaktim kalmadı...

Tabibeyle kraliçe ilk defa o zaman gözgöze geldi...tabibe bu bakışları iyi biliyordu..derhal yardımcılarından eşyaları toplayıp dışarı çıkmalarını istedi..yardımcılar çıkıp odanın dev kapıları kapandığında tabibe kulağını kraliçenin ağzına yaklaştırdı.. Munseong'un kulağına fısıldadığı şey tabibenin şoka uğramasına neden olmuştu..

- emin misiniz?...

Kraliçe başını salladı..

- artık bilmeli..Hadi çağır yanıma gelsin..uyuyorsa da uyandır..huzuruma çıkmak için giyinmesine gerek yok. Geceliği ile gelsin..

- emredersiniz kraliçem...şey...peki ya diğer çocuklarınız?..bu ani gece ziyaretini duyarlarsa yeni bir entrikaya sebep olmaz mı?

- merak etme sen.. diğer üç çocuğuma da birer gece yapacak sohbet konusu ayarladım..

Emektar tabibe gülümsedi ve kraliçenin önünde eğilip aldığı emri yerine getirmek üzere odadan ayrıldı..

Kısa bir süre sonra prenses Min ji telaşla kraliçenin odasına geldiğinde tabibe kraliçeye başka bir emrinin olup olmadığını sordu..

- yanımda kalmanı istiyorum..

dedi sessizce..

- ama efendim?..

- min ji...bunu sensiz yapamam..

Prenses başını kaldırdı..

- yanınızdayım kraliçem..

- güzel kızım...gel yanıma otur..yanımda olmana sevindim tabii..Ama min ji derken seni kastetmedim..

Prenses Min ji hayretle tabibeye baktı..

- tabibe Min ji hizmetinizdedir prensesim...

Prenses Min ji şaşkınlıkla annesine döndü

- nasıl yani?..tabibe dong-sun?...min ji?...

-güzel kızım...dong-sun'un adı bu saraya benimle adım attığı gün değişti..onun adını 20 yıldan beri ilk defa söyledim..20 yıldan sonra bu adı öğrenen ilk ve tek kişisin sen..

Kraliçe Munseong şiddetli öksürükle yerinden doğruldu..tabibe hemen müdahale edip ilaç verince öksürüğü sakinleşmişti..

- güzel kızım...bu gece sana anlatacağım şeylerin benimle mezara gitmesini istemiyorum.. Ama bu odadan dışarı çıkmasını da istemiyorum...anladın mı beni..

Prenses Min ji hafifçe yerinden doğruldu annesinin elini tuttu...

- peki anneciğim..Ama pek iyi görünmüyorsunuz..daha iyi hissettiğiniz bir gün konuşsak?...

- şu andan daha iyi hissettiğim bir günüm yok kızım..

Prenses Min ji'nin gözleri dolmuştu..

- anneciğim...

Kraliçe Munseong gülümsedi..derin bir nefes aldı...gözlerini yumdu..Bir anını bile unutmak istemediği zamana 20 yıl öncesine gitmişti bile..gözlerini açıp prenses Min ji'ye baktı..

- babasına ne kadar çok benziyor değil mi tabibe?...

- evet kraliçem...

- sana anlatmak istediklerim çok özel meseleler Min ji...ve kalbimin çok çok derinliklerinde.. o yüzden lütfen sözümü kesmeden dinle olur mu?...sana birinden bahsetmek istiyorum..byeol'den...

- byeol mü?

- evet..benim byeol'üm..artık anlatmanın vakti geldi..goryeo'nun en ücra köyünün saf ve yaramaz çocuğu..Goryeo sarayının ve ordumun onurlu generali.. park jimin'i anlatacağım sana...

~BYEOL~ GENERAL PARKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin