4

62 19 6
                                    

Jeongin sabah uyandığında küfürler savurmaya başlamıştı bile.

Sebebi ise arka arkaya deli gibi arayan en yakın arkadaşıydı.

Bugün izin günüydü ve evde tüm gün uyumayı planlıyordu. Fakat can dostu buna engel oluyordu.

"Allah belanı versin Seungmin. Ne derdin var benimle de sabahın köründe deli gibi arıyorsun."

Jeongin bir süre ses gelmesini bekledi fakat ses yoktu. Derin nefes alış veriş sesi duyuluyordu sadece.

"Seungmin?"

Bir süre daha bekledi ve ardından bi iç çekiş duydu.

"Ne oldu iyi misin?"

"Off Jeong değilim. Hem de hiç."

Jeongin yataktan kalktı ve telefonu hoparlöre alırken mutfağa doğru ilerledi.

"Konuşsana artık be adam." dedi dolaptan kendine bi şişe su aldı ve kafasına dikmeye başladı bile.

Hala sadece arkadaşının konuşmasını bekliyordu.

"Hyunjinle yattık."

Jeongin duydukları suyun boğazına kaçmasına sebep oldu ve sertçe öksürmeye başladı bile.

Bir yudum daha su içip boğazındaki acıyı dindirdiğinde arkadaşı susuyordu hala.

"Sen salak mısın? Ne demek yattık. Seungmin sen böyle bir şey yapmazsın. Ne oldu adam akıllı anlat."

"Bana gelsene Felix de gelecek lütfen çok iyi değilim şu an tüm vücudum ağrıyor. Jeong yalvartma lütfen 10 dakikaya evdeyim. Kahvaltı da söylerim lütfen."

Jeongin derin bi nefes aldı ve "geliyorum allahın cevazı." diye bağırarak kapattı telefonu yüzüne.

"Bir gün ya. Sadece bir gün uyuma istiyorum. Şu koca haftada sadece bir gün!!!"

...

Jeongin Seungmin'in kapısına geldiğinde arabasını dışarı park etti. Felix'in arabası da buradaydı ve tabii ki Seungmin'in ki de.

Hızla eve doğru adımladı ve kapıyı çaldı. Açan Felixti.

İkili kısaca selamlaşıp içeri girdiklerinde Seungmin koltukta oturmuş ıslak saçlarını elleri arasına almış dizlerini sallayarak oturuyordu.

"Ne oldu allahın cezası anlat artık." dedi Jeongin sinirle.

"Bak üstüme gelmeyin lütfen. Ben de anlamadım ne olduğunu."

Felix yanına oturup koluna girerken konuştu.

"Canımın içi ama bak sen böyle şeyler yapacak birisi değilsin bebeğim." demiş ve saçlarını okşamıştı.

Jeongin de başında dikiliyordu.

"Otur şuraya beni daha çok geriyorsun." demesiyle Seungmin'in telefonun çalması bir olmuştu.

"Al işte yine arıyor."

Jeongin alıp telefonu kapatmış ve sessize alıp köşeye koymuştu.

"Ben salağın tekiyim gerçekten. Bakın dün yemeğe çıktık ya Felix orası çok uzun sonra anlatırım. Çıktık yedik baya sonra ben ısmarladım diye bu sefer de o bir şeyler içmeye gidelim bari ödeşmiş oluruz dedi ben ısmarlarım falan dedi. İzinliyim diye bir iki bardak içerim dedim ben de. Malım ama ben mal. Bir iki bardak oldu bir iki şişe."

Gözleri dolmuştu bu sefer ve Jeongin şimdi dayanamazdı. Arkadaşına daha çok yaklaşıp diğer koluna da o girdi.

"Sonrası karışık işte içmişim sonra evine bırakmayı teklif ettim arabası yokmuş çünkü ama çok sarhoştum o daha az içmişti ben sürerim dedi sürmeye başladı sonra eve vardık sonra gel bi elini yüzünü yıka dedi ayıl öyle git olmadı bende kalırsın dedi. Ben de çok sarhoşum diye kabul ettim kaza falan olmasın diye."

Derin bi nefes almıştı. O sırada telefonu titremekten yeri boylamıştı sonunda.

"Sonrasında da seviştik işte. Eve girdikten sonra olan oldu."

"Ne yapmam gerekiyor."

Felix saçlarını karıştırıp gülümsemiş ve telefonunu göstermişti.

"Aramasına cevap verip özür dileyeceksin güzelim."

Seungmin başını iki yana salladı. "Çok utanıyorum yapamam sanırım."

"Seungmin yani para bıraksaydın bi de yani baya ayıp etmişsin. Şimdi o telefonu alıp konuşuyorsun, gerekirse özür diliyorsun. Çocuğa resmen eskort muamelesi yapmışsın. Hem nereye kadar kaçacaksın."

Seungmin arkadaşlarının gazına gelmeyecekti. Çünkü her şeyi o başlatmıştı. O istemişti bunun olmasını. Hyunjin'i o zorlamıştı ama kaçan da oydu. Utanıyordu işte.

...

diğer bölüm hyunjin arkiler

marry me?/jeongchan, Hyunmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin