Mee and youuuuuğğ

504 32 29
                                    


2016

"Olmaz Max. Yapamayız. Sen ve ben.." karşısındaki çocuğun kırgın buz mavilerine baktı, "Kimse izin vermez. Önünde büyük bir gelecek var. Bunu heba edemezsin." diyebildi sadece. O da istiyordu ama olamazdı. İkisi birlikte olamazlardı.

"Ne yani, her şeyi bir kenara mı bırakacağız? Bunu mu diyorsun? Bunca şeyi?" Durdu ve onun küçük ellerini avucunun içine aldı. Göz bebeğinin etrafını saran kahve-yeşil karışımı rengi çevreleyen mavi gözlerine hayranlıkla bakıyordu. Gözleri bile böylesine sanat eseriyken nasıl olurda ondan uzak kalabilirdi?

"Ne olursa olsun ben buna varım Charles. İkimizin de hayali büyük bir pilot olmak, evet ama bunu birlikte yapamaz mıyız?"

"Sen..sen ayrısın Max. Bunu herkes biliyor, daha yeni on sekiz olmuşken koltuğun zaten hazır. Eğer ikimiz ifşa olursak bu seni çok etkiler bunu istemiyorum, başarılı olmanı istiyorum. Baban, baban seni bunun için yetiştirdi Max. Benim için bunca şeyi göz ardı edemezsin."

"Edebilirim! Yemin ederim edebilirim Charles. Yeter ki deme böyle. Babam disiplinli bir insandır ancak bize bir şey demez. Lütfen, ilişkimiz gizli kalabilir arkadaş gibi davranırız. Kimse anlamaz, kimse. Yeter ki gitme benden."

Bu iki çocuk için F1'de koltuk bulmak küçüklük hayaliydi. Küçük bir 'kaza' sonrası tartışsalarda aralarındaki garip çekim onları arkadaş yapmıştı küçükken. Fakat zaman ilerledikçe bu bağ arkadaşlıktan da öteye geçmişti. Bunu ikiside biliyordu ve şimdi reşit yaşlarına bakılırsa Max'in Charles'a gerçekten açılması garip durmuyordu.

Yine de, Charles'dan beklediği tepkiyi almıştı Max. Şaşırmamıştı. Charles'ın kendisi için endişelendiğini biliyordu, onu suçlamıyordu. Aslında babası nasıl bir tepki verirdi onu da bilmiyordu. Sonuçta kendisine sinirlenip benzinlikte bırakan bir adam söz konusuydu, ki Charles'ın sorun ettiği konu yönelimleriydi. İlerde ne olurdu bilinmez ama buna kimsenin hoş bakmayacağı bilindikti.

"Senden gitmeyeceğim..sadece uzak kalacağız işte. Olması gereken şekilde, yoksa birinciliklerinle değil yönelimin ile habere çıkarsın. Bu isteyeceğim en son şey Max." Çocuğun ellerini sıkı sıkı kavradı ve ona gamzeli gülümsemesini sundu Charles. "Bakarsın bende yanına gelmişim? Olabilir mi olabilir ama şimdilik bu iş olmaz Max. Kariyerine odaklanmanı istiyorum."

Sona doğru ciddileşen ifadeyi süzdü. Süzdü ve daha çok süzdü. Charles'ın kaşları çatılırken birleşik ellerinden onu kendine çekti ve dudaklarına minik bir öpücük kondurdu. "Teşekkür ederim." diye fısıldadı Max okyanus mavilere. "Ne, neden?"

"Benden vazgeçmediğin için." tekrar ince dudaklara bir buse kondurdu. Ve bir kez daha. Aralıklı öpücüklerine gülümsedi Charles. İçindeki endişe bütünüyle rahatlamaya bırakmıştı yerini. Yanaklarına kan gelmiş, vücudu ona her böyle dokunduğunda yanan haline geri dönmüştü. Max onu bu denli severken vücuduna hakim olamıyordu işte.

"Max..ciddi bir şey konuşuyoruz şurada." dedi gülerek. Bu çocuk ne yapsa ne etse onun gönlünü çelmeyi başarıyordu. "Şşş tadını çıkarmama izin ver, lütfen." Çocuğun okyanus mavilerinin en derinliklerine kitlendi. Gözlerinin içinde yatan o kırgınlık onu da üzüyordu.

Bugünden sonra hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını ikiside biliyordu. Çünkü Max gerçekten Redbull'da kalıcı bir koltuk bulmuştu. Bu sık bir takvim, zorlu antrenmanlar ve aracı geliştirmek için fabrikada geçirilen bol vakit demekti. Ha birde kamera önünde olmayı atlayamazlardı.

"Charles.."

"Hmm?"

"Seni seviyorum."

<~~>

Accident 🤙🏽🤙🏽Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin