Whats that brother? Whats thaaatt

175 23 113
                                    


ʕ⁎̯͡⁎ʔ༄

Arkadaslar Max'in Charles'a baktığı gibi birini bulun hayatta, ben beceremedim ama siz yapın 🤧🤧🤧🤧

Ve bugün sistemleri bitirmemin şerefine bir bölüm daha alın kuzucuklarım alın helal olsun sizee

😚😚

ʕ⁎̯͡⁎ʔ༄

Charles'dan;

Heyecanla içeri giren amcama baktığımda, Jos'un gözlerinin içindeki pırıltı bile bana yetmişti.

"Gidip bakmamız gerekmiyor mu? Bakalım işte."

"Ben Fethi'ye haber verdim Charles. Orada olacaklar."

"Ben bile burada beklemek istemiyorum. Charles hayatta beklemez."

Lando elindeki araba anahtarını havaya salladığında hızla elinden kaptım.

"Geliyor musunuz?"

Diğerlerine baktığımda hepsinden onay almıştım. Lando ve Carlos burada kalsa güzel olurdu aslında, ancak Lando biraz hevesli olduğu için Carlos onu kıramamıştı.

Lando ve Carlos benim arabama binerken Jos da amcamın yanına geçmişti. Aklımda bir soru oluşmuştu amcamı takip ederken.

"Amcam.. Max bulundu demedi ki?"

"Harbi la. Kaçmış mı bu zır deli?"

"Emin ol çok olası Lando. Hiçbir şey kestiremiyorum. Ki gittimiz yol Monako'nun sınırına çıkıyor, şehrin üstü ama amcam belli ki bizi Fransa sınırı tarafına götürüyor."

"Pierre'i arayak da bulsun bari bi işe yarar."

"Yuki'ye koymakla uğraşmıyorsa.. benim de adım Carlos-

"Carlos dur. İsmin araba yolculuğundan daha fazla sürcek aşkım."

"Niye ya ben hızlı söylerdim.."

Lando ve ben, Carlos'a gülerken aklıma takılan soru huzurumu kaçırmıştı istemsizce. Zaten bir huzurum yoktu da lafın gelişiydi işte.

"O Sid var ya, gerçekten Sid gibi davranıp Brendon'ın elinden kurtulmuş olabilir."

"Niyeyse bana da çok mantıklı geliyor Lando. Nasıl bulacağız

"Bir şekil bulunur ancak şimdilik bunu düşünme Charles. Belki de Max'de orada olur."

"Umarım Carlos."

Araba gideceğimiz yere kadar sessizliğe bürünürken bu yollardan hiç gitmediğimi fark ettim. Ne kadar çok yukarı çıkarsak o kadar çok araba sayısı azalıyor binalar gözükmüyordu. Uzun ağaçlar tamamen etrafımızı sararken girdiğimiz taşlık yolun sonunda büyük bir adam yığını görüyordum.

Amcam durduğu gibi bende onun yanındaki boşluğa park ettim. Hızla arabadan inip o kalabalığın ortasına daldım. Kalbim göğsümden çıkacak gibiydi.

Ancak beklediğim bir manzara görmedim. Hatta yerde diz çökmüş garip bir herif dışında hiçbir şey görmemiştim. Brendon denilen lavuk bu olmalıydı.

Başı eğik adamın yakasından tuttuğum gibi yüzüne yumruk geçirdim. Bu iyi hissettirmişti ve kendi iyileşen yaralarıma kıyasla ona daha derinini açmıştım. Burnu kesin kırılmıştı.

"Charles!"

Jos ve Carlos beni geri çekerken etrafımızdaki adamlar amcamın gelmesiyle biraz daha geriye gitmişlerdi. Etrafa bakındığımda Lando ormanı keşfediyordu.

Accident 🤙🏽🤙🏽Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin