Bölüm ~7

320 121 11
                                    

Herkese keyifli okumalar..

Sadece yaşamak bu kadar ağır gelebilirdi.

Babam.. her şeyim. Ben on üç yaşındayken her zaman olduğu gibi babam ile birlikte dövüş kulübüne gittmiştik. Babam o zamana göre damga vuran ünlü bir dövüşçüydü. Herkes tarafından sevilir, saygı duyulurdu. Yaptığı hareketler, taktikler herkesin aklında kalan müthiş bilgileri vardı. Kimseyi incitmezdi herkese yardım ederdi. Maddi manevi her yönden. O kadar yoğun olmasına rağmen asla bana karşı ilgisi, sevgisi bitmemişti. Annemden çok annelik yapmıştı bana. O kadına anne bile demek istemiyordum. Çünkü daha ben onbir yaşında iken ansızın bir sabah terkedilmiş olarak uyandım. Meğersem hiç sevmemiş beni. Bir anne nasıl olurda canından olduğu evladını hiçe sayarak onun hayatını mahfedebilir. Herkes anne olmamalı. Babam annem gittikten sonra da derdi; annen seni doğurmakta hep kararsızdı diye. Düşünebiliyor musunuz aldırmayı düşünmüş. Ama babam bir gün bile annemin yokluğunu hissetirmedi. Hep yanımda oldu; destek çıktı bana.

Bence bu dünyada herkesin en büyük şansı ailesidir. Özelikle anne. Anne her şeydir bir evin üstesinden gelebilen tek şeydir. Bir aileyi aile yapan şey annedir. Anneler çok kıymetli. Ama bazıları anne olmadan çok iyi düşünmeli. Sonradan küçücük bir kızın bütün neşesini, umutlarını, hayallerinin mahfoluşunu izler.

Annemden sonra biraz toparlanabilmiştim. Ama babamın ölümünden sonra bir daha hayata dönemedim. Onun gözümün önünde vurulmasını hazmedemedim. Hayatımda bana iyi gelen tek şeyi aldılar, babamı. Her zaman dövüşmek için çıktığı ring'te bir gün öleceğini kim bile bilirdi. Babamın seveni kadar düşmanları da vardı. O gün ring'te gözümün önünde babamın silahla vurulduğunu gördüm.

Herkes kaçışıyordu. Salondaki herkesin bağırması kulaklarımda yankı yapıyordu. Ben ise küçücük bir çocuğun yaptığı gibi iki elim ile kulaklarımı kapatıp, masum gözler ile babama bakıyordum. Acılar içinde yerde bana bakıyordu. Sanki git burdan der gibi bakıyordu. Eliyle göğsüne isabet eden kurşun yarasını tutarak son bakışları ile bana bakıyordu. Babamı vuran kişinin tuttuğu silaha baktığımda elinde akrep dövmesi olduğunu gördüm. O katile ait hatırladığım tek şey bir dövme...

*

Bu gece yine yatmakta baya zorluk çekmiştim. Göz altı morluklarım ben burdayım der gibi çıkmışlardı. Dudaklarım olduğundan daha kuru bir şekilde onları yalamamı istiyordu. Her yerim ağrıyordu. Ama bu ağrı fiziksel bir şey değildi. Ruhumda hissediyordum bu acıyı. Bedenimin ta en derinlerinde bir yerlerde hissediyordum.

Yataktan büyük bir iştahsızlık ile kalkarak, odamı terk ettmek istedim. Herkesin kendine ait odası insanı ferahlatıp, rahatlatırken beni sürekli bilinmezliğin kabuslarına sürükletiyordu. İnsanı da en çok bu yorar belirsizlik.

Banyomun ışığını açarak o karanlık ortamdan kurtulup, elimi yüzümü ve dişlerimi yıkayıp, fırçaladım. Her zamanki sabah klişesi.
Dün geceden kalma gecelikleri mi de banyoda çıkartıp, güzel bir duş aldım. Bütün bedenimin arınmasını istercesine. Keşke her duşa girdiğimizde düşüncelerimiz de suyla birlikte akıp gitseydi. Belki ozaman acı çekmek biraz da olsa hafilerdi. Banyo faslından sonra yatağımı toparlayıp, giyinmek için dolabımı açtım.

Dolabımı açtığımda gözüme dün giydiğim elbise takıldı. Ve bu benim biraz tebessüm etmeme neden oldu. Elbiseyi elime alarak aynadan kendime bakıp, elbiseyi önümde tutup kendime bakmaya başladım. Ama bu elbiseyi Arala geri götürmeliydim sonuçta iş için vermişti. Ama almayacağından eminim. Yani kim olsa geri almazdı dimi.

AŞKI-N DÖVÜŞÜ Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin